30 Mart yerel seçimleri öncesinde ve sonrasında Antalya’da garip şeyler yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor.

Seçimlerin kampanya dönemlerinin günlerinde almıştık aslında sinyalleri.

İnanılmaz bir bilgi kirliliği vardı.

Ardından dedikodu siyaseti öne çıktı.

Sonrasında karalama kampanyası devreye sokuldu.

Yalan ve iftira süreci eklendi bu olumsuzluklara..

Yetmedi fiilli ve sözlü saldırılar yapıldı.

Seçim ofisleri, seçim araçları, afiş, bayrak ve benzeri tanıtım araçlarına yöneltildi bu kez saldırılar.

Elbette her siyasi parti ve aday seçimi kazanmak ister.

Ancak Antalya’da siyasetin kurallarına göre değil de sokak terörü kazanma aracı olarak seçildi.

Bugün Antalya’da tansiyon yükselmişse, siyasi partilerin taraftarları birbirlerini siyasi rakip değil de, hasım ya da düşman görmeye başlamışsa kökeninde seçim kampanyasında ekilen nifak tohumlarının payı çok büyük.

Bakıyoruz birileri kendilerini aklamak adına birlik ve beraberlik mesajları veriyor.

Düne kadar rakip aday ve partilere her türlü kirli saldırıyı yapanlar bugün sütten çıkmış ak kaşık misali iyi politikacı rolüne soyunmaya çalışıyor.

Siyasi ikbal adına her türlü rezilliği yapanlar, bugün mağdur edebiyatı yaparak, yitirdikleri saygınlıklarını topluma şirin görünerek yeniden kazanmanın arayışına giriyorlar.

‘Benden sonrası tufan’ anlayışı ile kendilerini dev aynasında gören, ancak sandıkta boyunun ölçüsünü alanlar koltuklarını kurtarma telaşı ile duygu sömürüsü yaparak, aklanma çabasını sürdürüyorlar.

Seçim sonuçlarına elbette itirazlar olacak, oylarının yazılmadığını, sandıkta yanlış yapıldığını, hatta seçime hile karıştırıldığını iddia edenler elbette haklarını arayacaklar.

Ancak bunu yaparken toplumsal huzuru bozacak, Antalyalılar arasında derin uçurumlara yol açabilecek tavır ve davranışlardan uzak durulması gerektiğini kimse aklından çıkarmamalı.

Büyükşehir Belediyesi dışında Antalya’da belediye başkanlığı seçimleri sonuçlandı.

Yeni başkanlar ve meclis üyeleri mazbatalarını aldı.

Yeni dönem başlarken endişe duyulan bazı noktalara da değinmek gerekli.

Öncelikle başkanı değişen belediyelerin çalışanlarının tedirgin.

Seçim öncesinde bazı kişi ve gurupların yarattığı kaos ortamı doğal olarak belediye çalışanlarının ritmini bozdu.

Seçimler öncesinde ve sonrasında kimi belediyelerin çalışanlarının, “Göreve başlayalım,  sizi işten atacağız, sizi süreceğiz, geçmişin hesabını soracağız” şeklinde tehdit edildiği iddiaları dolaşıyor Antalya’da..

Yakışıksız bir süreç bu..

Burada görev belediye başkanlarına düşüyor.

Çalışanları rahatlatmak, iş barışını sağlamak belki de ilk yapacakları icraat olacak.

Huzursuzluk, tartışma, ayrışma belediye başkanlarının başarı şansını azalttığı gibi, toplumun desteğini almasını da zorlaştırır.

Başkanların ve siyasi partilerin ivedilikle seçim sürecinde Antalya’nın üzerine çöken kara bulutları azaltacak önlemleri almalarını bekliyor Antalyalı.

Bir diğer önemli nokta ise 101 kişiden oluşacak Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nin verimli çalışması.

‘Şehir Meclisi’ olarak da adlandırılan yeni meclisin Kaş’tan Gazipaşa’ya kadar her yerleşim birimine hizmet götürülmesi gibi çok önemli bir görevi var.

Belediye başkanları ile siyasi parti guruplarının tutumu Meclis’in yol haritasının çizilmesinde hayati önem taşıyor.

Antalyalı yeni meclisi bu nedenle çok merak ediyor, denetim görevini yapmak için de sabırsızlanıyor.

Ama Antalya önce bu karmaşa ortamından kurtulmalı.