
Gürkut Acar
YAKIN TARİHTEN NOTLAR
Değerli
okuyucularım, bazı önemli konuları ileride gerekli olur diye not alıyorum.
Gündem o kadar hızlı değiştiriliyor ki birçok olayı unutup gidiyoruz. Size 22
Haziran 2016 Çarşamba günü aldığım notları yorumlayarak sunuyorum.
ULUSAL BAYRAMLARIN İPTALİ
Ulusal
Bayramlar terör nedeniyle iptal ediliyor. (Buna; bir bahane bulunarak iptal
ediliyor demek gerekir.)
Terör
nedeniyle Bülent Arınç’ın bir toplantısı iptal edildi…
(Belli
ki bu da bahaneydi)…
19
Mayıs Gençlik ve Spor Bayramının iptali için terör gerekçe gösterildi ve 19
Mayıs için emniyet Genel Müdürlüğü bir bildiri yayınladı. “Gizli” olduğu
bildirilen ve güya sadece Emniyet Örgütü için yayınlanmış bir bildirinin
radyolarda okunması çok komikti. Hem gizli hem de radyolarda okundu. Ne diyordu
bildiride: “Terör Saldırısı Olacak”! Bu nedenle bütün toplantılar ve bayramlar
yasak…
(2015
yılında milletvekili olduğum sırada 23 Nisan Çocuk bayramını, Karaalioğlu
Parkının bir küçücük seyir terasında, Antalya’nın devleti temsil eden en yüksek
zevatıyla birlikte güya kutladık…)
CEZA EVLERİ DOLUP TAŞARKEN YARGIÇ SAYISI YETERSİZ
2002
YILILNDA Türkiye’deki tutuklu ve hükümlü sayısı 59.429 iken, 2007’de 90.837’ye
, 2009’da 116.340’a, 2011’de 128.604’e, 2013’te
137.163’e ulaşmıştır.
Açılan ceza davası sayısında ise Avrupa’nın
lideri durumundayız.
Her
100.000 kişi başına açılan ceza davası sayısı: İspanya’da 549, Almanya’da
1.037,Portekiz’de 1.664, Fransa’da 1.677, Hollanda’da 1.711, İtalya’da 2.229
iken Türkiye’de 2.660’tır.
Buna karşın hâkim sayısında bütün ülkelerin
sonunda yer almaktayız:
Her
100.000 kişiye düşen hakim sayısı; Almanya’da 24,5, Portekiz’de 17,4,
Hollanda’da 12,7, Fransa’da 11,9, İtalya’da 11,0, İspanya’da 10,1 iken Türkiye’de 9’dur.(*)
Yargıç
sayısının azlığı bir yana, yazılı sınavı kazanıp “mülakat” denilen sözlü
görüşmeden sonra hak ettikleri yargıçlık veya savcılık görevine alınmamış
yüzlerce hukukçunun uğradığı adaletsizliği görünce liyakatin aranmadığı ve
bulunmadığı bir devlet düzeni adaletli olabilir mi diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz.
YETKİLERİ ELİNDEN ALINMAK ÜZERE OLAN TBMM İÇİN:
“Büyük Millet Meclisi, Türk Milleti’nin
asırlar süren aramalarının özeti ve onun bizzat kendisini idare temek şuurunun
canlı bir timsalidir. Türk Milleti mukadderatını Büyük Millet Meclisi’nin
kifayetli ve vatanperver eline tevdi ettiği günden itibaren karanlıkları
sıyırıp kaldırmış ve ümitleri boğan felaketlerden milletin gözlerini kamaştıran
güneşler ve zaferler çıkarmıştır”. (1938) Mustafa Kemal Atatürk (TBP çizgisi
2012 kitaptan alınmıştır).
Vatanımızın, yaşamımızın, huzur ve
güvenliğimizin temeli olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bütçe yapma
yetkisini, güvenoyu verme yetkisini, gensoru verme yetkisini, bakanlar kurulunu
düşürme yetkisini, bakanları tek, tek düşürme yetkisini, soruşturma önergesi
verme yetkisini alıp bir kişiye devretmeyi amaçlayan Anayasa değişiklikleri
için oy kullanırken Mustafa Kemal’in yukarıdaki sözlerini bir kez daha
okumanızı diliyorum.
Son
pişmanlık fayda etmez. Laik, demokratik, kuvvetler ayrılığına dayanan, hukuk
devleti olan ve böyle olmaktan çıkarılmakta bulunan Türkiye Cumhuriyetine
kıymayınız efendiler…
(*)Gerçek Türkiye Grafikleri,
CHP Genel Merkez Yayını
Kasım 2013 Sayfa:189,190,191
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.