
İbrahim Akkaya
Üniversite’nin Fuat Avni’si !
‘Üniversitesi’nin
kadim dostları’ başlıklı yazımda Akdeniz
Üniversitesi’nin eski rektörü İsrafil Kurtcephe’ye üç kadın çalışanın kadro
vaadiyle fuhuş yaptığı ve FETÖ’nün bu kaseti şantaj amaçlı olarak kurduğunu
anlatmış, bu çirkin tuzağın suçunu da iftiralarla Personel Dairesi eski Başkanı Hüsnü Gülez’e yüklediklerini
yazmışım.
Hüsnü Gülez’in kendisine kurulan bu hain tuzakla ilgili açıklamasını sizlerle paylaşacağımı da belirtmişti.
Sağlık sorunları nedeniyle birkaç gündür bu konuya değinemedim.
Hüsnü Gülez’in uğradığı bu iftira sonrasında kamu hizmetinden çıkarılmasıyla mağduriyet yaşadığını vurgulamıştım.
Sonunda Gülez, suskunluğunu bozdu, basında yer alan ve belli merkezden kurgulandığını öne sürdüğü haberlerle ilgili çok çarpıcı ifadelerin yer aldığı yazılı bir açıklama yaptı..
Hüsnü Gülez, yargıya intikal eden dosya için gizlilik kararı bulunduğunu belirterek, bugüne kadar sessizliğini koruduğunu belirterek, şunları söylüyor:
“Kritop Fetö’cülerin
hedefindeyim. Konya Selçuk Üniversitesi’ndeki Cemaat yapılanmasını, rüşvet
ilişkilerini ve kurulan kumpasları itiraf eden Yrd. Doç. Dr. Mustafa Arıkan,
üniversiteden ihracımda başrolü oynayan Yrd. Doç. Dr. Kürşat Ersöz’ün FETÖ
üyesi ve Cemaatin Konya’daki ev sohbetlerinin müdavimi olduğunu açıkladı.
Kürşat Ersöz, FETÖ’nün Akdeniz Üniversitesi’ndeki Zekeriya Öz’üdür. FETÖ’cüler
halen Akdeniz Üniversitesi’nde cirit atıyor, kurban seçilen ben kampüse bile
giremiyorum”
Belli ti çok dolmuş Hüsnü Gülez..
Kendisine kurulan kumpas ve sonrasında sürdürülen itibarsızlaştırma kampanyası ve buna bağlı olarak belli merkezlerle ilintili gazete haberleri üzüntüsüne katlamış..
Gülez, FETÖ/PDY’nün halen Akdeniz Üniversitesi’nde büyük ve derin oluşumu olduğunu, bunu gizlemek için olayları sadece birkaç kişi arasında geçen basit husumet ve şantaj gibi gösterilmeye çalışıldığını söylüyor.
Hüsnü Gülez’in yazılı açıklamasındaki şu ifadelerin altını kalın olarak çizmek gerekli :
“17-25 Aralık
sürecinden sonra Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin başhekim ve
yardımcıları değişti. Sonrasında da –Üniversite İmamı-olarak bilinen ve firarda
olan personelden sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Geçici’nin görevden
alınmak zorunluluğunun ortaya çıkması FETÖ’cüleri rahatsız etti. Bu konudaki
gazete haberlerinden dolayı bana karşı kinlendiler. Akdeniz Üniversitesi adına
açılan sosyal medya hesabından üniversitenin –Fuat Avni’si- olarak bilinen
@akdenizunifest adlı hesaptan iki profesör hocamla birlikte hedef tahtasına
konulduk”
Hüsnü Gülez, kendisine yönelik olarak sistemli ve planlı bir itibarsızlaştırma kampanyasını yürütüldüğünü belirterek, şunları söylüyor:
“ İsrafil
Kurtcephe’nin fuhuş pazarlığı kasetinde kullanılan cihazlarını benim temin
ettiğim iddiası gerçek dışıdır. Olaya karışan 3 kadının da savunma ve
ifadelerinde kayıtları alıp, diğerlerine vermem, daha sonra yapılan kayıtları
internet ortamında paylaşmama dair hiçbir somut bilgi ve belge bulunmuyor. Tutulan
tutanak ve ifadelere ait 3 bin sayfalık dosyalar elimde mevcut olup, söz konusu
suçlamalarla ilgili hiçbir belge ve bilgi de mevcut değildir. 3 kadının ifadeleri sonucunda
rüşvet ama, rüşvet verme gibi suçlamalar ortaya çıkmış, sonrasında da Rektör
İsrafil Kurtcephe, bu suçlamalardan dolayı kamudan atılmıştır. Rüşvetin döndüğü
yerde özel hayatı ifşa suçlaması olabilir mi“
Kuşkusuz Hüsnü Gülez’in kendisine yönelik yıpratma, kamuoyu önündü küçük düşürme, itibarsızlaştırma kampanyası yürütenlerle, onlara kol kanat gerenleri rahatsız ediyor, uykularını kaçırıyor.
Gülez’in açıklamalarının son bölümü de dikkat çekici, şöyle diyor:
“Beni suçlayan 2
şahitten biri olan Genel Sekreter Teoman Kulaksız önce yolsuzluktan tutuklandı,
daha sonra diğer şahit Antalya Vali Yardımcısı Mestan Yaman’la birlikte FETÖ/PDY
terör örgütü operasyonları kapsamında kamudan ihraç edilerek tutuklandı.
Üniversitedeki FETÖ/PDY unsurlarının kurduğu kumpas ve şantaj yargıdan döndü.
Kurulan kumpasların sonucunda cezaların her aşamasında FETÖ/PDY ile bağlantılı
kişierni olmazsı tesadüf değildir. YÖK, kendisine ait olmayan bir yetkiyle
FETÖ’ye bulaşmış kişilerin şahitliği ve hazırladığı fezlekeye dayanarak kamudan
ihraç edildim. Akdeniz Üniversitesi’nde ve YÖK içerisinde halen varlığını
korumakta olan –Kripto FÖT’cüler-ce tezgahlanan bu karar yok hükmündedir. Bana
isnat edilen uydurma suça dair cezam bile kesinleşmeden masumiyet karinesi
ihlal edilerek orantısız bir ceza verildi. FET’nün sık kullandığı
itibarsızlaştırma ve fakirleştirerek pes ettirme kumpası taktiği ile tipik bir
infaz uygulandı. FETÖ’cülerin cirit attığı kampüse girişim yasaklandı”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.