Sevgi, üstüne ne de çok ahkamlar kesilen; ama iki ucuz
kelâma, üç kuruşa da kurban edilen sözcüktür. Ben, sevgi deyince, içinde
kutsallık olan bir duyguyu hissederim. Yani özel bir şeyi.
--Yılmaz Erdoğan'ın yaşayabilme ihtimali şiirinde
"Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!" dizelerinde ki gibi,
güzel ve saf duyguları anlarım. Katışıksız, içten, içli ve içerikli.
--Aynı ailede bile sorunlu olan sevgi konusunda, herkes
bir bonkördür ki sormayın gitsin. Başkası ile konuşurken, " Her işin başı,
sevgi; İnsanlar sevmeli birbirlerini; sevelim birbirimizi; sevgi gibisi
yok…" gibi önü ve sonu gelmeyen öyle sözler duyarız ki, ben şaşar kalırım.
Aynı evren de mi yaşıyoruz diye.
--Aslında sevginin iki kaynağı vardır. Annenin çocuğunu
sevmesi gibi içgüdüsel sevgi. Diğeri de, yönlendirilmiş, eğitilmiş sevgi.
--İçgüdüsel sevgi, her canlının doğası gereği, var olmak
üzerine kuludur. Güven, güvenlik gibi duyguları içerir.
--Diğeri yönlendirilmiş, eğitilmiş sevgi. Bu ise
insanlığın başlangıcı ilkel Köleci Toplumdan başlar, fodal dönem ile devam eder
ve günümüz kapitalist dünyasında da varlığını sürdür.
--İlk tanıma giren sevgide, "sevgi" kavramı,
duygusallık, cinsellik, bağlılık gibi başlıklar üstüne oturur. Kişi ve karşında
ki kişi ve kişiler ile ilgilidir durum.
--Yönlendirilmiş, eğitilmiş sevgiler ise, insanlığın
gelişmişliği ile paralel gelişip, büyüyüp çoğalmıştır.
--Siz hiç, ilkel komünal, feodal bir toplum bireyini
bırakın 1900'lerin ortası kapitalist bir toplumda bile sanal bir sevgiden söz
edebilir misiniz? Elbette ki hayır.
--İnsanın teknoloji ile tanışması, yaşamının her
evresinde büyük değişikliklere yol açmıştır. Sevgi'de de.
--Gazete ve Tv'lerde izliyor, okuyoruz; bilmem ne sanal
ortamdan "..." kişi ile tanıştı, görüştü, evlendi ya da benzer
süreçlerin dayak yedi, kovuldu, öldü-öldürdü gibi hazin olayları.
--Eğitimin ile şekillenen yaşamlar, bu sayede gelişen
teknoloji ve olanaklar ile insan yaşamı gibi insanın sevgisi de evrim
geçirmekte, değişmektedir.
--Bir çok insan da isteyerek ya da istemeyerek bu
süreçlerin içine girmektedir. Özenme, özlem'den tutun da, sistemin yarattığı ve
yaşanan çağın gerektirdiği kişinin yalnızlaşmasına kadar her şey ayrı bir
dramdır olmuştur.
--Eskiden, mahallelerden, komşulardan, arkadaşlık ve
dostluklardan bir başka söz edilirdi. "Kapı komşusu" deyimi evin
kapılarının yakınlığından öte, gönüllerin yakınlığının, sevginin anlaşıldığı
deyim idi. Oysa şimdi, apartmanlarda, sitelerde, evlerin kapıların bile biri
birini görmemesi için; zavallı mimarlar projeler üstünde dört dönüyorlar.
--Ama yapacak bir şey hem var, hem yok.
--Var, günümüz çağdaş insanı doğada bir varlık ise ve
kendisi için de bir süreç içinde ise, her zaman bir çözümü de vardır. İşte
burada sevgi devreye girmektedir. Hem de gerçek sevgi. Yaşamın gerçekliği gibi.
Sevginin de gerçekliği önemlidir. Artık her şeyi o kadar yapay hale getirdik
ki, zavallı sevgi de bu aculluktan kendini soyutlayamadı. Arınamadı.
--İşte o yüzdendir ya, dönem dönem dibe vurup durmalar.
--Sevginin, cinselliği de barındırdığını iddia eder bilim
insanları. Bir kişinin diğerini sevmesini anladık da; hayvanı, çiçeği sevmesi
ne diyeceğiz diyenleriniz olabilir. Yanıtı basit.
--Gerçek yaşamda biz bir çiçeği ya kokusu ile ya da
görümü ile fark ederiz. Hemencecik de, sevgili ile sevdiğimiz ile
ilişkilendiririz. Onun gibi koklar, onun gibi taçlandırırız.
--Günümüz sanal dünyasında ise, bu iş çığırından
çıkmıştır. Sevgi artık ortalık malı haline getirilmiştir. Oysa, içtenliğin
olmadığı yerde sevgi olmaz. İlgiye, kur yapmaya diyecek bir şey olmaz ama, bunu
sevgi ile ilişkilendirmek de doğru olmaz.
--Kavramları yerli yerine oturtmaz isek, yaşamı da doğru
yerli yerine oturtamayız. Sevgi öyle bugün verilecek, yarında alınacak bir şey
değildir. İnsanlığın en kalıcı değeridir.
--Sevgi, güven içerir. Güven de öyle uluorta her yerde
olan, bulunan bir şey değildir. Selam yollamak ile sevgi yollamak çok farlı
şeylerdir.
--Hiç tanımadığınız ya da bir şekilde
tanıdığınız-tanıştığınız kişilere selam yollayabilirsiniz. Ama sevgi? Nasıl
olacak ki?
--İnsanlığın git gide yozlaştığı, yalnızlaştığı bir
dönemden geçiyor, savrulup duruyoruz.
--Çevremizde elbette ki her şeyi denetleyemeyiz ama, bari
sevgimiz pek özel olsun. Kutsalımız olsun.
--Orta malı, ortalık malı olmasın?
--Bu Anneler günün de, Anne gibi sevgimiz de kutsal
olsun, ne dersiniz?
--Annelerin, anneler günü kutlu olsun.