
İbrahim Akkaya
Şu kuleler meselesi
Antalya'nın 'kule' tabir edilen çok katlı yapılarla başı dertte..
Sözde kente adına yakışır bir stadyum kazandırma çabaları için hedef olarak seçilen 100. Yıl Spor Kompleksi'nde 300 metre yüksekliğinde dev iki kule yapımı konusunda ısrar edildiğini sağır sultan bile biliyor.
İşin tuhaf olan tarafı Anadolu'nun bir çok kentine, hatta liglerde takımı bile olmayan kentlere trilyonlar harcayarak stadyum yapan hükümetin, Antalya'ya üvey evlat gözüyle bakmayı sürdürmesi ve 100.Yıl gibi çok değerli bir alanı stadyum ve spor salonu yapımı karşılığı yüklenici firmaya verme isteğinden vazgeçmiyor olması.
100. Yıl Projesi mahkeme tarafından iptal edilince, bu kez alanı TOKİ'ye tahsis etmek isteyen hükümet, devlet kasasına en çok para kazandıran Antalya'ya cimri davranıp, "kendi paranla olursa yapılır" dayatmasında bulunması.
100.Yıl Spor Kompleksi imar planında 'semt spor sahası' olarak görünüyor.
Malikleri de 1970'li yıllarda bu alanın Antalyalı sporculara açılması ve Antalya'da Akdeniz Oyunları düzenlenmesi koşuluyla istimlakine izin vermişlerdi.
Görünen o ki 100.Yıl tartışması Antalya'nın gündemini daha uzun yıllar meşgul etmeye devam edecek.
100.Yıl'da Meltem Sitesi'nin, Devlet Hastanesi'nin önünde, 5 yıldızlı iki otel ile ATİK ve Atatürk Kültür Parkı'nın karşısında dikilmesi için çaba gösterilen devasa yapılara karşı kentin dinamiklerinin direnişi sürürken, bu kez pizza kuleleri sorunu ile karşı karşıyayız.
Antalya trafiğini rahatlatacak, kentin vitrini olan Konyaaltı bölgesinin ağır tonajlı araçlar nedeniyle yaşadığı çilesi sonlandıracak Batı Çevre Yolu'nun yapımı yılan hikayesini bile gölgede bıraktı.
Sadece 1 kilometrelik bir alanda mülkiyet sorunu çözümlenemediği için Antalya Batı Çevre Yolu'nun yapımı bir türlü gerçekleştirilemiyor.
Büyükşehir Belediyesi ile Konyaaltı Belediyesi, inşaat yoğunluğu konusunda bir türlü anlaşamıyor.
Karayolları ise çözümün istimlakle mümkün olacağından direttiği için de hikaye uzadıkça uzuyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Batı Çevre Yolu'nun sorunlu bölgesi için yapılacak imar planı tadilatında emsalin yüzde 20 olmasını istiyor.
Konyaaltı Belediyesi ise inşaat yoğunluğunun yüzde 40 olmasında ısrarcı bir tutum izliyor.
Bölgede arazileri bulunan vatandaşlar ise yüzde 60 gibi asla kabul edilemeyecek, plan tekniklerine uymayan bir taleple emsalin yüzde 60 olmasını istiyor.
Çözüm konusunda henüz bir arpa boyu yol alınmış değil..
İşte bu noktada İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Cem Oğuz, çok önemli bir uyarıda bulunuyor.
Oğuz, belediyelerle, vatandaşın ve Karayollarının arasını açan kavgalı bölgenin tarım arazisi olduğunu vurgulayarak, daha fazla zaman kaybetmeksizin çevre yolunun geçtiği bölgenin kamulaştırılarak, yolun bir an önce açılması gerektiğini söylüyor.
Karaman ve Çandır çayları arasında bulunan kavgalı alanın imara açılması için yoğun çalışmalar yapıldığını anımsatan Oğuz, "Pizza kuleleri istemiyoruz" diyerek bu çabalara isyan ediyor.
Kavgalı alan için istimlak bedelinin 35 milyar lira olduğunu belirten Cem Oğuz, "burası alüvyon zemin, imara açılırsa kazık temel tabir edilen yöntem uygulanacak, bu da 20 metrelik derinlik demek. Bu durum inşaat maliyetini artıracağı için malzemeden çalınmasına neden olacak. Sonuçta denetimsiz yan yatan ve pizza kule diye tabir ettiğimiz binalar ortaya çıkacak. Binalar yan yatacağı için de astarı yüzünden pahalı olacak" diyor..
Söz konusu alan Çakırlar bölgesinde..
Akdeniz bölgesinde son günlerde sıkça görülen depremler nedeniyle Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Kutlu Taner, şu açıklamayı yapmıştı :
"Ben olsam Çakırlar, Arapsuyu, Yamansaz ve Kundu'yu imara açmazdım"
Cem Oğuz, boşuna İtalya'nın yan yatan ünlü kulesini örnek göstererek boşuna " Pizza kuleleri istemiyoruz" demiyor..
Batı Çevre Yolu mutlaka açılmalı, ancak siyasi rant kaygısıyla emsal artışı da yapılmamalı..
Kamu çıkarı düşünülerek kamulaştırmalı ve yılan hikayesine son verilip yol bir an önce açılmalı..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.