
İbrahim Akkaya
Antalya’yı bekleyen tehlike
Antalya Valisi Sebahattin Öztürk, İl Koordinasyon Kurulu’nda son derece çarpıcı, bir o kadar üzücü ve de endişe verici bir itirafta bulundu..
Vali Öztürk, Antalya’nın uyuşturucu ile mücadelede var olan kapasitesinin yetersiz olduğunu söyledi.
Öncelikle Sayın Öztürk’ü kutlamak gerekli..
Yürekli bir biçimde tabloyu ortaya koymuş.
Kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticilerinin bir bölümü gerçekleri gizlemeye, dikkatleri başka yöne çekmeye çalışırlar, olumsuzlukların üzerini örtmeyi maharet sayarlar.
Vali Bey, Antalya’nın uyuşturucu ile mücadelede yetersiz kaldığını söyleyerek farklı bir mesaj da vermiş oldu.
Uyuşturucu çağın en büyük belası oldu.
Özellikle gençleri ciddi biçimde tehdit ediyor.
Uzmanlar, uyuşturucu kullanma yaşının düştüğünü vurgulayarak, tehlikenin boyutlarının ne denli büyük olduğunu da anlatmaya çalışıyorlar.
Antalya’da uyuşturucu kullanımının giderek yaygınlaştığı bilinen bir gerçek.
Uyuşturucu denince de hemen akla Zeytinköy geliyor.
Bir zamanlar polisin bile zorlandığı Zeytinköy, yeni adıyla Yeşildere Mahallesi’nde uyuşturucu üreten ve pazarlayan ailelerin olduğu da biliniyor.
Zeytinköy’de neredeyse her yaştan kişinin uyuşturucu sattığı da polisin zaman zaman gerçekleştirdiği operasyonlarla ortaya çıkıyor.
Uyuşturucuyu ‘torbacı’ adı verilen kişiler satıyor..
Geçimlerini uyuşturucu satışından sağlayanların olduğu bir mahalle Zeytinköy..
Sokaklarda leblebi gibi uyuşturucu satıldığı da söyleniyor.
Uyuşturucu ticaretini meslek haline getirenlerin oteller, eğlence merkezleri ile okulların önünde uyuşturucu pazarladıkları da gözleniyor.
Son aylarda Bonzai adı verilen sentetik uyuşturucunun kolaylıkla satıldığını söyleyenler var.
Bonzai’den bir süre önce Zeytinköy’de 43 yaşındaki Yılmaz Alişan hayatını kaybetmişti.
Zehir tacirleri için Antalya en uygun bölgelerden birisi.
Gerek coğrafi yapısının yarattığı dezavantaj, gerekse turizmdeki konumu, eğlence sektörünün favorisi olması nedeniyle uyuşturucu satıcıların takip ve yakalanması güçleşiyor.
Bir de bunlara Vali Öztürk’ün de işaret ettiği gibi mücadele kapasitesinin yetersiz olması ekleniyor ki Antalya’nın işi daha da zorlaşıyor.
Zehir tacirlerinin gençleri hedef aldığını söyledik.
‘Bir kere denemeden bir şey olmaz’ gençleri uyuşturucuya alıştırmanın en kolay yolu.
Bir kere deneyenlerin çok önemli bir bölümünün uyuşturucu bağımlısı oldukları da araştırmalarla belirlenmiş durumda.
Uyuşturucu bağımlılarının suça meyilli olmaları, özellikle uyuşturucu temin etmek için kendi ev ve işyerlerinden başlayarak hırsızlık yaptıkları, kendilerine, aile fertlerine ve çevrelerine zarar verdikleri de bilinen olaylar arasında.
Uyuşturucu krizine giren gençlerin eşya ve evlerini ateşe verdikleri, kriz anında kontrollerini yitirdikleri için aile bireyleri ve çevreleri için büyük tehdit oluşturdukları da ifade ediliyor.
Antalya’nın uyuşturucu belasından kurtulması elbette şu anda pek mümkün görünmüyor.
Antalya’da özellikle varoşlarda uyuşturucu kullanımının hızlı yayılıyor olması da bir başka dikkat çekici nokta.
Acı ama gerçek, kimi ailelerin çocuklarının uyuşturucu kullanmasından şikayetçi olmadığı, hatta uyuşturucuyu bizzat temin ettikleri de bu konuda yapılan araştırmalarda ortaya çıkıyor.
Uyuşturucuyu sempatik göstermek isteyen kimi çevrelerin yorucu mesai yapan iş dünyası ile siyasetçilerin de belirli dozajda olmak kaydıyla uyuşturucu kullandıklarını fısıltı gazetesi ile yayarak yeni pazarlar oluşturma çabası içine girdikleri de biliniyor.
Sonuç olarak uyuşturucu toplumu ciddi biçimde tehdit ediyor, Antalya bu tehdidi en yakından duyuyor.
Zaman geçirmeksizin mücadele kapasitesinin artırılması, öncelikle de toplumun bilinçlendirilmesi gerekiyor..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.