O kadar yazılmış, söylenmiş söz olmasına karşın,
her neden ise, sisteme ilişkin bir eleştiri yazacak, düşünecek olsam, Rakel
Dink'in “Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey
yapılamaz kardeşlerim…” sözleri aklıma gelir.
--Dünyanın değiştiğini çevremize,
ilişkilerimize, yaşamımıza ve yaşam tarzımıza bakınca daha kolay anlarız.
Evrim Kuramını, maymundan insan yapmak gibi
garip döngüye döndüren anlayış, acaba neyi gölgelemek istemektedir. Sokağa çıkmanıza bile gerek yok, balkondan, pencereden
dışarı bir bakın, tanıdığınız gelen geçenlerin bile neleri, nasıl değiştiğini,
dönüştüğünü göreceksiniz.
--Beslenmesinden, yaşam kolaylığı ya da
zorluğundan, genetik bağlarından birçok girdiye bakın, o kişinin değişimini
daha rahat görecek ve anlayacaksınız. Sorun
da bu değil zaten.
--Dünya İnsanlık tarihinin kabaca İlkel,
toplayıcı, avlayıcı, ilkel komünal, feodal; ticaret ve sanayileşme ile de
sınıfların ortaya çıktığı sınıfsal yapılı toplumları, devletleri görürüz.
--Ne yazık ki ilk değişim, dönüşüm ve bozulmanın
fakına varıp kaleme alanlardan Jean-Jacques Rousseau'nun :"Tarihte ilk kez
bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip burası benimdir diyen ve buna
inanacak kadar saf insanlar bulabilen ilk insan, uygar toplumun gerçek kurucusu
oldu. O zaman biri çıkıp çitleri söküp atacak ya da hendeği dolduracak, sonra
da insanlara sakın dinlemeyin bu sahtekarı, meyveler herkesindir toprak hiç
kimsenin değildir ve bunu unutursanız mahvolursunuz diye haykırsaydı, işte o
adam insan türünü nice suçlardan, nice savaşlardan, nice cinayetlerden
kurtaracaktı." sözleri dinlenmiş, buna kulak tıkama yerine, kulak verilmiş
olsaydı, bu gün daha güzel şeyleri konuşacaktık. O ilk "çit"in çekilmesi ile başlayan ÖZEL MÜLKİYET kavramı,
ihtiyaçtan öteye geçmiş, insanlarının biri birlerini sömürmelerine, açlık ve
sefaletlerine hatta savaşlar yolu ile ölümlerine bile sebep olmuş ve olmaktadır
da!.. Bunlar engellenebilir mi?
--Çevremizde ki bu insanların kafası ile mi?
Güldürmeyin ben ya. Bir sigarayı bile avantadan/beleşten içmeyi maharet sayan
bir toplum ve güruhtan söz ediyoruz.
--Bunu bir aşağılanma olarak almayın. Ne
dediğimin farkındayım.
--Her sistem kendi insanını, sonra adamını, daha
sonra da askerini/milisini yetiştirir.
--Bu gün için çoğun insan tarafından farklı
farklı anlaşılan medreseler, o günün en seçkin eğitim kurumlarıdır. Yani,
feodal dönem, kendi sistemine uygun en iyi insanı buralarda
yetiştiriyordu.
--Kapitalist sistem de, ticaret ve sanayinin
gelişmesi ve yaygınlaşması ile, ihtiyaç duyduğu insan kaynağını eğitmesi
gerekiyordu ve ilk dönemler Burjuvazi ve Kapitalist sistem bu günkü tanımlama
ile ilerici şeyler yapıyordu. ABD'nin vakıfları aracılığı ile ODTÜ'yü ve
Karadeniz Teknik Üniv'ni kurmaları bir tesadüf olabilir mi? Artık sistem kurulmuş, köşe başları tutulmuş ve her
şey denetlenir olunca da, bu defa başka tür insan gereksinimi olmuştur.
--Gazeteler, dergiler, tv'ler, sanal ortam ve
eğitim kurumları bu tür insan yetiştirilmesi için çaba harcamaya başlamışlar ve
gelinen noktaya bakınca da, başarmışlardır.
--Bir çok olanağı olmadığı için okuyamamış
insanların asker, parası ve olanağı olup bir şekilde özel/kamu okullarında
okumuşların ise paralı askerlik yaptığı bir ülkede, bu sisteme karşı ULUSAL bir
duruş sergilenmesi gerektiğini savunmak bizim gibi sol-ulusalcılara kalmışsa,
araplaşmış-sermaye tarafından kontrol edildiğinin farkında olmayan
MİLLİYETÇİLERİN iki kere düşünmesi gerekmez mi?
--Bütün bu anlattıklarım, yeni KAPİTALİST SİSTEM
UYGUN adam yetiştirmenin bir sonucudur.
--81 milyonun eşit ve din kardeşi olduğunu
söyleyeceksiniz, sonra da bırakın İNTERNETİ , sıradan bir telefonunu bileyen
olmayan insanların HALK BANKASININ, internet bankacılığı üzerinden bedava DOLAR
satışını adil ve makul karşılayacaksınız? Bin
bir emek ile kurulan Cumhuriyetin kurumu Türk Telekom’u Özelleştirme adı
altında birilerine peşkeş çekeceksiniz, hatta şaibeli yüzde15 dolayında ki,
hisse hakkında bile inandırıcı açıklama yapmayacaksınız, olanları olağan
saymamızı bekleyeceksiniz.
--Sistemden, Genel İktidardan da, yerel
iktidardan da yararlananlara bir sözüm yok, afiyet olsun. Kolay gelsin. Soğanın cücüğü ile avutulan halk yığınları, yerel
yönetimlerin küçük rantları ile yemlenen ve kendilerini "solcu"
"demokrat" sayanları bir kenara bırakıyorum,
--Sağcı solcu; dinci dinsiz, eğitimli eğitimsiz
orta halli bu ülkenin, bu devletin, milletin ekmeğini yemiş sıradan ey HALK
ÇOCUKLARI siz niçin susuyorsunuz? Sistem,
iktidar ile işlerini görür iken, muhalefet ile de, CAMBAZ BAK oyunu
oynamaktadır. Bunu ne zaman mı
anlarsınız? Hiç bir zaman. Yoksulluk ve emek harcamadan yaşamak bir yaşam
biçimi haline getirilmedi mi? Bu iş bitmiş. Sistem, kendi sistemini kurmuştur.
Boşuna dertlenmeyin. Abdurrrahim Karakoşun dediği "Hayat böyle bu
gemide /Eskiler yiter yenide /Beni değil
kendini de /Unutursun.." ey sevgili yurttaşlarım. Dün, König skandalını, Türkbank, Emlakbank ve
Civangate skandallarını, Çiller'in artan mal varlığını, Selçuk Parsadan'ını,
unuttuğun, ama İSKİ skandalını unutmadığın gibi, bu günün yolsuzluk ve
arsızlıklarını da unutursun be halkım. Sen
unutmasan da, sistem sana bunu unutturur be halkım. İktidarı, muhalefeti,
basını yayını ile. Sahiden da, bu yaz hiç
duymadım, görmedim, EBRU GÜNDEŞ nerelerdeydi?