Bir yıl önceki köşe yazısının
başlığı ‘Haziran aydınlık bir ay’dı..
Liselere Geçiş Sınavı(LGS) ve 5 Haziran Dünya Çevre
Günü’nü anımsatan yazıda, 24 Haziran’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve
Milletvekili Genel Seçimleri’ne atıfta bulunmak amacıyla Haziran’ın aydınlık
bir ay olduğunu vurgulamaya çalışmışım.
Elbette Şeker Bayramı kutlamasına yer verilmiş..
Yarın başlayacak bayramınızı en içten duygularla
kutluyorum..
‘Nerede o eski
bayramlar’ dediğinizi duyar gibiyim..
Haklısınız her şey gibi bayramların da tadı kaçtı..
Ulusal bayramlar gibi dini bayramları kutlama
geleneklerimiz hızla yok oluyor..
Şurası yadsınamaz bir gerçek ki çok hızlı, hızlı olduğu
kadar da kaygılı bir değişim yaşıyoruz..
Sanki birileri bizi
bizden koparıyor.
Farkında olmadan
kendimize bile yabancılaşıyoruz..
Çevremizle iletişimi koparıyoruz..
Herkes can derdi düşmüş gibi..
Günü kurtarma çabası öne çıktı..
Geçmişini arayan bir toplumuz..
Biz neden bu hale geldik sorusuna yanıt bulmaya çalışma
gibi bir düşünceye de sahip değiliz..
Hayat çok zorlaştı..
Türkiye’de yaşamak
artık tesadüflere kaldı..
Sağlıktan eğitime her sektörde durumumuz vahim..
Bir yanda çok
yıldızlı otellerde bayram keyfine başlayanlar, diğer yanda yatağa iç girenler..
Sosyal dengesizlik
büyük tehlike..
Gelir uçurumu giderek artıyor, toplumsal huzurda da S.O.S
veriyor..
Böylesine bir süreçte bayram sevincini yaşamak mümkün mü
?
Sizi bilmem ama ben tüm olumsuzluklara rağmen umudunu
yitirmemeye çalışıyorum..
3 Haziran 1963’te hayata veda eden dünya şairi Nazım Hikmet Ran gibi biraz gecikmeli
de olsa güzel günler göreceğimize inanıyorum.
‘Romantik
komünist’ ve ‘romantik devrimci’ olarak tanımlanan Nazım’ın
artık her mekanda söylenen“Güzel
Günler Göreceğiz” şiirini kendime ve size bayram hediyesi vermek
istiyorum..
İyi bayramlar, mutlu tatiller, kendinize iyi bakın, siz
bu kente ve ülkeye gereklisiniz..
Bunu asla aklınızdan çıkarmayın.
GÜZEL GÜNLER
GÖRECEĞİZ ÇOCUKLAR
Güneşli günler göreceğiz…
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere süreceğiz…
Açtık mıydı hele bir son vitesi,
adedi devir motorun sesi.
Uuuuuuuy! çocuklar kim bilir
ne harikûlâdedir
300 kilometre giderken öpüşmesi…
Hani şimdi bize
cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
yalnız cumaları yalnız pazarları..
Hani şimdi biz
bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
ışıklı caddelerde mağazaları,
hani bunlar
77 katlı yekpare camdan mağazalardır.
Hani şimdi biz haykırırız
Cevap:
kara kaplı kitap:
zindan
Kayış kapar kolumuzu
kırılan kemik…kan.
Hani şimdi bizim soframıza
haftada bir et gelir.
Ve çocuklarımız işten eve
sapsarı iskelet gelir…
Hani şimdi biz.
İnan: güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler göreceğiz.
Motorları maviliklere süreceğiz, çocuklar,
ışıklı maviliklere, süreceğiz…