Artık dünyada günümüzün efendisi para! Para
hazretleri her şeyi alıyor, satıyor! Serbest piyasa ekonomisinin getirdiği
rekabet ortamında, tek yükselen değer olan para; kutsal ve insanca bütün
değerlere nasıl da fiat biçiyor! Herşey alınıp satılabiliyor artık! Belki bu
yüzden yozlaşma ve için için çürüme çoğaldı toplumlarda! “ Parayı veren düdüğü
çalar” anlayışı giderek parayı, günümüzün en büyük değeri yaptı! Para
hazretleri, yeni yükselen değerimiz olunca, önce insani değerlerimiz, sonra da
insanlığımız satılıyor bu kocaman piyasada.
Vahşi kapitalizmde rekabet kızışmış! Parayı
kazanmak için, neredeyse her yol mübah! Gönüllü modern köle olmaya hazır
herkes, açık arttırmada. Herkesin bir fiatı var çünkü. En çok verenin üstünde
kalıyorlar! “Satıyorum, satıyorum, sattım!” Diye bağırıyor birileri. Bu sesler
çok çirkin, kulak tırmalayıcı, insanı utandırıyor! Kaybettiklerimizi geri
almanın bir yolu yok mu gerçekten? Hiç değilse insanlığımızdan kalan değerleri
koruyabilseydik! Ama “ iş bilenin, kılıç kuşananın” anlayışı ile hareket eden
paragöz tiplerin, umurunda bile değil yozlaşmak! Saygı, sevgi, hoşgörü,
merhamet ve iyilik duygularını kaybetmişler onlar! Çevrenize bir bakın, nasıl
da çoğalıyorlar bu çıkarcı gruplar!
Dalkavuklar, yağdanlıklar, her zaman güçlüden
yana olup, güçsüzü ezenler, bazen efendilerinden bile daha zalim olup, garibe
zulmedenler, para için “ kimin arabasına binerlerse, onun türküsünü çağıranlar”
günü gelince, efendilerine de sırt çevirirler. Kimseye vefaları yoktur. Güçten
düşenler, onların gözünden de düşer! İlk onlar satarlar dalkavukluk ettikleri
kişileri. Hiç utanmaları yoktur paraya tapanların. Günümüzde iyi_ kötü, doğru_
yanlış kavramlarının bu denli ters yüz olması, bunca kültür yozlaşması, paranın
baş tacı edilmesiyle yaşanmıyor mu sizce de? Eğer hala, insani değerlerinize
bağlı kalmayı başaranlardansanız, paranın hükümranlığı sizi de üzüyor olmalı.
Pek çok kitle iletişim aracıyla yoz bir kültür bombardımanına tutuluyor
beyinlerimiz. Kültür karmaşası yaşıyoruz tüm yoğunluğuyla ve korunmaya
çalışıyoruz. Bir tek aklımız kaldı koruyabildiğimiz. Bana öyle geliyor ki;
koruyabildiğimiz sürece “aklımız” yardımcı olacak bu çıkmazdan kurtulmamıza.
Eğer para hırsı ve vahşi kapitalizmle bize neler
olduğunu görebiliyorsak, kaybedilmiş değerlere üzülebiliyorsak, eğer hala
sağlıklı düşünebiliyorsak, vicdanla cüzdan arasına sıkışmamışsak, henüz iyiliği
kaybetmemişsek, ümit var demektir. Para amaç değil, araç olsun yaşamımızda.
Unutmayalım ki, insan olmanın değeri parayla ölçülmez!