Selam yaratıcı zekâlı, ekonomik problemlerle savaşan üniversite öğrencileri! Kahramanca mücadeleleriyle bilinen, sosyal hayattan uzaklaşan genç neslin destanına göz atalım.

Bilim kurgu gibi gelebilir, ama üniversite öğrencileri, ekonomik sorunların pençesine düşmüş durumda. "Sosyal Hayat" kelimesini hafife almak, artık bizim jargonumuzda bile yok. Öğrencilerimiz, bir kahve içmek için bile banka kredisi çekmek zorunda kalıyor. Evet, bir kahve içmek artık bir yaşam tarzı değil, yatırım! ‘Kahve içmenin borsası mı olur arkadaşım?’ diyorlar

Üniversite yıllarında insanın en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden biri, ders kitaplarıdır. Ancak artık ders kitapları, bir lüks eşya olmanın ötesinde hazine gibi saklanıyor. Kimisi kitap okuyamadan önce onu karekodluyor, gelecekteki torunlarına "Bak, deden bunun için bir servet ödedi" diye anlatabilir.

Şimdi öğrenciler, sosyal medya üzerinden birbirleriyle iletişim kuruyor. "Merhaba, nasılsın?" mesajı atmaktan daha ucuza mal olan başka bir şey yok çünkü.

Araştırmalara göre, bir öğrenci, bir ay boyunca sadece makarna ve su tüketerek ayakta kalabilir. Evet, doğru duydunuz, makarna ve su! Artık kantinler, öğrenci kulüpleri ve kafeler sadece efsanevi mekanlar olarak anılıyor. "Sosyal Hayat Müzesi" açmak için gün sayan öğrencilerimiz var. Fiyat pahalılığı kafeleri pahalı sanat galerileri haline getirdi resmen.

Ancak üniversite öğrencileri, her daim umutlu ve yaratıcıdır. Ekonomik sıkıntılarını mizahla harmanlayarak, hayata gülümseyerek bakmayı sürdürüyorlar. Sürdürmek zorundalar. Çünkü ellerinde başka seçenek yok. Evdeki son makarnayı bile "Gurme Mutfağı"nda bir şef gibi sunma yeteneğine sahipler. En sevdiği sosyal aktivite, kredi kartı borçlarından kurtulmayı planlamak! Üniversite öğrencileri sadece ekonomik sorunlarla savaşan bir nesil değil, aynı zamanda mizahın da efendisi. Sosyal hayattan uzaklaşmak sadece bir detay, çünkü onlar, hayatın en karmaşık dersini öğreniyor: Nasıl olursa olsun, mizahla hayatta kalma sanatını!