Propaganda yöntemleri, partilerde tertip edilen seminerlerde anlatılır. Propaganda faaliyetlerinde çalışacaklar eğitilir. Neyi konuşup neyi konuşmamaları gerektiği öğretilir. Ellerine, gidilen köy ve mahallelerde yardımcı olabilecek isimler verilir. Çalışmaları yürüten kadrolara sabırlı olmaları, hoşgörülü olmaları telkin edilir. Propaganda yapılan bölgelerin kültürel yapısı, yöredeki yaşam koşulları, yaşayanların örf ve adetleri dikkate alınır.

İktidar partilerinin propagandistleri, dönemlerindeki yapılan iyi hizmetleri, liderlerinin ne kadar tecrübeli ve bilge kişi olduğunu anlatıp, rakiplerinin yetersiz olduklarını sıralar. Muhalif partilerin üyeleri veya iktidara talip diğer partilerin üyeleri de tam aksine iktidarda olanların eksiklerini, yaptıkları hataları ortaya atarak seçmenlerin aklını çelmeye çalışır. Bu sistematik çalışmalar yıllardır bu şekilde devam eder. Propaganda elemanlarının etkileyebildiği vatandaşlara, hatipliği kuvvetli yönetici ve liderler de mitinglerde televizyonlarda hitap eder.

Bu konuda hızlı hareket eden siyasi partilere “ERKEN KALKAN YOL ALIR” denildiği gibi, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde saha çalışmalarını ara vermeden yürüten siyasiler ilerleme kaydedebilir. Rahmetli Süleyman Demirel’in, “YOLLAR YÜRÜMEKLE AŞINMAZ” sözleri hala hafızamdadır. Aslında siyaseti meslek edinmiş herkesin, her zaman seçim olacakmış gibi hazır olup çalışma yürütmesi lazım.

Son zamanlarda toplumda karşılık bulduğu görülen yani siyasi oluşumlar var. Meral Akşener’in başında olduğu İYİ Parti bunlardan biri. TİP ve Zafer Partisi de çıkışta. Bu siyasi etkinliklere DEVA’yı da ekleyebiliriz.  Kuruluşları eskiye dayanan CHP, DP,  Saadet, MHP, HDP gibi siyasi partilerin oylarının yeni ortaya çıkan partilere kaydığını söyleyebiliriz. Yeni kurulan partiler ve de oy kaybına uğramış eski partiler, daha güçlü olabilmek adına veya seçimlerde başarı elde etmek adına birleşmek ihtiyacı duyuyorlar veya ittifaklar kurarak hareket etmeyi tercih ediyorlar. Son dönem siyasi fotoğrafa baktığımızda, Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı’nı seçim kazanmaya en iddialı oluşumlar olarak görüyoruz.  Ata İttifakı etkin çalışma yürütüyor ama bence yola geç çıktı ve ilk defa seçime girdiklerinden ve seçim yardımı alamadıklarından, dar bütçeyle çalışmak durumundalar. Ata İttifakı’nın Cumhurbaşkanı  adayı olarak,  çıkan Sinan Oğan, tanındıkça karşılık bulmaya başladı. Siyasi yorumculara göre, donanımlı ve genç aday Sinan Ogan, erkenden yola çıkıp, milletin hafızasında yer alsaydı, mevcut liderlere fark atardı deniliyor.

Her seçim döneminde olduğu gibi karşılıklı atışmalar, karalamalar, aslı astarı olmasa da suçlamalar bu dönemde de var. Kim doğru söylüyor, kimin vaatleri yerine gelecek kuşkularının devam ettiği zamanımızda işler karışık. Adeta dedikodu üretmenin moda olduğu bir çağda yaşıyoruz. Vaat verme konusunda iktidar partisi AKP ve destekçisi MHP’nin vaat verecek durumu yok. Cumhur İttifakı’na sorulacak en güzel soru, ‘Döneminizde, vaat ettiklerinizi neden yapamadınız’ olmalı. 

Biz gazeteciler, topluma doğruları yansıtmakta zorlanırken, vatandaşın neyin doğru olduğunu anlamasını fazla bekleyemeyiz. Hoşça kalın, vicdanlarınızın sesini dinleyerek kalın.