Ülkeyi 5 ayda 2’nci genel seçime götüren AKP, kesin olmayan seçim sonuçlarına göre genelde ve yerelde 1’inci parti oldu…
7 Haziran’da parlamentoda tek başına iktidara geçit vermeyen seçmenin iradesine rağmen, koalisyonu rafa kaldıran ve parlamentoyu çalıştırmayan anlayışın medya kanalıyla yürüttüğü algı yönetimi meyvelerini verdi…
Koalisyonun kaos olduğu algısı üzerinden yürütülen kara propaganda ile tek başına iktidar kurtuluş gibi gösterildi…
Neticede de bu kara propaganda prim yaptı…
Tabii şimdi tüm mesele muhalefetin şapkasını önüne alıp kendisiyle yüzleşmesi…
Hala bu seçim sonuçları üzerinden kimse başarı nutukları atmasın…
Bunun hiçbir inandırıcılığı yok…
Herkes hatalarını, eksiklerini ortaya koymalı…
Genel başkanından belediye başkanına, il başkanından meclis üyesine muhalefet kendi iç değerlendirmesini yapmalı…
Kesin olmayan sonuçlara göre ülkenin ekonomik ve yönetim krizi içinde gittiği seçimde genelde ve yerelde AKP’nin milletvekili sayısını arttırdığı görülüyor…
Elbette seçmen iradesine saygı duyuyoruz, duyacağız…
Ama bu başarı, iktidarın başarısı değildir…
Muhalefetin başarısızlığının sonucu ortaya çıkan bir tablodur…
Hukukun askıya alındığı, eğitimin, sağlığın felç olduğu, işsizliğin tırmandığı, terörün yükseldiği, yolsuzluk ve yoksulluğun tavan yaptığı bir dönemde muhalefetin, seçmenin yol verdiği bir partiyi iktidara taşıması kabul edilemez…
Gerek strateji hataları, gerekse iç çekişmeler, ön seçim ve aday belirleme sürecindeki hataların getirdiği bu sonucu enikonu tartışmak ve doğruyu bulmak gerekiyor…
Üst üste seçim kaybeden genel başkanlar da genel merkez yöneticileri de örgütler de artık ‘yeter’ demeli ve hatalarını kabul edip, yerlerini yeni yüzlere bırakmalı…
Kimse vazgeçilmez değil…
Kimse elbette tablonun tek sorumlusu değil…
Ama sorumlular ayağa kalkıp, gereğini yapmazsa bu tablo böyle sürer…
Ülkenin ve kentimizin geleceği açısından tüm sorumlular ayağa kalkın…
Gereğini yapın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.