Sonunda Antalya akillerle tanıştı.

Akillerin Antalya toplantıları her yönüyle renkli ve olaylı oldu.

Önce turizmcilerle ve işadamlarıyla kahvaltıda buluştular akiller..

Koruma ordusu vardı kahvaltının yapıldığı otelin içinde ve dışında..

Otelin müşterileri bile akillerin bulunduğu bölgeye giremediler..

İlk gelişlerinde de Antalya’dan çekinmişlerdi.

Protesto edileceklerinden, tepki göreceklerinden korkuyorlardı.

Haksız da sayılmazlardı..

Antalya sivil toplum örgütleri açısından çok hareketli bir kent olduğu gibi, Cumhuriyet rejimi, Atatürk ilke ve devrimlerine sıkı sıkıya bağlı bireylerin çoğunlukta olduğu bir kent aynı zamanda.

Antalya’nın bu özelliklerini bilen ‘atama akiller’ rötarlı ziyaretlerinde mümkün olduğunca sakin, tahriklere yol açacak tavır ve konuşmaları yapmamaya çalıştılar.

Belli ki kendilerine malum merkezden gerekli uyarı yapılmış.

‘Aman Antalya’da ulusalcılarla tartışmaya girmeyin, mümkün olduğunca da onlarla temas etmemeye çalışın’ denilmiş kendilerine.

Akil İnsanlar Akdeniz Heyeti, “Antalya ne diyor ? “ toplantısını bu nedenle biraz da ürkerek yaptı..

Kent merkezi yerine toplantı için Aksu’nun girişindeki Anadolu Park’ın toplantı yeri olarak seçilmesinin nedeni de protesto ve tepkilerden uzak olma çabasıydı..

Anadolu Park’a gelen akiller, Antalyalılarla karşı karıya gelmemek için arka kapıdan giriş yapmayı yeğlediler.

Ancak aralarında sivil toplum örgütleri siyasi partilerin yönetici ve üyelerinin bulunduğu topluluk, ön kapıda toplantıyı ve heyetin çalışmalarını protesto etti.

Alkış ve ıslıklarla yapılan akil protestosu sırasında sloganlar da atıldı..

Sloganlar arasında eh çarpıcı olanları ise “Akiller pazarlık ortağınız katiller”, “Antalya meydanı akillere kapalı” şeklindeydi..

Akillerin toplantısına davet edilen isimler arasında bulunan Türk-Büro-Sen Antalya Şube Başkanı Nuri Ünal, toplantının yapıldığı mekanda protestosunu gerçekleştirdikten sonra heyet başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na’ Akil insanlara akla ziyan sorular’ başlıklı 4 maddeden oluşan metni verdiğini belirtti.

Nuri Ünal, akillerin toplantısını protesto edenlere de metni Hisarcıklıoğlu’na verdiği metni paylaştı.

İktidara yönelik eleştirilerin bulunduğu yazıda “Sizler ileride tarihe geçeceğiniz kanaati ile buralardasınız. Dualarla mı tarihte olmayı umuyorsunuz, beddualarla mı?” ifadeleri yer alıyor.

Önce de vurguladığımız gibi atama ile gelen, sonradan akil olduklarına karar verilen heyet üyeleri Antalya’dan çok çekindiler.

Polis te her an bir olay çıkmasından endişe duyarak çok sıkı güvenlik önlemleri aldı.

Akillerin bulunduğu mekanlarda nerede ise kuş uçurtulmadı.

Akiller Antalya’da rahat etsin diye en ince ayrıntılar bile düşünülmüştü.

Türk halkının içine sindiremediği pazarlığın dolgu malzemesi konumunda olan akillere sadece ulusalcılar, Cumhuriyetçiler,. Atatürkçüler, asıl akil olan Anadolu insanı  tepkili değil, şehit ve gaziler ile onların aileleri de tepkili..

Haklı olarak çocuklarını, eşlerini, kardeşlerini, babalarını, yavuklularını, yakınlarını, arkadaşlarını acımasızca katleden terör örgütü PKK ve uzantıları ile süreç denilen temasların yapılması, akil adı verilen akla zarar kişilerin de halkın kafasını karıştırmak için yola çıkmaları şehit ve gaziler ile onların yakınlarının tepkisini alıyor.

Akillere Antalya’da tepki gösterenler arasında 7 Mayıs 1999’da Diyarbakır Dicle’de şehit olan J.Astsubay Yaşar Güller’in eşi Selma Güller’da vardı.

Toplantıya alınmayışına çok tepkiliydi şehidin eşi.

Tepkisini de şu sözlerle anlatmaya çalışıyordu gözyaşları arasında.. .

“Ben sadece eşimin tabutuna sarılmış bayrağını gösterip, bu kanın bedelini ödediler mi diye soracaktım. İçeriye almadılar beni. Bana sadece 1 kişiyle görüştürebiliriz dediler. Ben hepsiyle görüşecektim”