Bakın Amerika Birleşik Devletleri’nin en önemli isimleri çıkıp dünyayı kana bulayan ve terörü tetikleyen sürece ilişkin “Hata yapmışız” diyerek özür diliyorlar. Hillary Clinton, kitabı aracılığıyla özrünü diledi. 2002 yılında senatör olduğu dönemde Irak savaşına “Evet” dediği için duyduğu pişmanlığı ifade etti…

“İyi niyetle davranıp eldeki verilerle en iyi kararı aldığımı düşünüyordum. Hataya düşen tek kişi de ben değildim. Fakat hata yapmıştım. Açık ve basit” demeyi bildi…

İngiltere eski Başbakanı Tony Blair da 12 yılın ardından özür diliyor…

Yıllar sonra da olsa, gecikmiş de olsa, ABD ile 2003 yılında gerçekleştirdikleri Irak işgali için "Aldığımız istihbarat yanlış olduğu için özür dilediğimi söyleyebilirim. Ayrıca planlamadaki bazı hatalar ve şüphesiz, rejimi ortadan kaldırır kaldırmaz yaşanacaklarla ilgili anlayışımızdaki hatadan ötürü özür dilerim" demesi de bir şey…

Ya bizde…

Bizde ne zaman işleyecek bu özür mekanizması, merak ediyorum…

Tezkereye ‘hayır’ diyen CHP ve dönemin Genel Başkanı Deniz Baykal ile milletvekillerinden bir özür dilenmesi gerekmiyor mu?

“Biz iyi niyetle böyle düşündük ama hata yapmışız” demek, çok mu zor!

Bence değil, olmalıdır da…

Hatta bunun öncüsü gazeteciler olmalı…

Kamuoyu önderi olan gazeteciler, başlatmalı bu kültürü…

Bu süreci başlatması gerekenlerden en başta gelenidir, bence Ertuğrul Özkök…

Deneyimli gazeteci Özkök, özür mekanizmasını aslında kullanmayı bilen ender kalemlerdendir…

O dönemdeki tavrı ve tutumu tezkereye ‘evet’ti…

Hatta çok sert eleştirileri de vardı; hayır diyenlere…

Şimdi yanıldığında ‘özürden’ kaçınmayan biri olarak, 1 Mart için de bir özür dilemeli bence…

Aldığım bilgiye göre bunu yapacak, şu sıralar…

Tabii asıl özrü, dönemin iktidarı yapmalı…

Yapmalı ki bu kültür yerleşsin…

Elbette, bir özürle hiçbirşey düzelmez. Akan kanlar, kaybedilen canlar geri gelmez…

O gün ki yanlış kararlar sonucu dünyayı saran kan ve şiddet de bir anda bitmez, unutulmaz…

Ama yeni bir başlangıç için bunu yapmak gerek…