
İbrahim Akkaya
Antalya’ya acı fatura !
“Ülke maden ocakları adı altında delik deşik ediliyor,bundan büyük üzüntü duyuyoruz”
Ünlü çevreci Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şubesi Başkanı
Prof. Dr. Tuncay Neyişççi böyle diyor.
Tuncay Neyişçi, maden
ocaklarının neden olduğu çevre katliamını önleme konusunda en önemli görevin
yetkililere düştüğünü vurgulayarak, şunları söylüyor:
“”Bizim gördüğümüz bu rezilliği
yetkililer acaba görmüyor mu? Bu kentin yetkililerine düşen görev, bunu gidip
Başbakana, Cumhurbaşkanına, ilgili bakana bildirmektir”
Antalya’da çevre bilincini artırma konusundaki çabaları ile bilinen,
farklı çıkışları ile dikkat çeken Neyişçi’nin 21 Mart Dünya Ormancılık Günü’ndeki bu feryadına katılmamak
olanaksız.
Yetkilileri göreve çağıran Tuncay Neyişçi, kuşku yok ki onları bir kez
daha kızdırdı..
Herkes koltuğunda rahat ederken bu tür açıklamaların ne anlamı var ?
Durup dururken fincancı katırlarını ürkütmek niye ?
Dahası doğru söyleyeni muhataplar sevmez..
Eskiler, “ Doğru söyleyeni dokuz köyden kovmuşlar, onuncu köy de barınamamış”
diye boşuna söylememişler..
Eleştiriye tahammülsüz bir yapımız var..
Hele koltuk sahibi olanlar, hele iktidar partisine mensup olanlar ile
yandaşlar ve sempatizanlar..
Burunlarından solurlar
eleştiriler karşısında..
Eleştirmeye göre, yanlışları söyleme kalk, hemen saldırıya geçerler:
“İstemezükçü,
her şeye karşı” suçlamasıyla karşılaşırsınız..
Antalya’ya, Antalya’nın değerlerine karşı çıkan sivil toplum
kuruluşlarına, çevreci derneklere, yerel basına ve Antalya aşıklarına şu
yakıştırmayı da yaparlar:
‘Yatırıma karşı,
gelişmeye karşı, dinazorlar, toplumun sırtındaki kamburlar’
Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı’nın verilerine göre, Antalya genelinde madencilik
faaliyetleri için verilen ruhsatların kapsadığı alan 5 bin 498 kilometre kare..
Yani Antalya ilinin toplam yüzölçümünün dörtte birinden fazla bir
alanda madencilik faaliyeti yapılıyor.
Taş ocakları,
mermer ocakları, kum ocakları, kireç ocakları ile Antalya’nın dört bir yana
yıllardır delik deşik ediliyor.
Adamlarda öyle bir maden aşkı var ki ormanlar, tarım alanları, yeşil
alanlar parçalanıyor.
Hızlarını alamıyorlar, sıkça medyada yer alan görüntülerde olduğu gibi
dağları deliyor cici madenciler !
Antalya, orman varlığı açısından Türkiye’de birinci sırada..
616 bin. 31 hektar normal orman alanı, 510. 381 hektar bozuk orman
alanına sahibiz.
Ormansız alan, yani madencilerin, arazi açmak isteyen uyanıkların,
orman içi köylüsünün ve de bir bölümünü bölücü örgütün ayakçılarının çıkardığı
yangınlarla yok alan ise 908. Bin 972 hektar..
Doğaya
saygısızlık etmesek, en önemli varlığımız olan ormanları gözümüz gibi korumuş
olsaydık, Antalya bölgesindeki toplam ormanlık alan 1. 126. 412 hektar
olacaktı..
Gerçek şu ki Antalya’yı hor horlandık..
Çevreye tamiri mümkün olmayan zararlar verdik.
Acımasızca katlettik doğayı..
Ormanların katili olduk..
Turizm yatırımı, sanayi yatırımı, inşaat ve ticari yapılaşmalarla
rantçıların Antalya’yı Antalya olmaktan çıkarmalarına göz yumduk.
Antalya merkezinde bile sayısız cinayetler işlendi..
Özellikle
belediye meclisleri, Antalya’nın doğal yapısının bozulmasında önemli rol
oynadılar..
1980 askeri darbesi ile başlayan katliam, sonraki yıllarda hızla devam
etti.
Tarım alanları, kamu alanları, yeşil alanlar, hatta orman alanları
sorumsuz parmakların marifetiyle imara açıldı..
1980-1990
döneminde Antalya resmen talan edildi.
Belediye
meclislerine bisiklet ile gelenler, evlerine Mercedes otomobillerle döndüler..
Gözlerini öylesine rant hırsı
bürümüştü ki, çamaşır değiştirir gibi değiştirdikleri imar planlarının
avantajını kullanmak için bazı belediye
meclisi üyeleri emlak işine, inşaat işine, yap-sat işine soyundu.
Bugün gelinen noktada Antalya,
geçmişini arayan, gelecek kaygısını daha çok duyan, nefes almanın bile
güçleştiği beton bir kent olup çıktı..
Tablo gerçekten vahim, ürkütücü bir o kadar da endişe verici..
Doğaya ihanet eden Antalya, eninde sonunda bunun faturasını ödeyecek..
Doğa, mutlaka ihanetin bedelini ödetecek..
Ancak bu bedeli ödemek suçsuzlara, bizden sonra geleceklere düşecek..
Onlar da bu acı faturayı öderken bize iyi niyetlerini(!) bildirecek..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.