Kuşkusuz 30 Mart yerel seçimlerinin en çarpıcı sonuçlarından birisi Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini AKP’nin kazanmasıydı.

CHP’nin Antalya’yı kaybetmesi Türkiye genelinde sürpriz olarak yorumlandı, Türkiye’nin dört bir yanından Antalya’daki yakınları, arkadaşları ve partililerini arayanlar, yenilginin nedenlerini öğrenmeye çalıştı.

AKP’nin Büyükşehir Belediyesi’ni Menderes Türel’le az bir oy farkıyla da olsa kazanması Antalya özelinde sürpriz karşılanmadı.

Çünkü herkes CHP’nin aday yanlışlığı düşüncesinde birleşmişti.

CHP, Antalya merkezi ile birlikte ilçelerde belediye başkan adaylarını belirlerken, öylesine büyük hatalar yaptı ki, kimi çevreler bu yanlışlıkları, “CHP yerelde de iktidar olmak istemiyor” yorumunu yaptılar.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı çok önemli bir makam.

Gerçek şu ki milletvekilliğinden daha kıymetli Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğu.

30 Mart seçimleri ile birlikte Antalya ‘Bütünşehir’ statüsüne geçti..

Hal böyle olunca da Kaş’ın Ovagelmiş Köyü’nde oturan da, Gazipaşa’nın Yakacık Köyü’nde yaşayan da Antalya Büyükşehir Belediye Başkanını seçmek için oy kullanacaktı.

Farklı görüşle vardı,  kırsalın oy kullanacak olmasının AKP’ye avantaj sağlayacağını düşünen de vardı, Büyükşehir’i kazanmanın yolunun Muratpaşa ve Kepez oylarından geçeceğini de öne süren de.

Seçmen sayıları göz önüne alındığında Büyükşehir’i Muratpaşa ve Kepez oylarının kazandıracağı görüşü ağır basıyordu.

Çünkü bu iki ilçenin seçmen sayıları kırsalın seçmen sayısını buluyordu.

Siyasi gözlemciler, seçimlere birkaç ay kala CHP’nin Antalya’da Büyükşehir ile birlikte Muratpaşa Konyaaltı, Döşemealtı’nı zorlanmadan kazanacağını, MHP adayı Murat Dinç’in iyi performans göstermesi ve MHP’nin seçime asılması halinde CHP’nin Kepez’i bile kazanmasının sürpriz olmayacağını söylüyorlardı.

CHP için elbette çantada keklik değildi seçim..

Çünkü Büyükşehir adayının ismi de önemliydi..

Sadece CHP tabanı değil, başta AKP olmak üzere diğer partiler CHP’nin adaylarını açıklamasını, buna göre aday belirlemeyi planlıyorlardı.

İşe bu noktada CHP için de, Antalya için de kötü sonun startı verildi.

“Dokuma sabıkalısı’ olarak bilinen, Dokuma’yı bir gece yarısı operasyonu ile Hollanda firmasına peşkeş çektiği için kurucusu olduğu AKP’den ihraç edilen eski Başkan Erdal Öner CHP’nin Kepez Belediye Başkan Adayı olarak hem de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından Cam Piramit’te açıklandı.

Ardından da sokaktaki vatandaşın bile ‘başarısız-beceriksiz’ yorumunu yaptığı Mustafa Akaydın CHP’nin adayı oldu..

İlginçtir adaylığı açıklandığı anda AKP’nin bayram yaptığı, göbek attığı Akaydın, CHP Genel Merkezi ile kurduğu iletişim ile 4 aday adayı bulunan Kepez’de parti üyesi bile olmayan, partinin kapısını bilmeyen Erdal Öner’in aday olmasını sağladı.

Muratpaşa’da 3 dönem başarı çıtasını ve partinin oylarını artıran ve seçimi daha yüksek oy oranı ile kazanacağı bilinen Süleyman Evcilmen’in dördüncü kez aday olmasını engellemek için her yöntemi uygulayan Akaydın’ın, Döşemealtı’nda Turgay Genç’in atanmamsında da etkili olduğu biliniyor.

Sonuçta CHP Erdal Öner’le Kepez’e nal toplayıp, oylarını da düşürerek üçüncü olunca, Muratpaşa’da yaşanan adaylık kaosu yüzünden belirli oranda oy kaybı yaşanınca CHP, Antalya’yı AKP’ye kaptırdı.

CHP’yi Antalya’da tek başına yönetme hırsına yenilik Akaydın, her fırsatta ‘benim dahlim yok’ dese de Muratpaşa ve Kepez’de yaşanan aday kaoslarının geçen hafta sonunda Antalya’da düzenlenen bölge toplantısında Erdal Öner için hesap vermesi, aklanması için de Kepeze çay içmeye çağrılan Antalya eski müfettişi ve CHP Genel Başkan Başdanışmanı Erdal Aksünger’le birlikte ‘Baş sorumlular’ arasında bulunuyor.

Erdal Aksünger’in Osman Koçoğlu isimli partilinin ‘hesap ver’ çıkışına “Ben yolsuzluk mu yaptım, hırsızlık mı yaptım. Neden aklanacakmışım ben. Bu işte benim hiçbir sorumluluğum yok"yanıtı ise suçunu örtmez, CHP’liler Büyükşehir’in kaybedilmesinde önemli rol oynayan Akaydın-Aksünger-Kök, CHP Genel Merkezi koalisyonunu kolay kolay affedecek gibi görünmüyor..