Ülkemiz, demokrasinin en önemli ve vazgeçilmez konularından olan seçim dönemine giriyor.

                   Önümüzde, başta Yerel Seçimler olmak üzere, Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimler olmak üzere 3 seçim yaşayacak.

                   Bunlardan ilk ikisi, ülkenin demokratik ve idari yapısını değiştirecek nitelikte seçimler olacak.

                   Siyasal İktidar, Meclisteki sayısal çoğunluğuna dayanarak yaptığı Anayasa değişikliği ve yasal düzenlemelerle ülkeyi üniter yapıdan, federal yapıya döndürmeye yönelik düşüncesini bu iki seçimde gerçekleştirmeyi düşünüyor.

                   Gerek ‘bütün şehir’ Yasası ve gerekse Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesine yönelik bu düzenlemeler federasyon ve bize özgü Başkanlık Sisteminin adımlarıdır.

                   Şu anda, Anayasa’ da değiştirilmek istenen ilk 3 maddenin içinde yer alan ve değiştirilmesi, Anayasa tarafından mümkün kılınmayan üniter yapı, her iki seçim için Anayasa’ya aykırılık veya en azından Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili düzenleme ile Anayasanın ilk 3 maddesinin çelişmesi anlamına gelmektedir.

                   Onun içindir ki;

                   İktidar, ülkenin bölünmesi amacı ile teröre başvuran bir terör örgütünün lideri ve onun siyasi uzantısı bir parti ile yeni Anayasa yapmaya çalışmaktadır.

                   Maalesef Ana Muhalefet Partisinin bazı Milletvekilleri bu sürece destek verdiklerini, ancak dikkate ve kıymete alınmadıklarını Diyarbakır’ da sivil toplum örgütlerinin liderleri ile yaptıkları toplantı da açıklamak gibi bir gaflette bulundular.

                   Ancak Diyarbakır’ da bulunan otuzu aşkın sivil toplum örgütünden üçünün Başkanının toplantıya katılması, Ana Muhalefet Partisine kıymet verilmediğini tasdik etmiş oldu.

                   Ana Muhalefet Partisi de dahil, artık herkes siyasette ve ülke geleceği için alınacak kararda yerini kesin belirlemelidir.

                   Kendisini Atatürkçü ve onun kurduğu Cumhuriyet’in fikrine ve felsefesine sahip insan olarak görenler ile ülkenin bölünmesine kadar yol açacak ayrılıkçı, öte yandan demokrasiyi araç olarak görüp, ülkede din üzerinden siyaset yaparak insanları ayrıştıran görüş karşısında pozisyonlarını açıkça ortaya koymalıdır.

                   Aksi halde küçük hesaplar ve kısır tartışmalar sürdükçe ülke içinden çıkılmaz bir duruma sürüklenecektir.

                   Yerel Seçimler bu mücadelenin ilk aşamasıdır.

                   Bu seçimlerde takınılacak tavır; takip eden her iki seçimin de belirleyicisi olacaktır.

                   Saygılarımla..