Osmanlı'nın son dönemlerinin şanssız sürgün siyasi gençlerinden, Cumhuriyetin baş tacı yaptığı Aka Gündüz'ün "Ankara, Ankara güzel Ankara, /Seni görmek ister her bahtı kara./Senden yardım umar her düşen dara. /Yetersin onlara güzel Ankara" sözleri olan ANKARA MARŞI aklıma geldi.

--Evet, Ankara denilince Aka Gündüz'ün Ankara marşı ile Cemal Süreyya'yı da üç şehir isimli yazısında ki, İstanbul ve İzmir için yazdıklarından sonra, Ankara için de: “Ankara, iyi kalpli üvey ana... Bu şehri bu kadar yalın anlatan başka bir şey olamaz sanırım. Sorumluluklarını bilen, asla kötü davranmayan ama sonuçta bir üvey ana olan Ankara.", tanımlamasını da burada eksik etmek olmazdı.

--Evet, bugün Anakara'da CHP'nin tüm yerel yönetimlere aday olacak Büyükşehir, İl, İlçe Belediye başkan Adaylarını yakından tanıyacağız. Belki de seçim süreci haricinde, sanal ortamda ki sanal görüntüleri dışında bir daha hiç bu kadar yakından görme fırsatını yakalayamayacağız.

--Asıl kaynağı tartışmalı, ama artık Ankara ve Türkiye’nin ulusalcılarının en çok sevdiği "“Ankara’nın taşına bak

Gözlerimin yaşına bak" sözleri ile başlayan halk ezgisi gibi partim CHP'nin de durumu.

--Bir etnik grubun ilahisinden esinlenildiği söylense de, 1930'lu yılların ortamına uygun olarak "“Ankara’nın taşına bak /Gözlerimin yaşına bak /Biz düşmanı esir aldık /Şu feleğin işine bak” şeklinde, bazen de: "“Ankara’nın taşına bak /Gözlerimin yaşına bak/ Yunan Türk’ü esir almış/ Şu feleğin işine bak" şeklinde söylendiği bilinmektedir.

--1980'li yıllarda o muhteşem yorumu ile ilk Ruhi SU'yun sesinden duyduğumuz yorumu ile "“Ankara’nın taşına bak/ Gözlerimin yaşına bak/ Uyan uyan Gazi Kemal/ Şu feleğin işine bak” türkü/ağıt unutulmazdı.

--Üniversite kampüsünde, yollarda ise biz: “Ankara’nın taşına bak/ Gözlerimin yaşına bak/ Yankee bizi esir almış/ Şu düzenin işine bak” diye söylerdik.

--Eh işte bu ülkenin, milletin kaderi de bu.

--Bir marşı, bir türküyü bile adam gibi birlikte söyleyememek. Herkesin derdi ortak olmayınca, ya da Devlet, Kurumlar bu Milleti, Cumhuriyetin ilk yılları dışında birlik olmaya değil de, ayrıştırmaya çalıştığı için, marşlarda bile ayrışır olduk.

--Artık herkesin bir marşı ve hereksin de ayrı bir söylemi oldu.

--Siyaset gibi.

--Evet bu gün partim CHP, Ankara'da en sağdan en sola savrula savrula belirlediği Belediye Başkanı adaylarını tanıyacağız.

--Danışmanları ya da yardımcıları dolayısı ile çarşı pazarı bilmeyen, halk ile buluşmaları sadece lüks cafe ve restoranlar olan "halkın elit" yöneticilerin durum ile bilgileri sadece sanal ortam bilgileridir ama ben yine de gördüklerimi anlatayım.

--CHP'nin baraj altı kalıp, TBMM'de olmadığı Antalya'yı da sadece Bekir KUMBUL'un da kişisel durumundan dolayı Belediyeyi kazandığı 1999 seçim dönemine benziyor bu seçim süreci Ak Parti ve sayın CB Erdoğan açısından.

--En güvendikleri yerlerde bile daha önce oy vermiş seçmenleri uyanmışlar, haberleri olsun.

--İşin enteresan tarafı, bizim cenahında bundan haberi yok, olsa da, başka bir "cin " hesap peşindeler.

--Beyler, "Mahkeme Kadı'ya Mülk değildir" ve de "bayramda köpek canlanmaz" der Anadolu insanı.

--Başkan adayı belirlemede, her türlü süreçlerin kötü yönetilmesine rağmen CHP ve Millet ittifakı açısından oldukça şanslı bir seçim süreci görünmektedir.

--Ama karşılarında da, kıl kırk yaran bir ekip ile Erdoğan vardır.

--CHP'nin Genel Merkezince belirlenen, kısmen de Gazipaşa'da imalat hatası olarak ön seçim ile çıkan ve yerel halkın aylar öncesinde "Mehmet Ali" aday yapılır ise bütün hesaplar alt üst olur dediği Mehmet Ali Yılmaz gibi adaylar bu gün görücüye çıkacaklar.

--Bütün adaylara başarılar diliyorum

--Ülkem ve Halkımın geleceği adına umutlu olmak istiyorum.

--Genel Merkez de artık biraz kafasını kaldırıp, tamam "gap'ı gaptık" deyip, halkın sesine de kulak verseler iyi olur.

--Sahiden MARTIN SONU BAHAR'dır da.

--Bu memlekette, martın sonunda, işler kötü gider ise de: "adamın ....... .... MART KARINI YAĞDIRILAR", HABERLERİ OLSUN derim.