
İbrahim Akkaya
Yarın yeni bir gündür
Şurası yadsınamaz bir gerçek ki Gezi Parkı Direnişi ve destek eylemleri Türkiye’nin de, Antalya’nın da kaderini değiştirdi.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Öncelikle birbirimize koşulsuz ve ön yargısız sarıldık.
Aramızdaki siyasi, etnik ve dini ayrılıkları bir kenara attık, en azından öteledik.
Asla bir araya gelmesi mümkün olmayanlar kucaklaştı.
Kederde ve tasada bu kentin ve ülkenin insanlarının nasıl tek vücut, tek yürek olabileceği net bir şekilde ortaya çıktı.
Her yaştan insanın nasıl aynı ülkü etrafında birleşebileceğinin en güzel örnekleri sergilendi.
Taksim Gezi Parkı’nı, Ankara’nın Kennedy Caddesi’ni ve oradaki eylemcilerin müthiş birlikteliğini ve özverisini televizyonlar ve gazetelerden izledik.
Antalya’da ise Cumhuriyet Meydanı’nda günlerdir destansı bir eylem sergileniyor.
Kimsenin beyninin arkasında başka düşünce yok.
Cumhuriyet Meydanı’ndan kimse rant beklenmiyor.
Elbette her yerde olduğu gibi kimi kötü niyetliler aramızda olabilir..
Provokatörler ile farklı beklenti içinde olanlar da alanda bulunabilir.
Ama provokasyona ve kavgaya kimse prim vermez.
Meydanın havasını bozmak, ya da kargaşa çıkarmak isteyenler yanıtını anında alır ve alıyor da..
Ülkeyi yönetenler başka fikirleri savunsa da, kimi kendini bilmezler eylemcilere polisten de cesaret alarak saldırmaya, hatta linç etmeye çalışsalar da amaçlarına ulaşamazlar.
Bu noktada Antalyalı eylemcileri yürükten kutlamak gerekli.
Son derece disiplinli davranıyorlar.
Aralarına başka amaç taşıyanları almıyorlar, sızanları da ayıklamayı çok iyi biliyorlar.
Müthiş bir dayanışma sergileniyor Cumhuriyet Meydanı’nda.
Amaç aynı, Gezi Parkı’ndan başlayan başkaldırıya destek vermek.
Olayın sadece 3-5 ağacın kesilmiş olması değil de, yaşam tarzına müdahaleye, dayatmalara ‘dur’ demek, bunun için de ülkenin gerçek sahibi olarak ortak sesin duyulmasını sağlamak.
AKP 10,5 yılda belki de yegane iyiliği yaptı.
Gezi Parkı direnişi ile birlikte uyuyan dev uyandı.
En katı görüşler rafa kalktı.
Bugün ne olur, yarın nasıl bir Türkiye ve Antalya’ya uyanırız bilinmez.
Ama bilinen bir şey var ki, artık üzerimizdeki ölü toprağını attık.
Etkisiz ve tepkisiz bir toplum olmadığımızı yedi düvele ispatladık.
Yarınlarımızı pırıl pırıl bir genç kuşağa emanet edeceğimizin ayırdına vardık.
Bu kentin ve ülkenin gençlerin omuzlarında şekilleneceğini gözledik.
Gençlerin asla yanlışa izin vermeyeceklerini yakından gördük.
Ben bu direniş ve eylemlerin Türkiye açısından olduğu gibi, Antalya açısından da bir uyanış, bir sahipleniş olduğuna inanıyorum.
Artık ‘sağdan say, soldan say kaç kişiler’ diye küçümsenen Antalya’nın dinamikleri yalnız değil,.
Bir avuç Antalya sevdalısının arkasında artık dev gibi bir gençlik var.
Hem bilgili, hem kültürlü, hem enerjik.
Araştıran, sorgulayan bir genç kuşak..
Antalya’nın yarınlarından kaygı duymayacağımız bir dönemi yaşamaya başladık.
Bu gençlik kentin kaynaklarının paylaşılmasına, talan edilmesine, yandaşlara peşkeş çekilmesine izin vermeyecek artık..
Antalyalı olarak kederde ve tasada birlikte olacağımız, omuz omuza mücadele edeceğimiz bir genç kuşak var Antalya’da..
Artık gün geldi, devran dönmeye başladı.
Yanlış yapanın, halkın görüşünü yok sayanların, halka rağmen ‘ben yaptım oldu’ mantığını sürdürmekte ısrar edenlerin, bu ülkenin ve halkının asla kabul etmeyeceği bir rejimi dayatmakta ısrar edenlerin hesap vereceği bir dönem başladı..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.