Bir zamanlar her şey ne iyi imiş ya, hani her şeyin şu "öküzün boynuzunda döndüğü" günlerde. "Ekmek elden, su gölden" yaşa git. Bir sorun olur ise de, öküze bir sallarsın, olur biter!..

--Binlerce yıldır ve hâlâ günümüz dünyasında da, her işin bir siyaseti olmuş, oluyor da!..

--Devleti yönetmenin de,

--İkili ilişkilerin de,

--Diplomasinin de

--Düşmanlıkların bile, bir siyaseti var. Anlayacağınız, dünya siyaset ile dönüyor; siyaset yiyor, siyaset içiyor. Siyasetsiz hiç bir şey olmuyor.

--Bir çoğumuzu pek ilgilendirmiyor gibi görünse de, artık, siyaset yaşamımızın ayrılmaz bir parçası.

--Kişisel bağlamdan çıkarılıp, genele yayınca siyaset, yaşamın olmazsa olmazı.

--Yıllar yıllar öncesiydi. Bir solcu olarak oyumuzu CHP'ye veriyorduk ama doğrudan hiç bir CHP'li siyasi ile doğrudan iletişimimiz yoktu.

--Bana, o yıllar Antalya genelinde partide ağırlığı olan ve akrabalarım, filan yere git, DENİZ BAYKAL ile tanış ve selamımızı söyle derlerdi.

--Derlerdi, demesine de; köy delikanlısı olunca da, öyle her yere girip çıkmak bize "ar gelirdi" nedense.!..

--Derken, yine yıllar geçiyor, SHP/CHP iktidarın bir kanadı oluyor; ben, o yıllar Bakanımız Mesut YILMAZ'ın atamamı yaptığı bir kadroda yöneticiyim. Kadro olarak olmasa da, kişisel ilişkilerim gereği, boyumdan büyük işleri beceriyordum.

--Deniz BAYKAL, partinin başında ve hükümette de önemli mevki ve makamlarda. Eh, yavaş yavaş da sosyal etkinlik ve görevlerde boy göstermeye başlamışız.

--Ankara'da ki Antalyalıların Geleneksel Portakal Gecelerini, dernek yöneticisi olarak düzenliyoruz. Milletvekillerimiz, Antalya'dan yerel yöneticilerimiz geliyor.

--Deniz Baykal'da dahil, gariban bir yönetici olarak Antalya'nın hemen hemen tüm siyasilerinin yapabileceğimi düşündükleri tüm taleplerini karşılamaya çalışıyorum. İşkembeden atmıyorum değil mi, değerli Vekillerim, Faik Altun, Bekir Kumbul, Feridun Fikret Baloğlu, Yusuf Öztop, Tuncay Ercenk, Nail Kamaci, Osman Kaptan, ......... ....

--Daha sonra, yerel yönetimlerin sorunları ve daha iyi şeylerin, zamanında yapılmadı için çabalar. Yine Bekir Kumbul, Muhittin Böcek, Mustafa Akaydın, Ümit Uysal. .....

--Deniz Baykal, çok önceleri pek yerel işleri sevmez, tüm ülkenin sorunlarını çözmeyi hedeflerdi, Devlet Adamı olarak, Haklıydı da.

--Ama yönetim o hale gelmişti ki, artık sorunların öyle sıradan ilişkiler ile çözülmesi, düşünüldüğü gibi ideal olmuyordu.

--Artık, "adamını bul, bulamazsan madamını bul" modası yaygınlaşıyordu.

--CHP'nin kurulduğu, baraj altında kaldığı, istifaları yaptığı günler birçok kişi gibi hep yanındaydık.

--O, bir gün rahmetli Bülent Ecevit'in, Sayın Erol Çevikçe'ye: "Erol Bey, Türk siyasi tarihine Deniz Baykal gibi bir siyasetçi 50 yıl gelmez" dediği siyasetçi idi.

--Ülkemizin, Antalyamızın gururu olduğu kadar, birçok konuda da kendisine has bir siyasi idi.

--2011 yılında, Cumhurbaşkanlığı ve Antalyalılar Derneği Başkanlığından siyaset yapmak için ayrılmak istediğimde, beni cesaretlendirmiş ve çok muhteşem sözcükler ile de önere etmişti.

--Partimiz için, Deniz Bey zamanından başlayın projeler hazırlama işi Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu dönemimde de devam etmişti. Bu ve benzeri ilişkiler sonucunda, Sayın Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu ve Sayın Bihlun Tamayligil'in teşvikleri ile 2015'de de Aday adayı olmuştum ama; son gün 15.30'a kadar herkesi teselli ederken, ....

--O yıllar öğrenmiştim, "siyasetin, en iyi seçme işi değil, herkesin kendisine en gerekliyi seçme işi olduğunu."

--Öyle değil mi, ne kadar sitem etmiş olsan da önceki Çankaya Belediye Başkanlarından sevgili dostum Prof Dr. Muzaffer Eryılmaz ve Aydın MV kardeşim Prof Dr.Metin Lütfi Baydar.

--Yaşamda siyaset, vazgeçilmez olsa da her şey değildir. Sayın Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu'nun, önceki Genel Başkanımız sayın Deniz Baykal'ı 2018 seçimlerinde Antalya listesinde görmek istemesi bir çok kişiyi gerçekten çok sevindirmiştir.

--Deniz Baykal'ın birçok uygulama ve kararı haklı olarak eleştirilebilir ama bu işlerin içinde olan ve yakından tanıyan partili partisiz herkes de gerçekten O'nun siyasi bir deha olduğunu kabul eder.

--4 Mayıs Cuma günü Ülkemiz ve partimiz CHP açısından bir kader günü idi. Genel Başkanımız, Yalova MV Muharrem İnce'yi Cumhurbaşkanlığı Adayı ilan edince, yer yerinden oynadı.

--Ankara'nın altı üstüne geldi. Parti ve partililere büyük bir moral ve motivasyon oldu..

--CHP Genel Başkanı olarak Kemal Kılıçdaroğlu ile CB adayı Muharrem İnce'nin sıcak diyaloğu, ardında da, Önceki gelen başkan Deniz Baykal'ı ziyaretleri, övgüye değer, gurur verici sahneler idi.

--Her şeye rağmen, umut Kaf Dağının ardında olsa da, bu moral, motivasyon ve inanç, Nazım Hikmet’i' de haklı çıkaracaktır.

--GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ ÇOCUKLAR/ GÜNEŞLİ GÜZEL GÜNLER!..

--Hem de 24 Haziran akşamında!..