Evet binlerce defa isyan edebiliriz. Kızabilir, içimiz
yanabilir, sokaklara düşebiliriz. ‘Bu insanlara idam gerekiyor’ bile
diyebiliriz. Sanki işe yarayacakmış gibi… İdam edersek bu canilerden ne
farkımız kalacak? O bireysel olarak bir cana kıyıyor biz tüm toplum olarak bu
suça ortak mı olacağız?. Sonra ne olacak toplumumuzda kaç tane böyle sapkın
var? Nasıl bulup tespit edeceğiz? Çözün
bu değil.
Öncelikle şunu sormamız gerekiyor kendimize; böyle sapkın
insanlar nasıl oluyor da var olabiliyor? Bu zihniyet nereden doğuyor? Nasıl
ortaya çıkıyor?
Güzel ülkemin güzel insanları cinayeti işleyen de bizim
çocuklarımız, cinayete kurban giden de…
Yani suçlu yine biziz.
Hükümeti suçlayabilirsiniz, cemaatleri mesela lanetleyebilirsiniz.
Eğitim sisteminden dem vurabilirsiniz. Ama elinizi vicdanınıza koyun. Emine’yi,
Mervecan’ı, Münevver’i ve ismini bile hatırlamadığımız daha yüzlercesini
öldürenlerin hepsi bir anneden doğdu, bir ailede büyütüldü, bu toplumun bireyi
oldu. Hepimiz suçluyuz…
O halde çözüm nedir?
Olayın yine en başına döneceğiz. Bu iş ailedeki eğitimle
başlar. Hiç öyle okul falan demeyin. Bireyin yaşamı boyunca uygulayacağı
davranış kalıpları 0-7 yaş arasında alınan eğitimle inşa edilir.
Şimdi şapkanızı önünüze koyun ve hatanızla yüzleşin.
Yazının bundan sonraki kısmında farkında olarak ya da olmayarak bir kadının
sözlü, fiziksel, psikolojik şiddete uğramasına sebep olan davranış
kalıplarımızı yazmaya çalışacağım. Çözüm ise bunları yapmamanız. Kadına karşı
işlenen zihniyet suçları:
KADININ EMANET OLMA DURUMU
Kadın kimseden kimseye kalacak bir emanet değildir.
Kimsenin gözetmesine korunmasına da ihtiyacı yoktur. Buna ihtiyacı olan
çocuklardır. Engellilerdir. Kadınlar özgür iradesi olan eşit bireylerdir. Düşünün
bir kere; kadın neden emanet ediliyor, kime emanet ediliyor. Erkekten erkeğe
emanet ediliyor çünkü başka bir erkek ona zarar vermesin diye. Komik değil mi? Toplumda
zara verici dinamik erkeklerse o halde tüm erkeleri mi idam edelim yoksa erkek
çocuklarımızı mı doğru yetiştirelim?
KADIN NAMUSU
Namus kavramı insanoğlunun yarattığı belki de en
mantıksız kavramlardan bir tanesidir. Namus diye bir şey yoktur. İnsanları
birbirinden ayrıştıran (cinsiyet, din, milliyet….) tüm kavramlar çıkar grupları
tarafından (siyasi, dini, ırksal…) insanları kontrol altında tutmak için ortaya
atılmıştır. Namus kavramı da erkekleri kadınların gardiyanı yaparak toplumda
bir grubu diğer grup tarafından kontrol edilmesini sağlıyor. Ne kadar mantıklı
değil mi? Burada çok uzun sürer, namus kavramının kökenini araştırmanızı
tavsiye ederim.
KADINA YARDIMCI OLMAK
Aile içerisinde ev işleri anne, baba ve çocukların ortak
sorumluluğudur. Çok özetle baba evde “annenize yardım ediyorum” derse o evde
büyüyen erkek çocuk yetişkinliğinde kadını erkeğe hizmet eden bir varlık olarak
görür. Örneğin salatayı masaya götürdüğünde kadına çok büyük bir lütuf
yaptığını düşünür. Tanıdık geldi mi bu size?
ÇOCUĞU ANNE BÜYÜTÜR
Çocuk büyütmek ebeveynlerin ortak sorumluluğudur. Erkekler
çocuk büyütme işine uzaktan durdukları için özellikle erkek çocuklar baba
eğitimi alamadıklarından anneye (bir kadına) bağımlı bireyler olurlar.
Yetişkinliklerinde bu bağımlı kişilik yapılarının farkında bile olmadan bir
kadın olmadan hayatlarını idame ettiremezler, onsuz kaldıklarında afallarlar, kadını
yanlarında tutabilmek adına akıllarına geleni yaparlar.
KIZ İSTEME
Bir düşünmenizi istiyorum. Kimden neyi istersiniz? Bir
başkasına ait olanı size ait olması için istersiniz. Başka söze gerek yok.
Kızın sahibi babadan yeni sahibi kocaya. Kadın özgür iradeli bir bireydir.
Alınıp satılamaz. Verilip alınamaz.
ÖRT BEDENİNİ
En modern düşünceli erkekler bile kadın bedeninin
saklanması gerektiğini düşünür. Kimisi için gösterilebilecek sınırlar dizinin
altına kadardır kimisi için dizinin hemen üstü. Modern erkekte göğüs çatalına
kadar kısım gösterilebilir. Ama çatal gösterilemez. Muhafazakârlar tüm göğüs
bölgesini kapattırırlar.
Beyler! size ne pardon. Bu bizim bedenimiz. Buna biz
karar veririz. Biz size yolda yürürken yiyecek gibi bakmıyoruz. Siz de kafanızı
çevirin ve bizi rahat bırakın.
KADIN BEDENİ ESTETİKTİR BU NEDENLE CİNSEL OBJEDİR
Hadi oradan canım siz de… Şöyle kapsamlı bir ağda, biraz
makyaj, kaslar falan kim daha estetik yarıştıralım mı? Bu erkek hegemonyasının
kadını aşağılamak ve kullanmak için uydurduğu bir farazidir. Nefsine hakim
olmayı öğretin erkek çocuklarınıza.
KADIN ÇOK DUYGUSALDIR
Artık daha hangi bilimsel bulguyla ortaya koysak da bunu
söylemeyi bir bıraksanız bilemiyoruz. Kadın beyni erkek beynine göre daha
kıvrımlıdır. Yani sinir hücreleri daha fazladır. Bu da kadının daha ayrıntılı
düşünebilmesini sağlar. Olaylar karşısında bu nedenle daha hassastır. Çünkü
empati yeteneği daha yüksektir. Bu sazla duygusallık değil artı bir yetidir.
Ayrıca sen erkek çocuğunu “erkekler ağlamaz” diye duyguları saklamanın erdem
olduğunu hissettirdiğin bir algı ile büyüt, çocukcağız duygularını bilmeyen,
kontrol edemeyen bir birey olsun sonra soğukkanlılıkla çocuğunun annesini
öldürsün. Sen de buna şaşır… YORUMSUZ
Burada birkaç başlık halinde çok özetle en vahim zihniyet
yanlışlarını vermeye çalıştım. Daha çok var. Yazmaya devam edeceğim. Yapılması
gereken çok basit. Erkek çocuklarımızı doğru yeitştirelim. Bu işe sadece kadınlara eğitim vermekle
çözülemez. Geldiğimiz son nokta bunu kanıtlıyor. Bu son olayda yaşanan videoya
alma durumu ve hiç kimsenin olaya müdahale etmeyerek izlemesinin sosyolojik
boyutlarını bir başka yazıda dile getirmeye çalışacağım.