İbrahim Akkaya

İbrahim Akkaya

Basının bayramı mı olur ?

Bugün 24 Temmuz, iki önemli günün yıldönümü..

Birincisi Türkiye’nin Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda kazandığı büyük zaferi taçlandıran ve Misak-ı Milli sınırlarının çizildiği Lozan Barış Antlaşması..

İkincisi ise Türk basınında sansürün kaldırılışının yıldönümü..

24 Temmuz ‘Basın Bayramı’ olarak biliniyor.

Basından sansürün kaldırılmış olması, basının özgür olduğunu anlamına geliyor.

Ancak günümüzde basının özgür olduğunu söylemek çok güç.

Bunun için de 24 Temmuz kutlamaları sadece kağıt üzerinde kalıyor.

Her yıl olduğu gibi yine nutuklar atılacak, basın özgürlüğü övgüleri düzülecek, ülkemizde basının dördüncü kuvvet olarak çok önemli bir misyon üstlendiği söylenecek.

Gerçek şu ki son yıllarda basın üzerinde siyasal iktidar ile yandaşlarının inanılmaz baskısı var.

AKP iktidarı, halkın haber alma özgürlüğünü hiçe sayarak ‘Besleme basın’ yoluyla topluma dayatmalarda bulunuyor.

Devletin resmi yayın kurumu olan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, AKP’nin borazanı gibi çalışıyor.

TRT ekranlarında AKP iktidarının pompaladığı kutuplaşma, ötekileştirme çabalarına methiyeler düzülüyor.

Türkiye’nin demokratik laik bir hukuk devleti olduğu gerçeği görmezlikten gelinerek Osmanlı hayranı, Arap dünyası hayranı, şeriat özlemi ile yanıp tutuşan kılıksız tipler aracılığıyla Ilımlı İslam Modeli’nin reklamı yaptırılıyor.

Halkın gözü kulağı konumunda olan basın 12 yılı aşkın AKP hükümetleri döneminde kimlik ve kişilik değiştirdi ya da değiştirmeye zorlandı.

Adeta basının genleriyle oynandı.

Uzaktan kumandalı bir basın modeli geliştirildi.

AKP, tüm sektörlerinde olduğu gibi basında da ayrımcılığı ön planı çıkardı.

Siyasal iktidara biat eden gazeteler ve gazeteciler bir eli yağda, bir eli balda tatlı hayat sürerken, kişiliklerinden ve fikirlerinden ödün vermeyen, her türlü baskı ve tehdide rağmen doğru bildiklerini yazan ve söyleyenler ise ‘sakıncalı’ ilan edildikleri gibi, her türlü engelle karşılaşmalarına rağmen ayakta durmaya, halkın haber alma hakkını ne pahasına olursa olsun kullandırma için özveride buluyorlar.

Basın mesleği son yıllarda tamiri olanaksız yaralar aldı.

Hükümeti eleştiren gazetecilerin geleceği pamuk ipliğine bağlı.

Gazeteci muhalif olduğu halde, muhalefet etmek, iktidarı eleştirmek, yermek, hele hele iktidar ile yakınlarının yanlışlarını yazmak suç.

Patronlara muhalif gazetecileri işten atma talimatı veriyor iktidar..

Dahası gazetelerin manşetini bile iktidar partisi ve yalakaları belirliyor.

‘Alo Fatih’ olayı Türkiye’nin her yerinde ne yazık ki yaşanıyor.

24 Temmuz basından sansürün kaldırılışının, yani basın özgürlüğünün güvence altına alınmasının yıldönümü ancak ülkemizde basının özgür olmadığı ortada..

Türkiye, 180 ülke arasında basın özgürlüğü sıralamasında 154.ncü sıra bulunuyor.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü(RSF), Türkiye’yi 2013 sonunda 60 civarında medya çalışanını cezaevcinde tutan, Gezi eylemleriyle 153 habercisinin polis şiddetine uğradığı ve editoryal bağımsızlığın ağır saldırı altında olduğu bir ülke olarak tanıttı..

Türkiye, asın özgürlüğü sıralamasında Irak ile Gambiya arasında yer alıyor.

2005 yılında Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü tarafından basın özgürlüğü sıralamasında

98. sırada yer alırken, 8 yılda 56 sıra birden gerilemiş olması işin ciddiyetini net bir şekilde ortaya koyuyor.

Bizim için gerçekten çok karamsar bir o kadar da düşündürücü bir durum.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Türkiye’nin özellikle ‘Arap Baharı’nı yaşamış rejimler için kendisini bölgesel bir demokrasi modeli olarak sergilediğini belirterek, şu  saptamalarda bulunuyor :

“İslami muhafazakar AKP iktidarında ordunun siyaset ve medya alanındaki etkisi kayboldu ve Kemalist ideolojiye bağlı kimi tabuların etkisi kırıldı. Ancak bunların yerini yeni kırmızı çizgiler alma eğiliminde”

O kırmızı çizgiler içinde basını denetim altına almak önemli bir yer tutuyor..

Yaşıyor ve görüyoruz AKP, Türkiye’yi hızla ‘Tek adam dönemi’ne götürüyor.

Diğer sektörler gibi basını da kendisine göbekten bağımlı hale getirmeye çalışıyor.

Şimdi soruyorum 24 Temmuz’u kutlamanın anlamı var mı ?

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Akkaya Arşivi

Siyaset zor zanaat !..

27 Eylül 2019 Cuma 11:32

Yarın dizimizi dövmemek için..

26 Eylül 2019 Perşembe 10:33

Batan batana !..

25 Eylül 2019 Çarşamba 12:25

Yeni Parti Kasım’da geliyor

24 Eylül 2019 Salı 11:04

Anket oyunları !..

12 Eylül 2019 Perşembe 11:38

7 yürekli gazeteci..

11 Eylül 2019 Çarşamba 13:00

Devlet Kapısı’na saldırı

09 Eylül 2019 Pazartesi 11:48

İYİ Parti’de nefesler tutuldu

07 Eylül 2019 Cumartesi 13:09