
Mustafa Yıldırım
TİLKİLER VE KURTLAR, KURUL'UN ÖCÜNÜ ALACAKLAR!
Bir yıl önce altın madencisine karşı direnen "Artvinliler nereleri
koruyor?" diye sormuş ve sıralamıştım:
"Ankara'da, Sinpaşın gökdelen lüks apartmanlarıyla kuşatılan
Eymir çayını ve Mühye köyü vadisini, ODTÜ Eymir gölünü...
Bergama'daki Kozak yaylasını, Dikili ovasını...
Akdeniz kıyılarını...
Anamur'un muz bahçelerini...
Ankara'dan Polatlı'ya yayılan ekin tarlalarını....
Otoyollarla yok edilenlerden geriye kalan Bursa
ovasının parçasını, Gemlik-Umurbey zeytinliklerini...
Beykoz ormanlarını...
Denizli ovasını, Menderes vadilerini...
Giresun -Ordu-Trabzon yaylalarını...
Saymakla bitmez!"
İki ay sonra Ordu'dan Çambaşı
yaylasına çıkıyorduk.
Belediye Reisi, kıvançla "Yayla
yollarını genişletiyoruz" diyordu.
Uzaklarda bir inşaat, turistik otel!
Yamaçlar indirilmiş; koyunların,
sığırların otlatıldığı yeşilliklerin bağrı deşilmiş!
Kayak pisti yapıyorlarmış!
Ordu Hayat gazetesindeki haberE GÖRE
ilin fetva meraklısı yöneticileri zengin Araplardan umutluymuşlar!
İki Kızıl Tilki Yavrusu
Sisli yamacı geçiyoruz birden güneş!
Yamaç göçmüş, makinelerin yığdığı
topraklar çamur deryası...
Yola döşenecek taş yığınının yanından
bir baş uzanıyor.
Ani fren!!! Minik baş yok artık. Soluğumuzu
tutuyoruz. Kurt Ujin de soluğunu tutuyor.
Kızıl tüyleri güneşte yanıyor; kuyrukları
bedenlerinden uzun, minik kulakları yukarıda ve nokta burunlar sağı solu
kokluyor.
Fotoğraflarını çekmek için kapıyı
açınca çamurda düşe kalka kaçıyorlar!
Onları korkuttuğumuz için kendimize
kızıyoruz!
Yaylaları yarıp geçenlere, kara
asfaltla oraya buraya saldıran doymak bilmezlere de...
Birden susuyoruz! Yerin kulağı var;
ortam zifiri karanlık!
Yıkıma Uygun
Sıfatı Sözlükler Yazmadı!
On binlerce yıldır direnen yamaçları indiriyor; yaylalara, obalara
yollar döşüyorlar.
Petrol ziftine bulanmış banknotlarıyla, altınlarıyla gelen Arap
kodamanlarıyla onlara hizmet edecek Suriye kaçkınlarını taşıyacak yollara taş
gerekiyor; ufalanmış taş!
Bula bula tepelerdeki Kurul kalesinin yeşil yamaçlarını bulmuşlar!
Yeşili indirmişler! Yetmemiş patlayıcılar, kayaları dağıtıyor.
2500 yıldır sessiz kalan, Kibele heykelini saklayan Kurul kalesi
sarsılıyor.
Taş mezarlar ufalanıyor!
Molozlar aşağıdaki dereyi kahverengine boyuyor!
Mahkemeden durdurma kararını dinlemiyorlar!
Küçük kentin Büyük Belediyesinin kamyonları taşları götürüyor!
Vali iki satır yazıyı tebliğ etmiyor!
Arkeoloji profesörü iki satır yazmaya eriniyor! İl çevre koruma
sorumluları çaresiz!
Küçük kentin Büyük Reisi, botanik alanını yok edip, yeni yeni
hastaneler ve daha kim bilir neler inşa etme peşinde!
Ordu kentinin bir avuç insanı yayla yollarına, Kurul kalesi
yıkımına karşı direniyor; ama hepsi o kadar! Yaylaların çobanları, köylüler oralı
değil!
Kanaatkarlığı, yeşil otlaklar sevdasını bir yana bırakmışlar!
Sanki bir şey varmış gibi kentlerin cehenneminde!
Gel de
Artvinlileri anma!
Onlar dağlarını hoyrat madencilere karşı korumak için canlarını
ortaya koymuşlardı. Direnmeyen Artvinli yok gibiydi!
Ya Ordu?
Bir söz de arkeologlara! Artık ara veriniz çalışmaya...
Bakın siz deştikçe onlar saldırıp yok ediyorlar!
Uyandırmayın mezar yıkıcılarını, heykel düşmanlarını,
şeytanları!
Şeyhin Eteği...
Katar şeyhi yaylaların üstünden baktı yeni cennetine.
Katar Şeyhi Trabzon'un Arenasına indi.
Hani şu, Irak işgalinde ABD'ye üs veren, Afganistan Talebanına
Doha'da büro açtıran...
Suriye devletine içten saldıran İhvan-Amerikan koalisyonunu
destekleyen Şeyh!
Şiş karınlı gökdelenlerin mucidi, emanet paralar işleticisi
Katar Şeyhi!
Şimdi de yüz binlere kıyan Ayetullahlar tiranlığının ortağı!
Binlerce yıldır yaylalarda, obalarda sevgiyle hayvan yetiştirenlerin
de gözü açıldı.
Hazırlar turistik yollardaki büfelerde, otellerde el alemin
hizmetçisi olmaya; Şeyhlerin eteğine sarılmaya hazırlar!
Onlarca yıldır, yurdun varlıklarının talanını öyle ya da böyle engellemeye
çabalayan, yasalar koyan Cumhuriyet devletinin yıkımına razı oldukları gibi...
Çökelez Dağı, 9
Haziran 2017
[Fotoğraflar: Ordu
Hayat Gazetesi]
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.