
İbrahim Akkaya
Antalya kapanın elinde kalıyor..
Bayram tatilinde Ankara’dan konuklarımız vardı..
Onların Antalya ile ilgili izlenimleri dikkat çekiciydi..
Dediler ki, “ Antalya beklediğimizden sıcak, nefes almakta zorlandık, kimi günler yaprak kıpırdamadı, bazı günlerde ise poyraz bizi yakıp kavurdu”
Daha önce yıllarda da tatillerini Antalya’da geçiren konuklardan birisinin görüşleri ise dikkat çekiciydi, ‘Eski Antalya’ özlemi çekenlere mesaj gibiydi.
Şunları söylüyordu :
“ 70-80- hatta 90’lı yıllarda Antalya’da bu kadar çok bina yoktu, mevcut binalar bugünkü gibi klima çöplüğüne dönmemişti. Antalyalıların ‘meltem’ dedikleri rüzgarı hiç yaşamadık. Bu tatil bizim için adeta eziyete dönüştü. Antalya tam bir beton kent olmuş..Antalya’da yaşamak gerçekten güçleşmiş. Bundan sonra bayramlarda tercihimiz Antalya olmayacak”
Antalya dışında gelenlerin Antalya gözlemleri farklı değil..
Bir zamanlar herkesin rüyasını süsleyen,yeşilin ve mavinin tüm tonlarını barından, doğal ve tarihi güzellikleri ile yerli yabancı herkesi kıskandıran Antalya, artık eski Antalya değil..
Antalya, bir tatil yöresi, bir doğa harikası, emekli kenti olmaktan çıktı..
Antalya, yıldırım hızıyla betonlaştı ve sıradan bir Anadolu kentine dönüştü..
Antalyalıların ‘ Manavgat’ adını verdikleri rüzgarı dev bloklar engelliyor.
Çok katlı yapılar Antalya’yı Akdeniz’den kopardı..
Antalya artık doğal kazanımları ile değil, rantı ile konuşulan bir kent oldu..
Bunları niçin si yazdım ?
Türkiye’nin tarihi eser sayısı açısından en önemli yeri olan Antalya Müzesi’nin genişletilme talebine verilen ‘ret’ yanıtının rant beklentisiyle ilintili olduğu için..
Antalya Müzesi, yetersiz olduğu için 50 bin tarihi eserin sadece 5 bini sergilenebiliyor, paha biçilmez değerdeki 45 bin eser yersizlikten depolarda bekletiliyor.
Cengiz Toytunç Caddesi’ndeki eski hizmet binasını tüm rant beklenti ve önerilerine rağmen kültür ve sanata ayıran, burada çok önemli bir merkez oluşturan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası(ATSO), tarihe olan saygısının yeni bir örneğini vererek Antalya Müzesi’nin genişletilmesi için çok önemli bir girişimde bulundu..
ATSO 28’nci Meslek Komitesi’nin önerisiyle Antalya Müzesi'nin, Newyork Metropolitan veya Londra British müzeleri gibi dünya standartlarında bir müzeye dönüştürülmesi amacıyla hemen yanındaki Karayolları'na ait sosyal tesis ve lojmanlar ile Meteoroloji 4'üncü Bölge Müdürlüğü hizmet binası alanlarının müzeye tahsisi talip edildi..
ATSO’nun bu talebine Karayolları’nın bağlı olduğu Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan şok bir yanıt geldi.
Bakanlık, talep edilen alan üzerinde lojmanlar, sosyal tesisler, misafirhane gibi idarenin kullanımına ihtiyaç duyulan tesisler bulunduğu gerekçesiyle bu öneriyi reddetti..
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın ret cevabı büyük tepki çekti doğal olarak..
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, ret yanıtının kamuoyunda var olan TOKİ’ye devir ve rezidans projesi endişesinin güçlendiğini öne sürdü..
Budak, tepkisini şu sözlerle gösterdi :
“Böyle bir çılgınlığı yapacaklarını zannetmiyorum. Antalya buna şiddetle karşı çıkar. Burası Antalya için çok değerli. -Buraya biz villa yapalım-, aman sakın böyle bir şeyi akıllarından bile geçirmesinler. Antalya'nın en değerli yerleri ve aslında en değerli olabilecek işleri de kültür ve sanat merkezlerinin Antalya'da çoğalmasıdır. Antalya'nın kurtuluşu da buradan geçer"
TOKİ ve rezidans endişesi yeni değil..
Sadece Meteoroloji, Karayolları Sosyal Tesisleri değil, deniz manzaralı Endüstri Meslek Lisesi ve Devlet Su İşleri(DSİ) Sosyal Tesisleri de TOKİ ve rezidans tehdidi altında..
AKP iktidarı, Meclis’te gece yarısı operasyonları ile nerede rant var orayı imara açıyor. TOKİ gibi özel yasası olan Türkiye’nin en zengin kurumu vasıtasıyla yandaşlara bölüştürüyor, kupon arazileri ulufe gibi dağıtmaya devam ediyor..
CHP’li Budak, “Antalya buna şiddetle karşı çıkar” diyor ama bildiğini okuyan bir iktidar var..
Tanrı Antalya’yı rantçılardan korusun !
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.