Yanlış anlaşılmasın, bir yere ve bazı koltukların sahiplerine gönderme değil bu yazdıklarım..

Kimse, özellikle birileri kendine alınmasın..

Günlerden cumartesi olduğu için farklı bir konuyu yazmak istedim sadece.

‘ Başka adam mı var ?’ diyenlere de gönderme yapmayı asla düşünmedim..

Ancak alınan varsa da, “benden söz ediliyor” diye düşünün varsa da o da onların sorunu..

Hep merak etmişimdir..

Koltuk neden bazı insanların bir taraflarına yapışır da, bir türlü bundan vazgeçmek bilmezler?

Neden koltuklarını kaybetmemek için son nefeslerine kadar her şeylerini verirler ?

Koltuk kapıcılarının çoğu, ben ayrılayım yeter başkası da aday olsun demezler.

Gerekirse koltukları uğruna çok şeylerini feda ederler..

Dahası en yakınlarını bile bir çırpıda harcarlar bu koltuk seviciler..

Koltuk denince sadece siyasetçi de anlaşılmasın..

Bazen koltuk sevici ağabeyleri, ablaları sivil toplum kuruluşlarında da görürüz.

Koltuk sevicilerin, koltuk yapışkanların farklı amaçları da var ebette..

Kimileri var ki bir makamını mevkisini kullanarak çok çabuk köşeyi dönmeye çalışır, kısa yoldan zengin olmayı hayal eder..

Koltuğun adam ettikleri değil, koltuğu adam edenlerdir asıl makbul olan..

Onlara kimse ‘koltuk sevici, koltuk yapışkanı’ gözüyle bakmaz, bakmayı da düşünmez..

Aman dikkatli olun..

Koltuğun bir yerlerine yapıştığı insanlardan korkun, kendinizi ve çevrenizi koruyun..

Ne zaman ne kötülük düşüneceklerini kestiremezsiniz..

Arsızca çamur atmaktan çekinmeyeceklerinizi de aklınızdan çıkarmayın…

Hele hele söz verip aldatan, sonra da pişkin pişkin sırıtanlardan,”Benden sonrası tufan’ egosuyla kendinden geçenler var ki mesafenizi koruyun..

Kendilerini dev aynasında görürler, kendilerinden başkasını adam yerine koymazlar, asla değer vermezler..

Egoları öylesine zirve yapmıştır ki başkalarını değersiz görür, kendilerinin özel bir statüsü olduğunu, bu statünün kendilerini koltuk yapışkanı, koltuk sevicisi yaptığını sanır, hatta buna inanırlar.

Bize koltuktan güç alan değil, koltuğu güçlendiren ve yaşama tarzı başkalarına bir çağrı olacak olan insanlar gerekli..

Koltuk yapışkanları, koltuk seviciler,  sadece önünü görür sağa, sola bakmadan gider.

İçinde yaşadığı topluma,  zerre kadar faydası olmaz..

Mesele çıkar olunca en yakınlarına bile kazık atmaktan geri durmazlar..

Bukalemun gibidirler, çabuk değişirler, ortama ayak uydurmakta, ortamı etkilemekte, kandırmakta çok mahirdirler..

Kendilerini kusursuz gören bu garipler, başkanlarının kusurunu aramayı maharet sayar..

İtibar gördükleri olur…

Ancak itibarın kendisine değil de oturduğu koltuğa olduğunun bile farkına varamayacak kadar dar düşünceye sahiptirler..

Kimileri para hırsıyla yaşar, tuttuğunu koparmaya çalışır, hiçbir kimseye yararı dokunmaz.

Tabansızın, kişiliksizin önde gidenidir..

 Kimi zaman koltuğuna güvenerek siyaset düşünür, gözünü yükseklere diker..

Birilerinin eteğine yapışarak, yeni arayışlara girer..

Ama bir arpa boyu yol aylamaz..

Sürekli, at gözlüğünü takıp yoluna devam etmenin çabasına girer..

Kendini dokunulmaz görür, eleştiriye asla gelemez, değişim rüzgarı estiğinde de hırsından çıldırır; sağa sola çamur atmaya, yalakalarını da kendisini eleştirenlere karşı kışkırtır..

Çok demokrat görünürler, eleştirilince, koltuğunu kaybetme olasılığı ortaya çıkınca, oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi yaygarayı basar..

Kin ve nefret duygularıyla saldırır da saldırır..

Bilmez ki kendi sonunu hazırlıyor..

Tanrı hepimizi koltuk sevicilerden, koltuk yapışkanlarından korusun.