
İbrahim Akkaya
Bir mescit eksikti !
AKP’nin Türkiye’yi değiştirme, dini esasların geçerli olduğu bir rejim yaratma çabaları olanca hızıyla devam ediyor.
11 Yıllık iktidarı döneminde ülkeyi hızla değiştirmek için devletin tüm olanakları kullanan AKP, dün alkol yasağını devreye sokmuştu.
Özel hayata doğrudan müdahale anlamına gelen alkol yasağının henüz mürekkebi kurumadan bu kez de ‘her okula mescit’ olayı ortaya atıldı.
AKP iktidarı ‘dindar gençlik’ yetiştirme iddiasını tüm tepkilere rağmen sürdürmekte kararlı olduğunu her okula ibadethane açılmasını sağlayan düzenleme ile gösterdiği gibi, bu yoldaki dayatmaların devam edeceğinin de sinyallerini verdi.
Milli Eğitimi tepeden tırnağa değiştiren, imam hatip ortaokullarının yeniden açılmasını sağlamak hedefiyle özel bakıma gereksinim duyan minikleri bile zorla okullu yapan, bununla da kalmayıp, ‘dini simge’ dediği türbanı ilköğretime kadar sokmak için kıyafet serbestliğini getiren AKP iktidarı, lise yönetmeliğini değiştirerek, her okula mescit açılmasını öngören bir düzenlemeyi de yapmış oldu.
Bununla da bitmiyor liselerdeki değişiklik.
Daha önce ‘mele’ denilen din görevlilerinin okullarda ders vermesini sağlayan bir uygulama yapan, bununla kalmayıp, genç işsiler ordusu hızla çoğalırken bu kişilere maaş bağlayıp kadro veren AKP iktidarı bu kez de İmam Hatip Lisesi öğretmenlerine mahalleyi gezerek; halkla ilişki görevi verdi.
Yönetmelikte, " Anadolu imam-hatip ve imam-hatip lisesi meslek dersleri öğretmenleri gerek ders saatleri içerisinde, gerekse ders saatleri dışında olmak üzere öğrencilerin mesleki becerilerinin geliştirilmesi için çevreyle ilişki kurmalarına rehberlik ederek mesleki uygulamalarının verimli olması yönünde çalışmalar yapar, dini konularda halkın bilgilendirilmesine yönelik faaliyetlere katılır" deniliyor.
Oysa eski yönetmelikteki imam hatip öğretmenlerinin müftülük kontrolünde müftülerle beraber iş birliği yapacağı ifade edilirken, yeni düzenlemede bu hüküm yer almadı.
Böylece İHL öğretmenleri kendileri mahallede dini bilgilendirme çalışması yapabilecek
Lise yönetmeliğinde yapılan düzenleme bir anlamda toplumdaki ayrışmanın hükümet eliyle körüklenmesi oluyor.
Çünkü Alevi öğrencilerin yoğun olduğu yerlerde okul içinde ibadethane açılması çeşitli tartışmaları da beraberinde getirecek gibi görünüyor.
Her konuda olduğu gibi toplumun tepkisini en aza indirme girişimlerine devam eden AKP hükümeti, olası tepkilere karşı önlemini de almış bulunuyor
Milli Eğitim Bakanlığı(MEB) 'in yeni Ortaöğretim Yönetmeliği'nin 99 maddesinde, "Talep olması halinde ibadet ihtiyaçlarını karşılayacak uygun mekan ayrılabilir" ifadesi yer alıyor. Uzmanlar, bu ifadeyle okullarda tüm dinlere yönelik ibadethane açılabileceğini savunuyor. MEB yetkilileri okullarda talep olması halinde mescit açıldığını, ancak diğer dinlere yönelik bir talep gelmediğini söylüyorlar.
Görüldüğü gibi 11 yıllık AKP iktidarı Türkiye’yi değiştirme çabalarına ara vermiyor.
Ülkenin gelecekteki yöneticilerinin yetişeceği okullarda çağdaş eğitimi geliştirme, teknolojiye ayak uydurma ve adapte olmak yerine milli eğitim sistemini kökünden değiştirip, düşünmeyen, sorgulamayan, konuşmayan, itaat eden, her dayatmaya boyun eğen ve ne söylenirse onu yapan ‘dindar nesil’ yetiştirme idealinden de asla ödün vermiyor siyasi otorite.
Çok acıdır ki AKP iktidarı her gün yeni bir düzenlemeye imza atıyor.
Toplumun sesine asla kulak vermediği, bu ülkenin sahiplerinin düşüncelerine itibar etmediği gibi ‘ben yaptım oldu’ mantığından da taviz vermemekte direniyor.
Susmayan, haksızlığa boyun eğmeyen, yanlışlara direnen, gerektiğinde eylem yapana ‘terörist’ suçlamasını yapan siyasi iktidarın tenkitlere, eleştirilere de son derece tahammülsüz olduğu bir süreci yaşıyoruz.
Gerçek şu ki AKP iktidarı bir korku imparatorluğu yarattı..
Kişilerin yatak odasına kadar giren bir dinleme, izleme ve fişleme operasyonu değişik yöntemler de kullanılarak sürdürülüyor.
Kişiler de haklı olarak sesini çıkarmaktan, itiraz etmekten, haksızlığa karşı çıkmaktan çekiniyorlar.
Çok sancılı bir süreçten geçiyoruz hepimiz..
Şunu vurgulamakta yarar var, toplumu be denli baskı altında tutmak son derece tehlikeli bir yöntem.
Toplumsal barış bozulursa bunun faturasını ödemek çok güç olabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.