
İbrahim Uysal
AİDİYET DUYGUSU ve NEPOTİZM!..
Sabah uyanıp, gözlerinizi açınca yaşadığınızı ve bu
dünyaya ait olduğunuzu görmek, hissetmek sizi mutlu etmiyor mu?. Bu sorunun
milyonlarca yanıtı olacaktır. Soruların yanıtlarının çokluğundan daha önemli; ‘MUTLU,
HUZURLU, GÜVENDE ve SAĞLIKLI yaşıyor’ muyuza bakmak gerek.
Sosyal bir varlık olarak insan, önce Ailede, sonra
toplumda (çevresinde), daha sonra çalıştığı ya da bulunduğu ortamlarda ve de
Ülkesinde GÜVENDE OLDUĞU duygusunu yaşamak ister.
İnsanın güvende, huzur içinde olduğu duygusu, kişi kadar
toplum, devlet, millet ve kurum-kuruluşlar için de önemlidir. Hemen hemen
hepimiz için ortak bir örnek oluşturması ve yaygın olarak bilinmesi açısından,
KİŞİ ve ÇALIŞTIĞI KURUM ilişkisi açısından aidiyet duygusuna bakar isek, ülke,
devlet ve millet açısından konuyu daha kolay örnekleriz diye düşünürüm.
Çalışan bir kişinin, gününün en fazla saatini geçirdiği
yer çalıştığı yer/iş yeridir. Burada başarılı, mutlu ve huzurlu olmasının en
önemli sebebi ise, kişinin çalıştığı/bulunduğu yerde huzur bulması ve kendini
güvende hissetmesidir. Kişi ile çalıştığı yer/bulunduğu yer arasında ki bu
ilişkinin niteliği, kişinin başarısını, şirketin/kurumun verimliliğini/
kârlılığını; topluluğun da başarısını olumlu yönde etkileyecektir.
Siz hiç, ayrı yönlere gitmek isteyen iki atın, arabayı
ileriye doğru götürdüğünü gördünüz mü?
İnsanların, çalıştıkları/bulundukları yerlerde MUTSUZ,
BAŞARISIZ olmalarının en önemli sebeplerinin başında, kişinin aidiyet (bir yere
ait olma) duygusunu yaşayamayışından, oraya kendini ait hissetmemesinden
kaynaklanır.
--Kişi kendini bulunduğu yere ait hissediyor ise orada
mutlu, huzurlu ve başarılıdır. Bulunduğu yer /çalıştığı yer de kârlı ve performansı/üretimi,
yüksektir. Çünkü kişi ile bulunduğu yer, AMAÇ BİRLİĞİ içinde ortak bir hedefe
kitlenmişler/YÖNELMİŞLERDİR.
---Kişi kurumunu, kurum da kişiyi DÜŞÜNECEK, kuruyacak ve
taraflar kendilerini güvende hissedeceklerdir.
--Bu durum, küçük işletme ve iş yerlerinde gelenek
oluşturur iken, devlet, şirket gibi büyük organizasyonlarda ise, KANUN,
YÖNETMELİK ve GENELGELER düzenlenerek olay/durum tanımlanır. Herkes, görev,
yetki ve sorumluluklarının sınırlarını bilir.
---İşte, İngiltere, ABD, Almanya, Fransa vb gelişmiş
ülkelerin devlet ve şirketlerinin ÇALIŞANLARI/YURTTAŞLARI ile uyumlu
olmalarının altında ki sebep, tarafların kendilerini AİDYET DUYGUSU içinde
GÜVENDE hissetmelerindedir.
--Henüz ULUSLAŞMA SÜRECİNİ tamamlaya çalışan ülkemizde,
DEVLET ile YURTTAŞLARIN çok kere sorunlar yaşamasının altında, tarafların biri
birine GÜVEN duymamalarından kaynaklanmaktadır.
--Mevcut sistem içinde Devlet, kendisini Anayasa, Yasa,
Yönetmelik ve genelgeler ile korumaya çalışmaktadır.
--YURTTAŞLAR/kişiler de kendilerini aynı şekilde Anayasa,
Yasa. .. gibi tanımlanmış güvenceler ile korumakta ve bir ülkeye, bir Devlete
AİT OLMA, GÜVENDE OLMA DUYGUSUNU yaşamaktadır.
--Yurttaş/kişi bir sorun-sıkıntı ile karşılaştığında,
yasal hakları olduğunu ve korunup-kollanacağını düşünmesi, bilmesi, kişiyi
GÜVENDE HİSSETTİRECEKTİR.
--Çünkü bütün KURUMLAR DA, kişi gibi kendini GÜVENDE
hissedecektir.
---İŞTE DEMOKRATİK ÜLKELERDE BUNU ADI, DEMOKRASİDİR. Ve
insanlar bunu için mücadele etmişlerdir.
İşte NAZIM BABA bunun için:
--Hava kurşun gibi ağır; Bağır bağır bağırıyorum.
Koşun kurşun eritmeye çağırıyorum..
------
-----
Kül olayım kerem gibi yana
BEN YANMASAM
SEN YANMASAN
BİZ YANMASAK
NASIL ÇIKAR KARANLIKLAR AYDINLIĞA
diye bağıra bağıra bedeller ödedi.
--DEMOKRATİK hak, özgürlük ve seçimler var iken, bir de
bu fani dünyada NEPOTİZM denilen şey vardır.
NEPOTİZM: Akraba ve yakın arkadaşları KAYIRMA. (TDK
sözlük)
--Tercih sizin.
21 Şubat 2017'den bu yana, "Garp Cephesinde, Değişen
Bir Şey Yok" da.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.