
İbrahim Akkaya
Antalya hainlerden temizlenmeli…
15 Temmuz kuşkusuz hepimiz için milat…
FETÖ’nün darbe girişimi gecesinde yaşananlar gösterdi ki Antalya ve Türkiye uçurumun tam kenarından dönmüş..
Bu hain örgütün kendisinden olmayan herkesi düşman bellediğini yakalanan askerler ve sivillerin sorgudaki ifadelerinden anlıyoruz..
Aslında 15 Temmuz’un provasına önceden yaptılar..
Kirli emellerine ulaşmak için en büyük engel gördükleri Türk Silahlı Kuvvetleri ile bu ülkenin aydınlarını kumpaslarla cezaevlerine tıktılar.
Türk Hukuk Sistemi ile namuslu, onurlu, mangal gibi yürekli insanların yüreğinde tamiri olanaksız yaralar açtılar..
Kimi tehlike gördülerse tutukladılar…
Suç ve suçlu yaratarak demir parmaklıklar ardına attılar.
Bu utanmazlar hedef seçtikleri kişileri kamuoyu önünde itibarsızlaştırmak, aileleri ve çevrelerine büyük acılar çektirmekten adeta zevk aldılar..
Antalya’da da bunun örneklerini gördük ve yaşadık.
‘Devletin bir kuruşunun peşindeyim’ gibi beylik bir lafın ardına sığınan savcı Osman Şanal ve ekibine Antalya’da yardım ve yataklık yapanlar vardı..
Bu alçaklara şahsi emellerine ulaşmak adına uşaklık yapanlar, utanmadan, sıkılmadan halkın arasına dolaşıyor..
Dolaşmakla kalmayıp yılışık yılışık Cumhuriyet Meydanı’na giderek demokrasi nöbetine katılıyor..
Öylesine yüzsüzler ki demokrasi nöbetinden fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaşıyor..
İnsanlık nasibini almamış bu tipler, düne kadar el pençe divan durdukları FETÖ ve bu iğrenç örgütün Antalya imamı ile yönetim kademesinde bulunanları lanet okuyan mesajlar atıyorlar..
Onur nedir bilmiyorlar..
Gurur nedir düşünmüyorlar..
Yüzlerine tükürseniz teşekkür edecek kadar adileşiyorlar.
Kuşkusuz FETÖ’nün favorileri arasında Antalya da vardı..
Kolay ve risksiz para kazanmanın yöntemlerini keşfeden FETÖ, Türkiye genelinde olduğu gibi Antalya’da eğitim, finans ve medya yapılanmasına gitmişti..
AKP’nin dershaneleri kapatma girişimine rağmen özel okul, dershane, yurt ve vakıflar aracılığıyla bol para kazandılar Antalya’dan..
Antalya’da yüksek faizlerle turizmcilere, tarım sektörüne krediler vererek köşeye sıkıştırdılar..
Medya sektöründe ise gazete, ajans ve matbaaları vardı..
Gazeteler ile ajanslar FETÖ’nün reklamını yapıyor, FETÖ’den gelen talimatlar doğrultusunda haber ve yorumlara ağırlık veriliyordu..
Kendilerinden olmayan FETÖ karşıtı olduğuna karar verdikleri kişileri, gazete ve gazetecileri yıpratma çabasına giriyor, yasaya aykırı haber ve yorumlara karşı açılan davalar örgütün yargı ayağı tarafından lehlerine sonuçlandırılıyordu.
Gazete, ajans ve matbaalarda çalışan emekçilerin bir bölümü aylarca maaşını alamayıp perişan olurken, yönetim patron ve kademesinde olanlar bir eli yağda, bir eli balda hayat sürüyorlardı..
‘Dindar’ kisvesi ne bürünen bu utanmazlar, hakkını arayan emekçiler için de alçakça tutanaklar düzenlemekten çekinmiyorlardı..
15 Temmuz’dan sonra Antalya’da bukalemun gibi renk değiştiren kimi işadamları bu hayasızları besliyor, FETÖ’den gelen talimatlar doğrultusunda bir dediklerini iki etmiyorlardı..
“Hizmet hareketi’ denen FETÖ yapılanması kamunun her kademesine olduğu gibi yatırımcı kamu kurum ve kuruluşları ile yerel yönetimlerde kilit makamları elinde bulundurduğu için, örgüte biat etmeyen, ‘salma’ denilen paraları ödemeyenlere ihale verilmiyor, bir şekilde ihaleyi alanların ise hakedişlerinin ödenmesinde çile çektiriyorlardı..
Sonuç olarak Antalya bu hainlerden ivedilikle temizlenmeli..
Kumpaslarla, tuzaklarla acı çektirilenlerin zararları tazmin edilmeli..
En azından hainler adalet önünde hesap vermeli..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.