Geçtiğimiz
günlerde ‘Cami Planlama ve Tasarımı Kılavuzu’ tanıtım toplantısında konuşan
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, çocukların camide sosyalleşeceğini
söyledi ve "Her mahalleye yürüme mesafesinde cami yapacağız. Şehrin
merkezine camiyi oturtup çevresinde şehirleşeceğiz. Gençlerin, çocukların
aktivite yapacağı camiler olacak" dedi.
Yine son aylarda Antalya Valiliği'nin Vali Ersin Yazıcı eliyle çok
sayıda, yüksek bütçeli Kuran kursları açması ise dikkatleri çekti. Antalya'da
öğrencilerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde ortalama kiraların 2 bin
TL'nin üzerine çıkması ve eğitimin günden güne içeriğinin ve kalitesinin
boşaltıldığı yorumlarını yapılması sonrası atılan bu adımlar özellikle gençleri
öfkelendirdi. Akdeniz Gerçek o gençlere mikrofon uzattı.
'VERGİLERİMİZ FAYDALI BİR ŞEYE KULLANILMIYOR'
O gençlerden
Akdeniz Üniversitesi öğrencisi Rabia Sultan Çelikbaş AKP hükümetinin ve
Valiliğin bu tercihini şöyle değerlendiriyor: "Eğitime bütçe ayrılması
gerekirken öğrencileri sermayenin ve dinci-gerici tarikatların insafına terk ediyorlar.
Bilim ve felsefe ile ilgilenmesi gereken genç neslin Kuran kurslarında vakit
geçirmesini istemek tamamen halkı geriye itmek ve bir noktada bilinçsiz ve
gerici bir toplum üretmek amacıyla yapılıyor bana kalırsa. Öğrenciler
cinsiyetçi, ayrımcı, taciz ve tecavüz vakalarının hat safhada olduğu tarikat
yurtlarında kalmak zorunda kalırken Valiliğin yurt ihtiyacına karşın daha
fazla Kuran kurslarına yatırım yapması
halkı ne kadar değersiz gördüklerinin ve vergilerimizin bu düzende hiçbir zaman
faydalı bir şey için kullanılmayacağının kanıtı gibi... Okurken çalışmak
zorunda kalan, yurt çıkmadığı için okuyamayan, sokaklarda veya her gün başka
yerde kalmak zorunda olup elinde valizle gezen öğrenciler dururken Kuran kursu
veya camiye yatırım yapmak açık ve net bir şekilde şeriat getirme çabası."
'ÇÖZÜM ÜRETMEK İSTEMİYORLAR...'
Yine bir
başka öğrenci, Sümeyye Yazıcıoğlu ise kendi yaşadıklarını şu sözlerle
özetliyor: "İnsanların temel ihtiyacı olan barınma sorununa çözüm üretmesi
gerekiyor yetkililerin ama çözüm üretmek istemedikleri için her zaman olduğu
gibi din öğelerini kullanarak sorunları çözümsüz bırakıyorlar..."
GENÇLERİN İHTİYACI KALİTELİ EĞİTİM
Bir yandan
okuyan bir yandan da hayatta kalabilmek için akşamları Kaleiçi'nde bir mekanda
çalışan gençlerden Hazal Üner, AKP yöneticilerinin ve bürokratların attığı
adımlara tepkili olan milyonlarca gençten birisi. Hazal şu ifadeleri
kullanıyor: "Bunun çok bilinçli bir tercih olduğunu, eğitimde yaşanan pek
çok diğer sorunlarla bütünlüklü olduğunu düşünüyorum. Açıkçası Türkiye'ye
baktığımda, her yere cami açmalarının, sözde seçmeli din derslerinin
dayatılmasının, evrim dersinin müfredattan kaldırılmasının, imam hatiplerin çoğalmasının,1.5
yıllık eğitim hakkının, Pandemi bahane edilerek her kademede gasp edilmesinin,
giderek artan eşitsizlik ve adaletsizliklerin çok bariz bir biçimde önümüzde
durduğu şu dönemde bu kararların alınması ve uygulanmasının yaratılan gerici
havanın korunması ve dozunun artırılmasına yönelik olduğunu düşünüyorum.
Gençlerin ihtiyacı camiye gitmek değil, bilimsel, eşit, ücretsiz ve laik bir
eğitimdir."
'ÜZÜNTÜLÜ DEĞİL ÖFKELİYİM'
Antalya'da
yaşayan ve bir yandan da temel ihtiyaçlarını karşılayıp eğitimine devam etmek
isteyen gençlerden Nejat Çelik ise şöyle konuştu: "Bu durum AKP'nin seçim
propagandalarının başlangıçlarının artık tamamen rasyonellikten çıkıp ve asla
sorunlara çözüm odaklı gitmediklerini hatta sorunları görmezden geldiklerinin
kanıtı niteliğindedir. Mevcut iktidarın zaten yurt ihtiyacına bir çözüm
üretmeyeceğini bilmekle beraber bu yüksek önem arz eden problemin kaynağının da
onlar olduğunu biliyoruz. Ortada böyle problemler varken toplumun din yapısını
fırsat bilip ve bunu kullanarak tabiri caizse çok iyi tribünlere oynuyor. Bu
bahsettiklerimin gerçekleşmesi bende bir üzüntü değil bir öfke olarak vücut
buluyor."
'DAHA ÇOK DEVLET YURDU YAPILMALI'
Eğitimini
büyük çabalarla tamamlayıp yüksek öğrenim görerek akademisyen olma hayali kuran
bir başka genç, Sinan Tuncay ise önemli tespitlerde bulunan bir başka genç.
Sinan şöyle devam ediyor: "Böyle bir tercihin öncelikle siyasal olduğunu
düşünüyorum. Acil ihtiyaçlar yerine kendi düşüncelerini yaymaya çalışmaları
başka türlü açıklanamaz. Ayrıca çocukları ve gençleri devlet yurtlarından
mahrum bırakıp mecburi olarak tarikat ve cemaat yurtlarına yönlendiriyorlar. Bu
da gençler arasında yayılmalarına ve gericiliği yaymalarına olanak sağlıyor.
Çözüm olarak daha çok devlet yurdu yapılmalı ve yurt ücretleri ya çok düşük ya
da ücretsiz olmalı."
'ÇOK KOLAY ÇÖZÜLEBİLECEK SORUNLAR'
Hem eğitimine
devam edip hem de fotoğrafçılık ile ilgilenerek ailesinden alamadığı harçlığı
kendi çabalarıyla kazanmaya çalışan gençlerden Oğuz Cihan ise şu
değerlendirmesini paylaşıyor: "Yurtlar önceden de yetersizdi. Çok az
öğrenci faydalanabiliyordu. Ama bu sene daha da kötü oldu. Çok öğrenci için
okumaya gitmek imkansız oldu barınma sorunu nedeniyle. Çok kolayca
çözülebilecek ve çözülmesi gereken bir soruna karşı devletin bu kayıtsızlığı
öğrenciler olarak bizi öfkelendiriyor ve çaresiz hissettiriyor."
AKP GENÇLERİ HATIRLAR MI?
Öğrenci ve
gençlerin giderek zorlaşan hayat şartları karşısında devletten yanlarında
olmalarına dönük talepleri her geçen gün yükselirken, halen AKP Genel Başkanı
ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan konuya ilişkin heyecanlandıran bir açıklama
gelmemesi gençlerin soru işaretlerinin süreceğine işaret ediyor.
Özgür Cem Boynueğri