Bu öyküyü bilirsiniz; Nasreddin Hoca’nın güldüren ama düşündüren fıkralarından biridir:

        “Hoca bir gece yarısı kapısının önünde bir kavga gürültü duyar, yataktan kalkar karısına seslenir:
-Hanım kalk, şu mumu yakta çıkıp bir bakayım dışarıda neler oluyor.
Karısı onu önlemek istemiş.
-Gece yarısı nene gerek, karışma sen!
-Olur mu hanım! Bu patırtı gürültüde uyunur mu?
            Gerçekten kapı önünde bağırıp çağırmalar uzayıp gitmekte imiş, kadın kalkıp mumu yakmış. Hoca hava buz gibi olduğu için yorganı sırtına alıp aşağıya inmiş. Kapı önünde toplananlara:
-Ne oluyor burada? diye sormuş.

              Daha ne olduğunu anlamaya kalmadan adamın biri karanlıkta hocanın sırtından yorganı aldığı gibi ortalardan kaybolmuş. Hoca uyku sersemi büsbütün şaşırmış. Zaten kavga da bitmiş, herkes dağılmaya başlamış. Hoca, hırsıza kaptırdığı yorganına üzüle üzüle, soğuktan büzüle, büzüle yukarıya çıkmış. Onu merakla bekleyen karısı:

-Neymiş o gürültüler, kavganın nedenini anlayabildin mi? deyince hoca, düşünceli, düşünceli şu cevabı vermiş:
-Ne olacak, kavga bizim yorgan içinmiş. Yorgan gitti kavga bitti! demiş.(*)

               Suriye’deki durum da böyledir. Sanki ABD-RUS kavgası varmış gibi görünüyor. Sanki Başkan Esat’ın gidip gitmemesi tartışılıyormuş gibi yapılıyor. Böylece işin özü kamuoyunun gözünden kaçırılıyor.

İşin özü, kavganın sebebi nedir?

İşin özü Ortadoğu’daki petrolün ele geçirilmesi ve kontrolüdür.

Kavganın nedeni de bu aşamada Türkiye’nin Suriye sınırı boyunca bir “Kürt Koridoru” açılıp açılmamasıdır.

Nedir “Kürt Koridoru”?

Aralarında 200-300’er kilometre mesafe bulunan üç “Kürt Yerleşim Bölgesinin” arasında bulunan yaklaşık olarak 900 km. uzunluğunda; 100-150 km derinliğindeki Suriye topraklarının (Arap Topraklarının) ABD+AB planıyla “Kürt Koridoru” olarak işgal edilmesidir.

Açıkça görülmektedir ki Rusya, Suriye’deki üsleri, etkinliği ve bütün varlığıyla kalıcıdır. Rusya ile ABD’nin “Esat’ın Suriye Başkanı olarak devamı konusunda bir geçiş dönemi öngörülerek anlaşmaları olanaklı ve olasıdır (mümkün ve muhtemeldir).

Böylece ABD, Rusya’nın Suriye’deki varlığını ve yerleşmesini kabul etmiş; Rusya da Esat’ın zamana yayılmış olarak gitmesine yeşil ışık yakmış olmaktadır. Bu kadar savaş ve kargaşadan sonra “Kürt Koridoru” oldu-bitti şeklinde (de facto) önümüze konulmaktadır.

Suriye’deki üç ayrı bölge halindeki “Kürt Yerleşimleri” Arap toprakları işgal edilerek birleştirilmektedir.

Senaryonun bundan sonraki bölümünde HATAY’IN TERÖRLE NÜFUS YAPISINI DEĞİŞTİREREK BU YAPAY DEVLETİN Akdeniz’e çıkışını sağlamak için alt yapıyı oluşturmak kalıyor.

Nitekim bugün AMANOS DAĞLARINDA PKK’nın şehit ettiği Uzman Çavuş Ufku Demirel'i, memleketi Tokat'ın Turhal ilçesinde toprağa verdik.

Hem ABD ve hem de RUSYA Suriye’de savaşan PYD’nin IŞİD’e karşı kendi halkını korumak için savaştığı gerekçesiyle terör örgütü saymıyor. Oysa PYD’nin PKK tarafından oluşturulduğu herkesin bildiği bir gerçek. Öte yandan Kürtleri toplu halde imha etmeye çalışan IŞİD’in durdurulması da zorunludur. Ancak bunu yaparken “Kürt Koridoru” adı altında ayrı bir devlet oluşturulmasına izin vermek ya da göz yummak Türkiye için BOP’ta öngörülen bölünmenin ilk aşamasıdır.

Sonuç olarak Suriye’nin toprak bütünlüğü sağlanıyormuş gibi gösterilerek Türkiye-Suriye sınırının tamamının PYD’ye teslimi kabul edilemez. Ne yazık ki gelinen nokta budur. Çünkü Rusya da “Kürt Koridoru” öyküsünü kabullenmiş görünüyor. Böylece ABD+AB ile Rusya arasındaki kavga bitmiş olacak.

ABD; Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile öngörülen dört parçalı büyük Kürt devletinin bir ayağını daha oluşturmayı başardığı için kendini kazançlı sayacak. Rusya Suriye’ye yerleştiği için kendini başarılı sayacak. İsrail savaşmakta olduğu Arap Ülkelerini bölerek Arap olmayan bir başka devletin varlığı nedeniyle mutlu olacak.

AKP’nin beceriksizliği, öngörüsüzlüğü ve dış politikadaki cehaleti nedeniyle Türkiye bu işten en zararlı çıkan ülke olarak tarihe geçecek.

Çünkü Türkiye için “yorgan gitti, kavga bitti” olmayacaktır. Bizim için esas kavga ve terör daha sonra, daha şiddetle başlatılacak; dört parçanın birleştirilmesine kadar sürecektir. Emperyalist ülkeler yurdumuzdan ve bölgemizden ellerini, ayaklarını çekinceye kadar “Türkiye’nin terörle ehlileştirilmesi/diz çöktürülmesi” süreci devam edecektir.