Yastayız..

İçimiz acıyor..

Yüreğimiz param parça..

Dokunsanız ağlayacak gibiyim..

Öylesine acı çekiyorum, öylesine üzüntü içindeyim ki bilgisayarın tuşlarından alıyorum hırsımı..

İçimden değil bir satır, bir kelime bile yazmak gelmiyor.

Ne oluyor?

Nereye gidiyoruz ?

Devlet nerede ?

Akan kanı kim durduracak ?

Hainlere kim dur diyecek ?

Çok sıkıntılı günlerden geçiyoruz.

Herkes tedirgin…

Herkes kaygılı..

Herkes acılı..

Yarın ne olacak kimse bilmiyor..

Hain pusu nerede ortaya çıkacak tahmini olanaksız..

Hangi ocak sönecek belirsiz..

Bu ülke ve insanları bunları asla hak etmiyor..

Kirli savaş kıyıyor canlarımıza..

Bıyıkları terlememiş civan delikanlılar şehit düşüyor, yaralanıyor..

Analar, babalar, kardeşler, yavuklular ağlıyor..

Siyasi otorite ise ülkedeki yangına aldırmaksızın 1 Kasım’ın, erken genel seçimin hesabını yapıyor..

AKP 2002’de sıfır terör döneminde iktidar olmuştu..

Açılım denen safsata devreye girince dengeler değişti..

Süreç denen bela aslında ülkeyi bölüp, parçalamanın en önemli adımıydı..

Siyasi ikballeri için bebek katili ile masaya oturanlar akan kanı durdurmak yerine suçlu arayarak, kimi kesimleri hedef göstererek bu acılı ortamdan karlı çıkmanın düşüncesini taşıyamaya devam ediyorlar.

53 gün sonra seçim var..

Ülkenin doğusunda ise kanlı ve kirli bir savaş var..

Ülkeyi yönetenler seçimin ne pahasına olursa olsun yapılacağını söylüyorlar..

Dünya üzerinde savaş ortamında seçim yapan tek ülke olarak tarihe geçeceğiz..

Biliyorum hepimiz çok üzgünüz..

Acılıyız, içimiz kan ağlıyor..

Duygularımızı kontrol etmekte zorlanıyoruz..

Kimileri bu durumu fırsata çevirmek için bizi tahrik edebilirler..

Bu oyuna asla gelmeyelim..

Tahriklere asla prim vermeyelim..

Birlik ve beraberliğimizi bozacak hiçbir eylem ve söyleme itibar etmeyelim..

Kirli siyasi emelleri için bizi kullanmak isteyenlere de prim tanımayalım..

Antalya gibi Türkiye’nin çok özel bir kentinde yaşıyoruz..

Antalyalılar olarak sorumluluklarımız var..

Antalya’nın ve Türkiye’nin imajını korumak ve güçlendirmek gibi hayati bir görevim üstlenmiş durumdayız..

Koşullar ne olursa olsun bize yakışanı yapmakla yükümlüyüz..

Elbette acılıyız, elbette yastayız, elbette çok üzgünüz..

Bu kritik süreçte sağduyulu davranmak temel görevimiz..

Dileğimiz kirli savaşın ivedilikle bitmesi..

Hainlerin bir daha dönmemek üzere sınırlarımızın dışına kovulması..