
Cengizhan Gököz
Adliye yanına ticaret
Hatırlanacağı gibi mevcut Adliye Sarayı Karayollarına ait bölgede 52.000 m2’lik alanın ifraz edilerek 26.000 m2 üzerine yapılmıştı.
Doğal olarak bir kamu kurumuna ait olması nedeni ile resmi bina alanı plan kararına sahip alanın ifrazı sonucu oluşan bölümde adliye yapılmasına imar mevzuatı açısından bir engel yoktu.
Problem kalan 26.000 m2’lik kısmın ne şekilde değerlendirileceği noktasında yoğunlaşıyordu.
‘Antalya hak ettiği hizmeti alacaktır’ sloganı ile seçim kazanan AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı bu sloganı tekzip edercesine resmi bina alanını ticarete çevirip, bir büyük özel hastaneye satma girişiminde bulundu.
Amaç bu alanın satışından elde edilen para ile Antalyaspor Alt Geçidinin maliyetini karşılamaktı.
Ancak Antalya Barosu tarafından açılan dava sonucu hukuk kuralları işleyerek, özellikle bölgedeki hastane yoğunluğu da dikkate alınmak sureti ile plan değişikliği iptal edildi.
Her konuda olduğu gibi burada da devleti bir tacir gibi yönetme zihniyetinde olan iktidar alanın yeniden ticarete çevrilmesi için TOKİ’yi devreye soktu.
Alan 3,5 emsal yoğunlukla ticarete çevrildi.
Bunun anlamı şudur:
Normalde ticarete tanınan emsal %60’dır.
1.000M2’lik arsanız ticari fonksiyona kavuştuğunda bunun 600 m2’sine inşaat yapabilirsiniz.
Kalan 400 m2’si Kamu Ortaklık Payı (KOP)veya Düzenleme Ortaklık Payı olarak ayrılır.
İmar mevzuatına göre, otopark ihtiyacı kendi parselinden karşılanması gerekir.
Bu konu gündem programında Sayın Nihat Toplu ve Sayın Ali Orhan tarafından açıklanınca araştırmaya giriştim.
Üst düzey görev yapan yargı mensuplarından aldığım bilgi bu alanın 10.000 m2’lik kısmının ticarete ayrıldığı ve bu alanda avukatlar için iş yeri yapılmasının düşünüldüğü belirtilmişti.
O dönemde Avukatların mesken olarak özgülenen apartman dairelerinde Avukatlık yapması Yargıtay İlgili Dairesince hukuka aykırı bulunuyordu.
Konunun hassasiyeti bu şekilde açıklanınca bizlerden ve yargıdan önemli bir tepki gelmedi.
Zira adliye yanında savunma mensuplarının bürolarının yer alması yadsınacak bir durum değildir.
Ancak ortaya çıkan gerçek alanın büyük bölümünün 3,5 emsal yoğunluk ile ticarete dönüştürüldüğüdür.
Merak edilen bu değişikliğin TOKİ veya Bakanlık tarafından mı ?
Yoksa Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından mı ?
Gerçekleştirildiğidir.
Bu hususun Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından ve alanın içinde bulunduğu Muratpaşa Belediye Başkanlığı tarafından kamuoyuna açıkça duyurulması zorunludur.
Açıklamanın ardından başta Baro olmak üzere siyasi partilerin veya Meclis Üyelerinin bu hukuksuzluğa karşı yargı yoluna başvurma zorunluluğu bulunmaktadır.
Aksi halde Adalet Sarayının bitişiğinde bulunan 26.000 m2 ‘ lik alan geri dönüşü olmayacak şekilde farklı bir fonksiyona dönüşecektir.
Oysa mevcut Adliye Sarayı bu gidişe göre 3 – 5 yıl içinde yetersiz kalacak ve hemen yanındaki alan yok edildiği için başka yerlerde Adliye Binası yapma arayışı ortaya çıkacaktır.
Mahkemelerin farklı farklı yerlerde olmasının vatandaşa ve özellikle Adliyede görev yapan Avukatlara vereceği sıkıntı kolayca anlaşılabilir.
Bu durumda bizlere düşen henüz vakit geçmeden yasal başvuruları yapmak ve bu tacir zihniyetlilerin yanlışlarını düzeltmektir.
Terzi kendi söküğünü dikemez söylemine hak verdirecek şekilde gerek avukatların ve gerekse yargının konuya duyarsız kalması en kötü ihtimaldir.
Yanlıştan bir an önce dönülmesi dileklerimle…
Saygılar..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.