Antalya’nın Kanal İstanbul’u dediğim ve ilk günden beri de bu anlayışla karşı çıktığım, dönemin Antalya Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi olarak tüm oylamalarında ret verdiğim ve bu sebepten dolayı kamuoyunun bir kısmının linçine bir kısmının da takdirine layık olduğum Boğaçayı’nda neler oluyor bakalım...

Hiç pişman olmadım bu zamana kadar ki duruşumdan. Şehir Plancıları Odası Antalya Şubesi’ne de özellikle teşekkürü bir borç bilirim. Benimle dava açtılar ve kazandık...

İyi ki iptal edildi...

Doğal dokuya, habitata, insana, canlıya ve kamuya zarar, akla zarar, çılgın bir projeydi...

Şimdi bazıları sanki projenin devamı yapılıyor, o iptal ettirdiğim rant alanı hayata geçiyor gibi kamuoyuna coşkuyu veriyor...

Keşke o coşkuyu verenler zamanında ‘dur’ diyebilseydi, dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’e...

Gelelim işin özüne...

Daha önce konu irdeleyeceğimi yazdım. İki önemli oda başkanıyla da konuştum. Ortada ne rant ne de kamuyu zarara uğratacak bir şey...

Doğaya da zararı yok...

Bir taşkın önleme projesi ve yeşil alan düzenlemesi...

İşin özü bu...

İki gün sonra altından başka bir şey çıkar mı çıkmaz mı takip edeceğiz elbette. Ama tüm açıklananlara rağmen çıkıp da Türel’in projesinin devam ettiğini topluma pompalamak en masumane tabirle cehaletin, bilgisizliğin sonucudur...

Ya da büyük bir art niyet var...

Ne sağa ne sola ne ona ne buna her zaman doğruya odaklanan habercilerin buna alet olmaması gerekiyor...

En azından öyle olmalıdır diye düşünüyorum...

Böyle olduğuna da inanıyorum. Gelin hep birlikte memleketimize sahip çıkalım. Başka Antalya yok...

Doğruyu alkışlayıp, yanlışı uyaralım, karşı çıkalım...

Evet seçim var kapıda. Ama seçimler gelip geçer. Başkanlar gelip geçer. Ama yapılan yanlışın hasarı ağır olur...

Yapılan güzelliğe ise doyum olmaz...

Boğaçayı’ndaki kirlilik, sinek ortadan kalksın ve halka daha çok kucak açsın kötü mü? 

Bence bunu kim yapıyorsa doğru yapıyor. Kutluyorum Başkanım...