Fal bakmayı da, baktırmayı da pek sevmem. Anımsadığım ilk
falıma, o yıllar hafta sonu pikniğe gidilen Atatürk Orman Çiftliği'nde(AOÇ) ki
piknik alanında bir çingene kadın bakmıştı. Tabi ki, hiçbir söylediği de
çıkmayacaktı.
--Öğrenci grubu olarak gittiğimiz piknikte, köfteleri
köftecisinden, biralarımızı da Çiftliğin Bira Fabrikasının satış yerinden
almıştık. Sahiden ya, bir zamanlar AOÇ Bira Fabrikası da vardı. Değil mi?
--Neyse, biraz nostalji olacak ama, 12 Mart 1971 Askeri Muhtırası
verilmiş, Darbe yapılmış ama yerel yönetimler iş başında. Adalet partili(AP)
Ankara Belediye Başkanı Ekrem BARLAS iş başında kalmış.
--Yıl 1973 oluyor. Ve KADINLAR, BİZİM KANDINLARIMIZ,
sahneye çıkıyor. Hacettepe Üniversitesi'nden Alper Gülbay'ın "12 MART’TAN
12 EYLÜL’E TÜRKİYE’DE SEÇİMLER VE SONUÇLARI" konulu doktora tezinde
değindiği gibi:"Kadınların desteğini alan CHP, halkçı bir anlayışla,
sömürüye ve tekelciliğe karşı olduğunu vurgulayan bir seçim süreci"
izliyor ve Ankara Belediye başkanlığını Efsane Ankara Belediye Başkanı Vedat
DALOKAY kazanıyor. Sonra da, Ali Dinçer başkan oluyor.
--Birden toplumun sosyal ve siyasal gelişmesi ve
ilerlemesi çok arttı deniliyor ve "küt" 12 Eylül Askeri darbesi
Aradan oluyor, ardından kurulan ANAP'ın belediye başkanı Mehmet Altınsoy
oluyor.
--Aradan seneler geçiyor ve 1989 oluyor. Ankara Murat
Karayalçın, İstanbul Nurettin Sözen, İzmir Yüksel Çakmur, Kayseri Niyazi
Bahçecioğlu, Adana Selahattin Çolak ve Gaziantep'i de Celâl Doğan'lı
SHP(ileride CHP olacak) kazanıyor.
--O günün SHP'si bir TV kurmaya karar veriyor ve bu günün
Kanal7'si olan TV'nin kurulması için yerel kaynak aranıyor ve İstanbul İSKİ'den
alınacak bağışlar ile çözüm bulunuyor.
--Ancak, İSKİ yolsuzluk skandalı patlıyor.
--Halkçı Parti ve SODEP ile birleşmesi sonucunda 3 Kasım
1985'de kurulan SHP, önemli Büyük Şehir Belediye Başkanlılarını alınca, 1987
yılında siyasi yasağı kalkmış Ecevit'e rağmen solun en güçlü sol siyasi partisi
konumuna geldi. 1989 Yerel Seçim başarısı ise sol siyasi söylem ve iktidar için
bir umut olmuştu.
--Murat Karayalçın'ın Ankara Belediye başkanlığı ile
popülaritesi artmış ve sol'a bir lider arayışına girilmişti. Ve Karayalçın 1989
yılında başladığı Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanlığı sürecini, süresinin
bitmesine bir yıl kala 1993 yılında bırakarak SHP Genel Başkanı oldu.
--Ve 1994 Yerel Seçim Süreci ile Refah Partisi'nden
seçime giren, Keçiören Belediye Başkanı İ Melih Gökçek, Ankara Belediye
Başkanlığını seçimlerini kazanmış;
--Sol ve SHP-CHP 2019 yılına kadar, Başta Ankara olmak üzere,
birçok yerde yerel yönetim iktidarlarından uzak kalmıştır.
--31 Mart 2019 Yerel seçim süreci ile, 1989'a benzer bir
süreç sonucu, bir başarı elde etmiştir.
--Buraya kadar her şey olağandı.
--İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere CHP birçok
ilde Belediye başkanlıklarını aldı. Ama?
--Gerek Kazanılan Belediye meclis Üye sayısının Cumhur
ittifakı olan Ak parti ve MHP'den az olması;
--Gerekse de, 2000'li yıllardan sonra Bürokraside,
sol-demokrat yapıda bürokrat sayısının yetersiz olması, CHP'li Başkanların sağ
Bürokrat kadroları ile çalışmaya zorlayacaktır.
--Bu ise, yönetimin bir ilkeler, prensipler ve ideoloji
çerçevesinde yapıldığı bilgi ve inancına ters olacaktır.
--Gerek bilgi sızıntısı, bilgi kirliliği ve ekip mantığı
ile uyuşmayacağı için uzun vadede sorunlar yaşanacaktır.
--Bu ise, yara sıcak iken anlaşılmaz duygusu ile ilk
aşamada sonunlar anlaşılmayacak, ancak uzun vadede kalıcı sorunlar
yaşanacaktır.
--DAHA ŞİMDİDEN, Başta İstanbul Belediye Başkanı Ekrem
İmamoğlu olmak üzere, herkes bir belediye başkanından, bir CHP genel Başkanı
Çıkarması hevesi de görmemezlikten gelinecek gibi olmasa gerek.
--Oysa, bütün süreçlere akılcı bakıp ve akılcı
yönetilmesinden başka çıkış yoktur.
--Hani Anadolu deyimi ile, "
--EL, ELİN EŞEGİMİ TÜRKÜ SÖYLEYEREK ARAYACAKTIR!.
--Partililer ve seçmenler yaşayacağı sorunlar ve
bürokratik tavırlar sebebi ile kırılmalar yaşayacaktır.
--Bu günden düşünülmez ise, yarın herkes içli dışlı
olacak ve işin içinde çıkılmayacak ve "ipin ucu puştun elinde" demek
için ise çok ama çok geç olacaktır.
--Bu yazılanları
kim okur, kim dinler, kim mi inanılır bilemem ama; İnanın
Kadir Abim İnanır.!.. İsterseniz bir bakın.