Türkiye’de maalesef mesleklerde ayrımcı bir tablo var. Bu ayrımcı tablo gittikçe büyüyor.

İş yerlerinde ‘İş Barışı’ denilen bir tabir vardır. Bu tabir yapılan işin kalitesini düzeyini verimliliğini etkilediği gibi personelin mental durumunu da etkilemektedir.

İş Barışı bozulan iş yerlerinin devamlılığı çok uzun olmaz.

Peki meslek barışı bozulursa ne olur?

Öncelikle iş barışı sıfatı gibi lokal bir anlam değil genel bir anlam taşımaktadır meslek barışı. Bu genel anlam iş barışı kavramının sağlanamadığı iş yerlerinin devamlılığını sağlayamaması olarak tanımlanırken, meslekler arası barışın bozulması ise ülke ekonomisinin devamlılığını, sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. Devlet veya özel sektör fark etmeksizin tüm oluşumlar arasında bir denge sağlanmalıdır.

1980’den itibaren geçerli olan bu liberal ekonomik modelde devlet yapısı içerisinde olan bir emekçi ile aynı vasfı taşıyan ve aynı işi yapan özel sektör emekçisinin şartları dengelenmezse ekonomik sürdürülebilirlik mümkün olmaz.

Yani liberal ekonomik modeli savunan yurttaşlar ve yakınları savundukları liberal ekonomik modelde önü açılan özel sektör yerine neden devlette çalışmak ister? Liberal ekonomiyi savunuyorsunuz, bu liberal ekonomi serbest piyasanın ve sermayenin önünü açıyor tamam eyvallah. O zaman savunduğunuz sistemin işleyişi içinde yer almanız gerekmez mi? Hem ülkenin ekonomi yönetimi serbest piyasada olsun hem de çocuğum devlette çalışsın demek büyük bir iki yüzlülüktür. Bana göre insan dediğinin arkasında durmalı? Devlet kapıları zorlanmamalı dünya görüşlerine göre hareket edilmelidir…

Mustafa Kemal Atatürk’ün uyguladığı karma ekonomik model günümüz şartlarına göre düzeltilerek baz alınırsa bu çelişki de ortadan kalkar. Ülke ekonomisi tamamıyla serbest piyasaya bırakılmamalı, devlet ekonomik alanda da serbest piyasa ile rekabet etmeli. Liberaller ekonomide rekabetten hoşlanıyor. Devlette işin içine girsin ve devletle ekonomik bir rekabet oluşsun. ‘Sistem liberal ama düşüncem sosyalist’ mantığı tehlikelidir