TÜRKİYE’NİN BÜTÜN KADINLARI BİRLEŞİN!

TÜRKİYE’NİN BÜTÜN KADINLARI BİRLEŞİN!
Bu hafta bir ilk yaşandı: İran’da kırk yıldan bu yana ilk kez bir klasik batı müziği konseri verildi. Bu konserin en önemli noktası da ilk kez İranlı bir kadın klarnetçinin orkestrada çalmasıydı. Daha da ilginç olanı, İran’da kadınların yanlarında bir erkek olmaksızın klarnet çalmalarının yasal olmamasıydı. İran’da gittikçe bilime ve kadın erkek eşitliğine doğru sistemin evriliyor olmasına rağmen Türkiye’de tam tersinin olması inanılır gibi değil. Bir hafta önce Cumhuriyet Bilim ve Teknik ekinde bildirildiğine göre; “36 Üniversite’nin kimya bölümüne, 31 Üniversitenin fizik bölümüne, 22 Üniversitenin biyoloji bölümüne, 7 Üniversitenin de matematik bölümüne öğrenci alınmayacak” diye YÖK karar almıştır.
Üniversitelerde temel bilimler prkogramlarının sayısı 241’den 145’e düşürülüyor. Bilim ve teknikten bu kadar uzaklaşan bir ülkede, artık sıra kadınların bütün kazanılmış haklarının budanmasına gelecektir. Artık bu iktidarın kadın-erkek eşitliğine karşı olduğu bütün dünya tarafından biliniyor.
Sıkıştıkları zaman “kadın incedir, ağır işlere gelemez. Bedeni yapısı erkekle eşit olamaz” gerekçesine sığınıyorlar. Oysa söz konusu olan bedeni eşitlik değildir. Öyle olsaydı eşitlik için erkeklerin doğurması gibi bir saçmalık tartışılırdı. Tartışılan konu kadının insan olarak haklarındaki eşitliktir. Bu tam anlamıyla hukuksal eşitlik tartışmasıdır.
Yani Mecelle ile Türk Medeni Kanunu’nun karşılaştırılmasıdır. Yani kız çocuğunun babasının mirasından erkek çocuklarının yarısı kadar hak alması, yani iki kadının tanıklığının bir erkeğin tanıklığına eşit sayılması, kadının yanında erkek olmadan gezememesi, kadınlarla erkeklerin ayrı eğitim görmesi, kadınlarla erkeklerin ayrı dünyalar haline getirilmesi, bunun sonucu olarak da kadının baskılar altında kendi dünyasına çekilmesi, kapanması, utanması, çocuk yaşta evlendirilmesi, çocuk yaşta çocuk sahibi olması, erkeğin kölesi haline getirilmesi, toplum yaşamından dışlanmasıdır.
Bu iktidarın yolu Afganistan’daki Talibanların yoludur, bir şeriat devletinin kurulması ve Türkiye Cumhuriyetinin din devletine dönüştürülmesi yoludur. TBMM’de bulunduğum dört yıllık sürede, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyesi olarak kesinlikle söyleyebilirim ki getirdikleri nokta bir IŞİD devletine dönüştürme noktasıdır. Türkiye bu seçimlerde mutlaka bilim ve akıl yolunu seçmelidir. Aksi halde Türkiye gerçekten de yaşanamaz bir ülke haline gelecektir.
Bu nedenle Türkiye’nin bütün kadınları birleşerek bu gidişe dur demelidir. Çünkü topun ağzında kendi kazanılmış hakları bulunmaktadır. Kadının saçlarını rüzgarda savunma özgürlüğünü yok edecek bir anlayışa ülkeyi teslim etmemek zorundayız. AKP iktidarında kadına karşı şiddetin yüzde bin dört yüz artması, bu konudaki uygulamalarının bir sonucu ve kadın haklarını götürecekleri yer konusunda bir kanıt değil midir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürkut Acar Arşivi

Yurttaşı enayi yerine koymak

28 Nisan 2021 Çarşamba 19:37

Bu sefer kaçıncı?

26 Nisan 2021 Pazartesi 06:30

Amirallere zulüm

13 Nisan 2021 Salı 06:48

Güvenlik soruşturması

05 Nisan 2021 Pazartesi 06:38

Papalagi

31 Mart 2021 Çarşamba 06:30

Örsan Öymen'e açık mektup!

19 Mart 2021 Cuma 06:38

Bu kaçıncı?

01 Mart 2021 Pazartesi 06:39

AKP'den sonra da Türkiye var olacak

15 Şubat 2021 Pazartesi 06:35