Su hayattır. Uzmanlar, suyun insan vücudu için ne kadar önemli olduğunu, günde yeterli miktarda su tüketilmesi gerektiğini söylüyorlar.

Beynin ve kasların yüzde 70’ni, kanın yüzde 90’nı, kemiklerin ise yüzde 20’si sudan oluşuyor.

Su sağlık yaşam için oksijenden sonra gelen ikinci madde, hücrelerin yaşamsal faaliyetleri vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesi, vücut biyoritminin bozulması için su tüketimi önemli..

Önemli de Antalyalılara kaliteli, temiz su içirmek de önemli..

İşte bu noktada Antalya Büyükşehir Belediyesi kuruluşu ASAT’ın 300 milyon liralık maliyetle Antalya’ya  içme suyu un temin için  belirlediği Karacaören Barajı suyu ile ilgili kaygıları da gözardı etmek olanaksız..

Araştırmacı gazeteciliğin önemli isimlerinden Yusuf Yavuz, bu konuyu ciddi biçimde araştırmış..

Karacaören Barajı’nın yıllardır kirlilikle ve balık ölümleriyle gündeme geldiğini vurgulayarak, ASAT’ın bu suyu Antalyalılara içirme hazırlığında olduğunu söylüyor.

Antalya’nın 2045 yılına kadar su sorununu çözeceği söylenen Karacaören Barajı suyunun kirli olduğu, içme suyu olarak kullanılmasının büyük sakıncalar yaratacağını uzmanlar da söylemişti.

Türkiye’nin gölleri ve su kaynaklarıyla ilgili olarak 30 yıldır bilimsel çalışmalar yapan Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi  Eğirdir su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erol Kesici de Karacaören Baraj gölünün Antalya’da içme suyu olarak kullanılmasına karşı çıkarak, şu uyarılarda bulunuyor:

“Isparta’daki mermer ve deri işletme tesislerinde kullanılan kimyasallar, Isparta Çayı ve Aksu Nehri vasıtasıyla yıllardır göle taşınıyor. Atık kanalına dönüşen Sav Deresi’nin adeta köpüren suları baraj gölüne karışıyor. Arıtma hiç yok ya da yetersiz. -Antalya Karacaören Baraj Gölü suyunu içme suyu olarak kullanırsa, o zaman arıtma kurulur- beklentisi ise şaşırtıcı ve ürkütücüdür”

Aynı zamanda Türkiye Tabiatını Koruma Derneği(TDB)Danışmanı da olan Doç. Dr. Ekici’nin su uyarısı ise hepimizi dehşete düşürmeli :

“Bırakın içme suyunu, tarımda bile kullanılmalı”

Karacaören Barajı’ndan Antalya’ya içme suyu getirilmesine yenilik projeye ilk olarak CHP Antalya eski Milletvekili Yıldıray Sapan karşı çıkmıştı.

Sapan,  ASAT önünde protesto eylemi düzenleyerek, “Karacaören Barajı’nın suyu kirli. Antalya’ya kirli su içerecekler” demişti.

Sapan, iktidar ve yandaşları tarafından da ‘Yatırım düşmanı’ ilan edilmişti..

O dönemde Süleyman Demirel Üniversitesi’nin bir başka öğretim görevlisi Prof. Dr. İbrahim Diler de uyarı da bulunmuş ve “Karacaören Barajı’nın suyu kirli, asla içilemez” demişti.

Balık ölümleriyle, kirli suyu ile gündemde olan Karacaören Barajı’ndan Antalya’ya içme suyu getirilmesi çalışmalarının uyarılara rağmen devam ediyor olması ilginç..

Gerçek şu ki kuruluşunda içme suyu kaynağı amacını taşımayan ve çevresinde herhangi bir koruma önlemi bulunmayan Karacaören Baraj Gölünün kenarından geçen ve ‘Baba Yolu’ olarak da bilinen Antalya-Isparta Karayolu da bir kirletici kaynağı..

AKP’li Antalya Büyükşehir Belediyesi, bu kaygılar varken, ‘Barış Suyu’ olarak bilinen Manavgat Irmağı suyu dururken, Antalya’ya 42 kilometre uzaklıktan kente arıtma tesisleriyle birlikte 300 milyon lirayı bulan bir projeyi hayata geçirmekte ısrar etmesi Antalyalıların sağlığı açısından endişe verici bir durum.

Temelini 1 Mart 2014’te Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun attığı, Büyükşehir Belediyesi kuruluşu ASAT tarafından proje, Devlet Su İşleri(DSİ) tarafından gerçekleştiriliyor.

Proje tamamlandığında Antalya 2045 yılına kadar içme suyu sorunu yaşamayacak ama, arıtma yapılacağı söylense de halk sağlığı açısından kaygı duyulduğu da yadsınamaz bir gerçek.

Yıllarca bilim insanları ve uzmanlar projenin yanlış olduğu uyarısında bulundular.

Antalya’ya sağlıklı ve kaliteli içme suyu kaynaklarının bulunması gerektiğinde ısrar etiler..

Halen de bu uyarılar ve ısrarlar sürüyor.

Buna rağmen AKP’nin ‘Ben yaptım oldu’ mantığının yeni bir ürünü Karacaören Barajı’ndan Antalya’ya içme suyu getirilmesi..

Bazen emir demiri kesiyor.

Çünkü yüksek maliyeti ile birlikte ölümcül derecede kirlilik taşıyan Karacaören’den hem halk sağlığı, hem de yüksek maliyeti yüzünden kamu yararı olmadığı görüşlerine rağmen su getirilmesi projesinden geri adım atılmadı.