Yıllarca tartıştık Antalya'nın stadyum sorununu.

Hükümet, liglerde takımı bile bulunmayan il ve ilçelere trilyonlar dökerek Avrupa standartlarında stadyumlar yaparken, her zaman ki gibi Antalya'ya farklı açıdan bakmayı sürdürüp, Antalya'nın stadını Antalya'nın kaynaklarıyla yapmakta inat etti.

Antalya'da stadyuma uygun alanlarla ilgili öneriler yapılmasına rağmen, 100.Yıl Spor Kompleksi'nden vazgeçmeyip, ihalesini de ABD Başkanı'ndan daha çok yetkisi bulunan TOKİ aracılığıyla yaptılar.

Bir kez daha vurgulamak gerekir ki 100.Yıl'da stadyum yapılmasına karşı değiliz.

Ancak, stadyumu Antalya'nın bu çok değerli alanının pazarlanarak yapılmasına karşı çıkıyoruz.

Çünkü ihaleyi kazanacak olan ki ihaleye TOKİ ile iş yapan firmalar girdi, 33 bin kişilik stadyum ve 10 bin kişilik salon karşılığında yapılaşma oranı sınırsız ticari işletmeler ve çok katlı rezidans türü konutlar yapılacak.

Yani Antalya'nın stadyumu yine Antalya'nın parasıyla yapılacak.

TOKİ tarafından hazırlanan ihale dosyasında kamuoyunun tepkisini çekmemek adına ticari alanlar ile konutlara ayrılan bölüme iki açık stadyum leke olarak işlendi.

Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, 100.Yıl Spor Kompleksi'nde yapılan imar planına Antalyalıların itiraz etmesinden korktuğunu söyledi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kürsüsünden adeta yalvarırcasına.

Diyor ki Bakan, "İtiraz edilirse stadyumun yapımı 3-4 yıl daha gecikir"

Çünkü Bakan da biliyor burada yapılan planlamanın yasalara aykırı olduğunu.

Madem ki itirazdan korkuyorsunuz, neden daha sorunsuz bir alanda, devlet bütçesinden ödenek çıkartarak yapmıyorsunuz stadyumu ?

100.Yıl'da inat etmenin altında verilen sözler mi var ?

Antalyaspor'u kullanarak kamuoyunu ikna etmeye, 100.Yıl'da karşı çıkanları hedef gösterme çabalarınız devlet ciddiyetine yakışıyor mu ?

Bu aşamadan sonra neler olacak hep birlikte göreceğiz..

100.Yıl Spor Kompleksi, 1970'li yıllarda dönemin Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü tarafından Akdeniz Oyunları düzenlenmesi için kamulaştırılmıştı.

Ancak oyunların yapımına olanak tanışacak bir tek çivi çakılmamış, bütçeden 1 lira gibi komik ödenekler ayrılmıştı.

Olayın bir diğer çarpıcı yönü ise maliklerinin kamulaştırmaya bu alanın 'semt spor sahası' olarak düzenlenmesi şartıyla razı olmalarıydı..

Şimdi ise Antalya'ya stat yapmak adına bu alan ticarileştiriliyor, bununla da kalınmıyor, çok katlı yapılarların önü açılarak bölgenin yükü artırılıyor.

Meltem Mahallesi'nin huzuru da kaçırılıyor.

Civarındaki hastane, iki 5 yıldızlı otel, ATİK, Adliye ve Akdeniz Üniversite'de gözardı edilerek. 

100. Yıl'da stadyum ve spor salonu yapılıyor ama AKP'li Büyükşehir Belediyesi döneminde bitme aşamasına geldiği halde yıkılan kapalı yüzme havuzu planlamada yok.

640 kilometre sahil şeridine sahip olan Antalya'da bir kapalı yüzme havuzunun olmayışı kocaman bir ayıp..

Gerek Antalyalı yüzücüler, gerekse Antalyaspor Sutopu Takımı bırakın yarışmayı antrenman için bile havuz bulamıyor.

Acı ama gerçek Antalyalı yüzücüler Isparta'ya gidiyorlar yarışmalara hazırlanmak için..

Bulunla da bitmiyor, planlamaya göre Dilek Sabancı Spor Salonu da yıkılıyor..

Savunma da hazır, yerine 10 bin kişilik salonun yapılacağı..

Oysa Antalya'da Atatürk Spor Salonu ve Süleyman Evcilmen Spor Salonu dışında maçların oynanacağı bir salon yok.

Atatürk Spor Salonu'nu Beko Basketbol Ligi'nde oynayan Antalya Büyükşehir Belediyesi Basketbol Takımı ağırlıklı olarak kullandığı için amatör maçlar yapılamıyor, Antalya'nın genç sporcuları, amatör sporcuları açık alanlarda ve köhne salonlarda çalışmak ve yarışmak zorunda kalıyorlar.

Sabancı gurubu bu yıkıma nasıl tavır gösterecek şimdiden belli değil ama, hazır bir tesisi yıkmak, hele hele Antalya'da salon sıkıntısı hat safhaya gelmişken yıkmak akıl karı değil.

Demek ki bu hükümetin politikası bu.

Önce yapılacak, sonra yıkılacak, sonra tekrar yapılacak..

Helal olsun size..