Hava sıcaklığının kırk dereceyi geçtiği bugünlerde, Antalya merkezindeki herkesin sağlığı için en az yarım saat denize girmesi zorunludur. Aksi halde yoğun nem ve sıcak insanı pelte haline getiriyor.

Bu nedenle, haftada birkaç gün Konyaaltı sahiline gidiyorum.

Yeni düzenlenmiş ve henüz tamamlanmamış olan “Beach Park” ta denize giriyorum. Günde kırk beş dakika yüzünce, vücudumdaki tüm ağrılar geçiyor, dinçleşiyorum.

Birkaç gün önce duş almak için gittiğimde duşun altına konulmuş bulunan tahtaların bir buz pateni gibi kayacağını düşünmeden attığım adımla kendimi yerde buldum. Ayağımın kaval kemiklerinden birisi neredeyse kırılıyordu. Bereket versin yavaş şekilde kaydım. Sonuçta dostlar imdadıma yetiştiler. Buz koyarak derhal müdahale ettiğimiz için yüzeysel bir sıyrıkla atlattım. Şimdi iyiyim.

İmdadıma yetişenlerden anladım ki orada kayan tek kişi ben değilim.

Her gün aynı yerde, sabunlanan veya duş jeli kullananlar, tahtadan yapılmış olan yer döşemesini buz pateni gibi kaygan hale getirmişler…

Belediyenin veya Konyaaltı İşletmecisinin bunu hesap ederek tahta zemin üzerine kaydırmaz döşemeleri gerekirdi.

Yıllarca önce yazmıştım, bütün dünyanın geldiği Konyaaltı Sahiline her yüz metreye bir duş, bir soyunma-giyinme kabini, temizlik elemanı, güvenlik elemanı koymak bu kadar zor mu diye…

Bunların büyük bir kısmının yapıldığını görmekten memnunum.

Ancak, burada olacak kazalardan idarenin ve işletmecinin sorumluluğunun doğacağını söylemek isterim.

Bu nedenle duşların tahta zeminine derhal kaydırmaz uzantıları olan naylon halı döşenmelidir.

Büyükşehir Belediyemiz kaşıkla verip sapıyla göz çıkarmamalıdır.

MAVİ BAYRAK

Bildiğiniz gibi Antalya’da Deniz Suyu Kalitesi izleme ve değerlendirme çalışmalarını yapmak Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü’nün görevidir. “Büyükşehir Belediye sınırları ve mücavir alanları içerisinde kalan deniz, liman ve sahillerde, deniz kirliliği konusunda araştırmalar yapmak,
          Sorumluluk alanı içerisinde yer alan deniz suyundan numuneler almak, analiz çalışmalarını takip etmek, ilgili makamlara raporlamak ve gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak,
           Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın görev alanına giren deniz mücavir alanında gemilerden kaynaklanan ve deniz araçlarının neden olduğu kirliliği araştırmak, deniz araçlarını kontrol etmek, deniz kirliliğine sebep olan gemi ve deniz araçları hakkında cezai işlem yürütmek,

        Deniz kirliliği konusunda gelen şikâyet ve ihbarları zamanında değerlendirmek de Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü’nün görevleri arasındadır.”(*)

Durum buyken Birinci Arapsuyu deresinin ve İkinci Arapsuyu deresinin denize kavuştukları noktalarda herhalde hiçbir araştırma yapılmıyor. Çünkü denize yakın kısımda akışı yavaşlatmak için konulmuş beton setlerin arkasında inanılmaz bir kirlilik var. Buralarda biriken sular denize ulaşarak mikrop üretmektedir.

Derelerin temizlenmesi, denize ulaştıkları yerlerde su analizlerinin yapılarak sahilde, alındıkları yere tabela halinde asılması gerekmektedir.

Yabancı turistler bir ülkeye giderken deniz kenarında denize gireceklerse denizin analizlerini internet üzerinden araştırıp ondan sonra gidiyorlar.Bu nedenle analizlerin her birinin plajlara levhalar şeklinde asılarak ve internet yoluyla ilan edilmesi gerekiyor. Bu analizlerin yanına da sahilin temiz olduğuna ilişkin eğer temizse) mavi bayrakların asılması gerekiyor.

Antalya halkı olarak, şehrin merkezinde denize girilebilecek temiz sahiller için 45 yıldır mücadele ediyoruz. “Antalya Körfezi lağım çukuru olmasın diyerek” açtığımız uzun mücadelede, tam arıtmalı kanalizasyon için belediye yönetimini değiştirdik.

Şimdi hem Konyaaltı sahili, hem Lara sahili birer ucundan bugünkü Büyükşehir belediye yönetimi tarafından kemirilmektedir. Hiç olmazsa denizi temiz tutmayı başarsalar, kaşıkla verip sapıyla gözümüzü oymasalar iyi olacak…

 

(*)https://www.antalya.bel.tr/birimler/cevre-sagligi-sube-mudurlugu