
İbrahim Akkaya
Yarınlar bizim…
"O
yürüyüşün içinde yer almamış fakat o yürüyüşün amacını ve arkasındaki şikayeti,
talebi paylaşan Türkiye'de milyonlarca insan var. Ben de o insanlardan biriyim.
İktidara tavsiyem bizi de yürümek zorunda kalacağımız zorlamalardan uzak
kalmasıdır”
CHP önceki Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, ‘Adalet Yürüyüşü’ ile ilgili bu yorumu yaptı..
Baykal gibi düşünenlerin sayısı bir hayli çok..
Milyonları aştı belki de..
Fiziki olarak bulunmasak da gönlümüz orada..
Biz de Kılıçdaroğlu ve onunla birlikte yürüyenler gibi adalet istiyoruz.
Gerçek şu ki iktidar ve sözcüleri, iktidarın yılmaz koltuk değneği MHP’nin sözcüleri tersini söylesi bile, tehdit ve hakarete varan söylemlerle vatandaşın kafasını karıştırmaya çalışsalar da Türk halkı adalet arayışını, adalet yürüyüşünü gönülden destekliyor.
16
Nisan referandumu milat oldu..
Artık “ben yaptım oldu, ben de dersem o olur” anlayışı çok gerilerde kaldı..
Vatandaş,
Cumhuriyet ve kurumlarından, demokrasiden, Atatürk ve ilkelerinden ne pahasına olursa ödün vermeyeceğini dosta
düşmanı gösterdi.
İktidarın zeytinlikler, meralar ve kıdem tazminatında geri adım atmak zorunda kalışı bunun en net örneği.
Antalya’da
ise Giritli Parkı referandumunda yüzde 88.8 ‘otoparka hayır’oyu çıkması da
AKP’nin yönetim biçimine karşı bir isyan, bir başkaldırı olarak yorumlanabilir.
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, “ halk beni bu işleri yapmak için seçti. Referanduma gerek yok” dese de görünen o ki otogarın taşınması için referandum sandığı kurulmak zorunluğu var..
Antalya özeli için de Türkiye geneli için de 16 Nisan ve sonrası için şu yorumu yorumu yapmak doğru olacak :
“
AKP iktidarı Yeni Türkiye’den sıkça söz etse de, bu noktada gerekli adımları
atsa da Yeni Türkiye’yi Türk halkı kuracak.. 15 yılda Türkiye’de pek çok şey
değiştirilse de kamuoyu nezdinde kabul görmedi. Türk halkı dayatmalara,
zorlamalara pabuç bırakmıyor. En sıkıntılı süreçlerde bile doğrulardan
vazgeçmiyor”
Gerçek şu ki 15 Temmuz hain darbe girişimi derin yaralar açtı..
Yüzbinlerce masum insan işinden, aşından oldu, gözaltına alındı, tutuklandı, ailesi ve çevresi perişan oldu..
Baykal’ın da işaret etttiği gibi yargı darbe konusunda devreye giremedi..
Bağımsız ve tarafsız olması gereken yargı siyasal iktidarın yönlendirme ve telkinleri ile karar vermeye başladı..
O nedenledir ki 15 Temmuz’dan sonra FETÖ/PDY operasyonları ile ihraç edilenlerin
yerine jet hızıyla ve AKP teşkilatlarının’hamili kart yakinimdir’ tarzında
tavsiyeleri ile atanan hakim ve savcıların yüzde 40’ndan fazlası iktidar
partisinin baskı ve tehditlerinden yılarak avukatlık mesleğine geri dönmeye
başladı..
Tablo aslında hiç de hoş değil..
Yaşananlar Türkiye gerçeği ile asla örtüşmüyor..
Böylesi durumlarda sessiz çoğunluğun ne düşündüğünü önemli..
Adalet yürüyüşü bunun bir sonucu..
Halk adalet aramak için sokağa çıkmışsa, adalet
arayanların arasında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kurucuları, üyeleri ve
sempitizanları da varsa umutsuz olmamak gerekli..
Kılıçdaroğlu’nun başlattığı adalet yürüyüşü Türkiye’nin ve Antalya’nın yeniden yapılanmasının temel taşı olarak görülmeli..
Sizi bilmem ama ben hiç umutsuz olmadım..
Halka, halkın sağduyusuna hep inandım, güvendim..
Bu ülkeyi sevenler şunu hiç bir zaman aklından çıkarmasın..
Yarınlar bizim..
Çünkü bu ülke kolay kurulmadı..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.