Hep iki kelâm'a "heeeeyyyy, ya da eyyy!.." diye başlıyorum ki, kim kime dumduma, başımızı almış gidiyoruz. Binmişiz bir alamete, gidiyoruz kıyamete de, kimsenin umurunda değil.

--İktidar çevreleri "hurma" yeme derdinde, tabi "yazın yediğin hurmalar, kışın kıçını tırmalar" ya, şimdi de yenen bu hurmaların "kış sıkıntısı" yaşanmakta, olanları görecek halleri yok.

--Muhalefet Liderleri bağırıyorlar, çağırıyorlar amabir kaç Tv kanalının ve toplantıyı izleyenlerin dışında duyan gören yok. Çünkü milyonların yaşadığı ülkede onları gören, yüzlerin, binlerin esamesi bile okunmaz, sesi duyulmaz.Derdi olan köylü, açlıktan kıvranan öğrenci, geçinemeyen çalışan-emekli eline bir bez parçasına alıp kapıdan dışarı çıktığı an, kardeşleri, oğulları polis-jandarma oldu diye sevindikleri jandarmanın dipçiği, polisin copu kafalarında.Değişen bir şey yok, biz de çok bağırmıştık "Jandarma biz, sosyalistiz/ DOSTUZ YALNIZ BİZ SANA" diye ama, kaşımızda dört dikişlik dipçik yarasına engel olmamıştık.Tuzları kuru ama dertleri Ülkeleri, Yurtları, İnsanları, Öğrencileri, Çalışanları olan aydın-yurtseverler ise yazıyor, çiziyor, konuşuyor amayemek, acılı soslu dramatik yaşamların sunulduğu tv programların başrol oyuncuları, kendileri için yapılan eylemleri, yazılan-edilen iki kelamı görmezlikten geliyor.Çelişkinin diyalektiğini anlatmaya çalışan Hegel ve Marx'ın da kemikleri sızlamaktadır mezarlarında. Biz, neden bu kadarını bile düşünemezdik diye.

Bunlar genel olaylar. Sorunlar.Bana özellikle hem özelden hem de karşılaştığımda bir eleştiri getiriliyor. "İyi güzel de, bize umut da ver". diye.

İnsanlar haklı, insanlar sorun dinlemeye değil, sorunlarına çözüm yolu bulunmasına ihtiyaçları var.

Ama ben sadece iki kelam yazanım.Ben sadece sizin derdinizi dert edinenim.

Ben siyasi-politik şeyler söyleyebilir, yazabilirim ama ben SİYASİ-SİYASETÇİ-POLİTİKACI DEĞİLİM.

Yapmadınız, ben sizin sesinizi duyurdum da, siz beni değil, şakşaklayacaklarınızı tercih ettiniz. Hiç kusura bakmayın.Artık Sorun kapıya dayandı.Önceleri sıradan aile bunalımı gibi gösterilemeye çalışılsa da, bu ülkede insanlar ölüyor, intihar ediyorlar. Ne uğruna olduğunu bilmedikleri savaş-çatışmalarda sınırdışlarında askerler-görevliler,

--Üniversitelerde açlıktan nefesi kokan, evine gidecek kadar bile parası olmadı için intihar eden öğrenciler,Aileler, Kadınlar, Erkekler, Çoluk-çocuklar intihar ediyor, ölüyorlar; duyarlı insanlarda kahırlarından ölüyor.Ben bu ülkede en olaylı 1980'ler döneminde Ankara'da Üniversite'de okudum. O zaman da, insanlar ölüyordu.Evet insanlar ölüyordu ama o ölenler, birleri tarafından seçilerek ya da bir sebepten öldürülüyordu. Ama bu günde insanlar ölüyor ama insanlar, insancıklar açlıktan, yokluk ve yoksulluktan ve çaresizlikten ölüyorlar.

Huuuu "bir gecede bu ülke cahil kaldı" diyenler, daha 10 yıl öncesine kadar bu Ülke, dünyanın TOK. KENDİNİ DOYURAN 8-10 ÜLKESİNDEN biriydi. Ne oldu bu ülkeye? Size sorum!..

--Bunun hesabını değil, (hesabını soramazsınız. Çünkü karınızı doyuruyorlar), bari SORUSUNU sorun Allah Rızası için.Bu insanlar, insancıklar neden İNTİHAR EDİYOLAR diye.İdamlarda, hüküm-ceza idam edilenin boynuna, celladı tarafından asılırmış.Eyyy kara vicdanlılar, bu intihar edenler de kendi idamlarında, hüküm-cezalarını NOT KAĞITLARINA yazarak İNTİHAR ediyorlar. Daha da ne yapsınlar.

Yapılmasın, edilmesin demiyorum, eeeeyyyy "KOMŞUSU AÇ İKEN, TOK OLAN BİZDEN DEĞİLDİR" diyen bir Dine ve Peygambere İnanıyormuş gibi yapanlara sözün yok da,

Eeeyyyyy İnanlar, siz daha ne kadar utanmadan secdeye durup da Allah'a, Tanrınıza "şükür duası" edeceksiniz?İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ'nin kuruluş tarihi FATİHİN İSTANBUL'u fethettiği 1453 yılı sayılır ve Türkiye Cumhuriyeti'nin de ilk üniversitesidir.

Eyyyyyİstabul Üniversitesi Mezunları, hiç mi vicdanınız sızlamıyor, sizin bıraktığınız sıralarda ölüyor, intihar ediyor bu öğrenciler.

Eyyy bu ülkenin AKADEMİYASI, Akademik Camiası, hepten mi kör oldu vicdanlarınız. Neden sesiniz çıkmaz.Daha pazar gecesi GAZİ ÜNİNERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ öğrencisi, Bolu'da Babasının silahını göğsüne dayayıp kendini vurdu. İNTİHAR etti.Eyyy TBMM, Eyyyy Odalar, Eyyyy Borsalar, Eyyy Sendikalar, Eyyy sivil toplum, bu günde sesiniz çıkmayacak da ne zaman?

--Tamam Somali'de, Suriye'de, Irak'ta, Afrika'da kurbanlarımız ile de MEKKE ve MEDİNE'de Kralları, Prens/Prensesleri doyurduk da, bunlara alkış tutanlar, öğrenciler ölüyor. İntihar ediyor.Tanrı katına da, Ruz-i Mahşer'e de hangi yüzle gideceksiniz?Hani, bir insan ölünce, insanlık ölüyordu!..

Batsın sizin gibilerin insanlığı be.Dünya’yı doyurdunuz da, iki çocuğu-öğrenciyi doyurmadınız!..

Batsın sizin gibilerin insanlığı.Bedri Rahmi ne de güzel söylemiş Selam ile Haram şiirinde:

"Biz dünyadan gider olduk

Kalanlara selam olsun

Ama hep böyle gidecekse bu dünya

Kalanlara haram olsun."

BEYLER-BAYANLAR, Atalar, "ağlayanın malı gülene hayır getirmez" derler de. Benden söylemesi. O gün geldiğinde ağlamayın!..