Türkiye’nin en gelişmiş kentlerine kadar
uzanan ayrımcılığın, ötekileştirmenin farkında mısınız? Laik- anti laik,
kapalı-açık, sağcı-solcu ötekileştiriliyor…
Haremlik-selamlık yemekhaneler…
Türban, muhafazakar ya da İslami denilen
oteller…
İslami kreşler…
Kadın plajları…
“Açık alanda alkol yasakları”…
Vs…
Son günlerde yeni akımlar da devam ediyor…
Kendilerine
Sad Bin Ebi Vakkas'ı "pir" olarak seçtiklerini duyuran Antalya
Okçular Tekkesi Gençlik ve Spor Kulübü Derneği'ne tahsis Akdeniz Üniversitesi
Stadı’nın tuvaletlerine türban ve fes simgeli tabelalar asılmış…
Gitmediğim için görmedim…
Ama şaşırdım mı asla…
Çünkü öyle saçma bir kavga yaratılmaya
çalışılıyor ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerine adeta
dinamit konuluyor…
Kardeş, kardeşe düşman ediliyor…
Ve bilimin, çağdaşlığın öncüsü üniversitemizin
yerleşkesinde de bu oyuna geliniyor…
Kimse kimsenin kılık, kıyafetine karışamaz ki…
Karışmamalıdır da…
Ama bu karşıtlık üzerinden beslenen ve sürekli
kadının örtüsü üzerinden siyaset yapan kesim vazgeçmiyor, ayrıştırmaktan…
Yazık
oluyor gençlerimize, geleceğimize, bugünümüze, yarınımıza…
Küçücük çocukların başını bağlamak, ayak
yıkatmak, şortlu kadına saldırmak, taciz etmek, açıksa dinsiz, kapalıysa Müslüman
görmek hangi dine, inanca, vicdana sığar…
Herkes inancında, yaşamında özgürdür…
Ama bu
özgürlük, karşısındakinin özgürlüğüne kadardır…
Kimse kimsenin hakkına tecavüz etmeden
birlikte yaşama bilincine sahip olmalı…
Ve Cumhuriyetle hesaplaşma anlayışı içinde
görüntü veren hal ve davranışlara, uygulamalara izin verilmemeli…