
İbrahim Akkaya
Yarın çok geç olacak
Anayasaya göre devlet insan haklarını korumakla görevli..
Halk olarak en zor koşullarda, olağanüstü dönemlerde bile hem kişi hak ve özgürlüklerimizi her şeyin üstünde tutarız, hem de devlete güvenimizden dün vermeyiz.
Devlete ve yasalara saygılı vatandaşlar olarak yasamaya çaba gösteririz.
İnsanın bazı özellikleri ve taşıdığı imkanlar, onu diğer canlılardan ayırır.
İnsan haklarının temelinde hiçbir canlıda bulunmayan özellikleri nedeniyle insan değerinin korunması yatar.
İnsan hakları korunmazsa, insanın değeri yok sayılmış olur ve pek çok sorun da ortaya çıkar.
İnsan haklarının tanınması ve korunması zorlu mücadeleler sonucunda başarılabildi.
İnsan hakları korunamazsa toplumda huzur ve güven kalmaz, bireyler başkalarının haklarına saygı duymaz, insanın devlete olan güveni sarsılır, güçlü olan, güçsüzleri ezer, bireyler arasındaki eşitlik ortadan kalkar, demokrasi yerini baskı rejimine bırakır, bu olumsuzlar giderek koşulları daha da kötüleştirir ve toplum bir başka devletin egemenliğine girme tehdidi ile karşı karşıya kalır.
İçinde bulunduğumuz koşullar, insan haklarının bırakın korunmasını, hiçe sayıldığı bir sürecin yaşandığını gösteriyor.
Her vatandaş, "acaba izleniyor muyum, dinleniyor muyum ?" kuşkusu ile yaşamak zorunda kalıyor.
İnsan haklarını korumak, vatandaşına en iyi koşulları sağlamak konumunda olan devletin vatandaşın her hareketini izlemesi, dinlemesi, hatta yatak odasına kadar girmesi üzücü ve endişe verici bir durum olarak ortaya çıkıyor.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tüm özel bilgilerinin tek bir merkezi anahtar olan TC kimlik numarasıyla merkezileştirilmesi, bireyin doğumundan ölümüne kadar günlük yaşamın her alanında devlet tarafından dijital ortamda kayıt altına alınıp, dil, din, ırk ve siyasi görüşüne göre sınıflara ayrılması gibi bir sakıncalı süreci yaşıyoruz ki kabul edilir gibi değil.
Her birey dijital gözetim altında.
Devletin yurttaşlarını her an izlediği bu bilgilerin bazı kurum ve kuruluşlar ile birlikte kötü niyetli kişiler tarafından kullanılıyor olması süreci daha da zorlaştırıyor, güveni sarsıyor, insanları psikolojik olarak olumsuz etkiliyor.
Vatandaşına huzur ve güvenli ortam sağlamak, onun kişi hak ve özgürlüklerini korumak ve en iyi yaşam koşullarını hazırlamak görevini üstlenen devletin TC kimlik numarası, MERNİS ve e-kimlik kartları ile sözde yaşamı kolaylaştırma adına fişlemesi, sürekli gözem altında tutması, suç ve suçlu yaratma çabalarının da yolunu açıyor.
Kişinin her anda dinleniyor ve izleniyor kaygısı taşımasının nasıl bir baskı yarattığını anlatmaya gerek yok.
Tüm bu olumsuzların yanında devletin fişlediği vatandaşın bilgilerinin kimi kurum ve kuruluşlar tarafından satıldığı gerçeğiyle de karşı karşıyayız.
Bugün binlerce kişi bilgi hırsızları nedeniyle suçlanıyor, cezaevlerinde çile çekiyor, mahkemelerde yargılanıyor, daha da vahimi işlemediği bir suç yüzünden ceza almıyor, karalanıyor, toplumun gözünde sakıncalı vatandaş pozisyonuna itiliyor.
Gerçek şu ki günümüzde 'darbe' olarak yorumlanan ve Türkiye'nin gözbebeği olan Şanlı Türk Ordusu'nun komutanlarının da demir parmaklıklar arkasında bulunduğu askeri müdahale dönemlerinde bile izlenme, dinlenme ve fişlenme çabaları bu boyutlara ulaşmamış, insanlar dinlenme ve izlenme kaygısı taşımamış, ihbar müessesi bu denli rahat hareket etme olanağını bulamamıştı.
Antalya, Türkiye'nin en hızlı büyüyen, en çok nüfus alan, bir Türkiye mozaiği olma yanında yurt dışında da göç alan bir bölge..
Turizmdeki konumu nedeniyle de huzur ve güven ortamının sürekli olması gereken ve gelişme sancıları çeken bir kent.
İnsanlar, hayatlarının en verimli yıllarını devlete hizmet etmekle geçirdikten sonra rahat ve huzur içinde yaşam için Antalya'yı tercih ediyorlar.
Hal böyle olunca ömürlerinin son yılları için Antalya'yı seçenlerin devlet tarafından izleniyor ve gözleniyor olmaları doğal olarak sıkıntı yaratıyor.
Öncelikle sivil toplum örgütlerinin insan haklarının, kişi hak ve özgürlüklerinin korunması konusunda sessiz kalmamaları gerekiyor..
Her zaman söylüyoruz, bir kez daha yineleyelim, susmayın, sustukça sıra size de gelecek..
O zaman size sahip çıkanların olması için sesinizi şimdi çıkarın, yarın çok geç olabilir..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.