Belki de sadece bu coğrafya da “peygamber” kelimesi kullanıldığından olabilir mi?

Yakın tarihte ülkemizi en derin sarsan doğal afet Marmara Depremi’dir. O dönemin olanakları bugünkü ile elbette bir değildi, herşeyden önce teknoloji bu kadar, Dünya’da bile yoktu. O günkü iktidar da bugünkü gibi eleştiriliyordu ama sosyal medya olmadığından bu sadece sohbetlerde oluyor, birkaç gazeteci köşe yazısına taşıyordu. Şimdiki gibi bir sürü kanalda her boku bilmiş uzman ulemalar da yoktu.

Uzunca bir süredir, “ben geldiğimde” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nu bir türlü sindiremeyen Merkez Sağ tandanslı yurdum muhalefeti iktidar karşısında isim aramaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıl, “Şımarık”, “yolla”, “öp”, “hüp”, “şıkıdım” gibi şarkılarla bilinen Tarkan’nın, aşk acısını ustaca pazarladığı “Geçcek” şarkısında umduğunu bulamayanlar, pandemi günlerinden sonra afet döneminde de AHBAP adlı yardım oluşumunun başındaki Haluk Levent’e sarıldı.

Öyle ki, AFAD ile AHBAP kıyaslandı, yardımların AFAD değil, AHBAP’a yapılması falan istendi. Evet, Haluk Levent’i takdir ediyorum. Evet, AFAD’ın ağır çalıştığını, çünkü bürokratik bir kurum olduğunu ben de biliyorum. Bölgedeki tanıdıklarımızdan aldığımız bilgiler doğrultusunda, 1999’daki iktidarı doğal afet üzerinden vuran bugünkü iktidarın; Van, Elazığ, İzmir depremlerini de yaşamış olmasına rağmen eksik kaldığı görülmüştür.

Evet, bu kez belki de birçok ülkeden büyük bir alanda afet vardır, evet belki 3-5 ülke nüfusu kadar can yaşar bu bölgede, haklısınız. Ama siz de o küçük ülkeleri değil, koskoca Türküye Cumhuriyeti’ni yönetmeye talip oldunuz. 20 yıldır iktidarsınız, her şey iki dudak arasında…

Sesini yükseltene “vandal” veya “sürtük” bile denilecek kadar güçlüydünüz. Pandemi günlerinde dünyanın öbür ucuna maske yardımı yapacak kadar alçak gönüllüydünüz.

E…. Daha fazlasını bekliyoruz, haklıyız…