
Gürkut Acar
Yargı eliyle şeriat düzeni…
Yeni yargıç atamaları partili yargıç dönemini açıyor.
Atanan yargıçların birçoğunun AKP’nin kadrolarında yer almış, örgütlerinde çalışmış insanlar olması hukuktan anlayanları dehşet içinde bırakıyor.
CHP Milletvekili Barış Yarkadaş’ın açıklamalarına karşı, Adalet Bakanlığından bir yanıt henüz gelmedi. Bu suskunluk “partili yargıç” savının doğru olduğunu kanıtlamaktadır.
Bu olay bana; Türkiye Barolar Birliği eski başkanı rahmetli Özdemir Özok’u anımsattı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmişti. Yargıç olarak odası da hazırlanmıştı. Hayırlı olsun demek için aradığımda, atamayı kabul etmediğini, çünkü CHP’ye kayıtlı üye olduğunu bildirdi…Bir O’nun anlayışına bakın, bir de bu iktidarın anlayışına!...
Bu atamalarla, Cumhuriyetin içi boşaltılmaktadır.
2010 Halk Oylaması yapıldıktan sonra, BALYOZ, CASUSLUK gibi uydurma, kumpas, davalarla ordu tasfiye edildi. En yetenekli generaller ve amiraller sahte belgelere dayalı davalarla, yıllarca hapiste yatırılıp ordudan, rızaları olmadan, emekli edilerek atıldılar.
15 Temmuz 2016’da Fetullah Gülen Terör Örgütü (FETÖ)’nün darbe yaptığı gerekçesiyle bu kez OHAL ilan edilip TEK ADAM REJİMİ GETİRİLDİ.
Aynı koşullar altında “Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu” yerine yeni atamalarla yeni bir kurul oluşturuluyor; “Hâkimler Savcılar Kurulu” getiriliyor ve yargıç atamaları yapılıyor.
Partili yargıçlar Türkiye’yi nereye götürür?
Cumhuriyeti tamamen tasfiyeye götürür!
“Fransız devrimci Louis Auguste Blanqui, uzun yıllar hapis yatmış, 1872’de dördüncü kez tutuklanmıştı. Mahkemede yaptığı konuşma, engin muhakeme yeteneğini sergiliyordu: ‘Ben bu mahkeme salonunda, krallığın sanık sandalyesine oturttuğu cumhuriyeti temsil ediyorum. Krallık fikirleri, yeni hukukla çatışan eski hukuk için beni yargılıyor. Ve ben cumhuriyet sistemi içinde mahkûm edileceğim.’
Blanqui, öngördüğü gibi, müebbet hapis cezasına çarptırılır. Fransa’da cumhuriyet rüzgârı sönmüştür. Sistemin sadece adı cumhuriyettir. Yeni bir düzen kuranlar, doğabilecek tepkilerden çekindikleri için cumhuriyet ismini muhafaza etmişlerdir. Ama hem cumhuriyet rejimi kuranların hem de cumhuriyetçilerin ikinci adresi mahkeme salonları olmuştur!”(*)
Türkiye Cumhuriyeti taraftarlarının hâlâ yüzde seksenlerde olduğunu bilen iktidar; sistemi içinden çökertmek için partili yargıç dönemini başlatmıştır. Son halk oylamasında HAYIR oylarının yüzde ellinin çok üzerinde çıkması derin kaygılara kapılmalarına yol açmıştır. Dünyanın gözü önünde, yazılı sınavda yüz üzerinden seksen beş – doksan not alanları, yani yetenekli olanları değil; partili olanları tercih etmişlerdir. Bunun hakkaniyet ve adaletle hiçbir ilgisi yoktur. Yazılı sınavı kazananların hakkını yiyerek, yani adaleti yok sayarak adalet sağlanamaz.
Güya Türkiye Cumhuriyeti devam ediyormuş gibi gösterip, yüz yıllık birikimi bir yana bırakarak, Atatürk düşmanlığıyla, Alkol yasaklarıyla, Yontuları put sayıp yıkarak, kadın plajları açarak, eğitimin tamamını imam-hatipleştirerek varılacak tek yer vardır: “Din Devleti”ne dönüşmek!
Çok şükür ki halkımızın Mustafa Kemal Atatürk sevgisi,” en büyük eserim” dediği Türkiye Cumhuriyeti meşalesi, Laik, Demokratik Türkiye içselleştirilmesi, özgürce bir arada yaşama arzusu sönmemiştir.
Ben de bu yazıyı Âşık Küsûri’niin dörtlüğüyle bitirmek istiyorum:
“ Şahini durdurmaz karga âvâzı,
Aslanı yenemez bir uyuz tazı,
Sessiz bellediğin düzensiz sazı,
Öttürür ustası bir tele bakar. “(**)
(*)Yeniden Kazanmak, Em.Tüma.
Soner Polat/sayfa:231-232
(**)AGE sayfa:233
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.