‘Öğretmenlik
mesleği toplumsal açıdan çok değerli bir meslektir ve kutsal sayılmaktadır. Bir
toplumun gelişmiş düzeylere ulaşmasında öğretmenlerin çok büyük payı vardır.
Öğretmenler sayesinde topluma yararlı, dürüst, çalışkan ve işinde yeterli
insanlar yetişir ve bu insanlar ülkelerini ileriye taşır. Öğretmenler bilgili
kişilerdir ve onların öğrencilerine sabır göstermesi ile öğrenciler zorlu
yolları aşıp iyi bir noktaya ulaşabilir. Toplum için bu kadar değerli olan
öğretmenlere saygıda kusur edilmemeli ve değerleri bilinmelidir’
Yazılı kaynaklar öğretmeni böyle taraf ediyor..
Öğretmen,
hepimizin hayatına dokunan kutsal varlık olarak bilinir..
Toplumda saygı ve sevgi görürler..
Yarının büyüklerini yetiştiren, bunun için de özveride bulunan çok
özel insanlardır öğretmenler..
Aydınlanma
sürecinin yorulmaz bekçileridir öğretmenler..
Öğretmenlik mesleğinin önemi ve kutsallığı ile ilgili pek çok şey
söylenir ve yazılır..
Önemli olan öğretmene gerekli desteği verilmesi..
Pekala veriyor muyuz ?
Asla vermiyoruz, vermediğimiz gibi öğretmenlerin hayatını zorlaştırmak
için de her yolu ve yöntemi deniyor, uyguluyoruz.
Düşük maaşla çalışıyor öğretmenler..
Büyük bölümü ikinci, üçüncü iş yapıyor namerde muhtaç olmamak için..
Destek
verilmesi, insanca bir yaşam sürmesi için gerekli olanaklar yaratılması
gerekirken itilip kakılıyor öğretmenler..
Özellikle AKP hükümetleri döneminde öğretmenler mağdur edildi.
Soruşturmalar,
maaş kesintileri, sürgünler, uydurma davalarla verilen cezalar öğretmenleri
canından bezdirdi..
Son uygulama ise ‘pes artık’
dedirten türden.
Akdeniz
GERÇEK’in ‘Vah öğretmenim vah’
başlıklı haberine göre, Eğitim ve Bilim
İşgörenleri (Eğitim- İş) Antalya Şube Başkanı Fatin Iltar, AKP Hükümetinin
öğretmenlerin iş güvenliğini ortadan kaldırmak ve sözleşmeli yapmak için
çalışmalar yaptığını söyledi.
Fatin Iltar’ın şu sözleri çok çarpıcı :
“Önce,
‘öğretmenler yazın 3 ay geziyor’ diye algı yarattılar. Ardından ‘esnek zamanlı
çalışma sistemi’ni getirdiler. Şimdi de ‘yılda 8-9 ay çalışıyorlar’ diye
öğretmenleri sözleşmeli yapacaklar”
Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Fatin Iltar, AKP döneminde göreve gelen milli eğitim bakanlarının adeta öğretmen
düşmanı iddia ediyor..
AKP’li Milli Eğitim eski Bakanlarından Hüseyin Çelik’in göreve başlar başlamaz, “ Öğretmenler yan gelip yatıyor, maaşını hak etmiyor” dediğini
anımsatan Iltar, göreve atanmasını eğitimcilerin olumlu karşıladığı yeni Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un
açıklamaları ile öğreten düşmanı milli eğitim bakanları kervanına katıldığını
öne sürüyor.
Bakan Selçuk’un eğitimci olması nedeniyle atanmasından son derece
umutlu olduklarını vurgulayan Iltar, öğretmenlerin hayal kırıklığını şöyle
anlatıyor :
“Bakan Selçuk, güzel sözlerle de başladı. Ancak o da Saray’da bir görüşme
yaptıktan sonra birden değişti. Güzel, tatlı ve şirin sözlerle eğitimi tamamen
ticarileştirmek için çalışan bir bakan olacağını gösterdi. Zaten AKP
Hükümetinin kabinesine baktığında Turizm Bakanının oteller zinciri sahibi,
milli eğitim Bakanının özel okullar zincirinin sahibi, Sağlık Bakanının
hastaneler zincirinin sahibi olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bu kadronun
özelleştirme için getirildiği çok belli”
Görüldüğü gibi AKP öğretmenliğin kutsal meslek olduğu düşüncesini
kırmak için çabalıyor.
AKP Hükümeti, bunun için de devlet memurluğunu ortadan kaldırmak,
öğretmenlerin iş güvenliğini ortadan kaldırmak için altyapı oluşturuyor.
AKP mantığına göre, öğretmenlik
8-9 aylık meslek ise öğretmenler 8-9 ay sözleşme yapacak, Yani iş güvencesi
ortadan kalkacak, devlet memurluğu ortadan kalkacak. Bireysel emeklilik
sigortasını zorunlu hale getiriliyor.
Bununla ‘ben devlet memurunu
beslemeyeceğim, sizi sözleşmeli çalıştıracağım, başınızın çaresine bakın’ deniyor.
Sana mahcubuz öğretmenim..
Sahip
çıkamıyor, haklarını savunamıyor, sevi ve saygımızın gereğini yerine
getiremiyoruz..
Bizi afet
öğretmenim..