Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylar seçim kampanyalarına maddi katkı sağlaması amacı ile bankalarda açtırdıkları hesapların numaralarını kamuoyu ile paylaşıp bağış istiyorlar.

İşin garibi iktidara ve güce tapan ve oradan menfaat bekleyen bazı tipler bu hesap numaralarını sosyal ortamda paylaşıp destek istiyorlar.

Bu tür bir bağış alma sistemi seçim hukukuna aykırı olduğu gibi genel hukuk ve ahlak kurallarına da aykırıdır.

Birincisi, bu paraları kimler yatırıyor, nerelere harcanıyor ve bu paralardan elde edilen gelir vergiye tabi değil mi? Velhasıl bu paraları kim denetliyor. Bağış toplanması konusunda yasal bir düzenleme veya YSK kararı var mı? Seçim kanunun da düzenleme yapıldı mı? Sonuçta bu uygulama adaylar için suç teşkil edecek bir hukuki durum oluşturur mu? Başbakan ve Genel Başkan sıfatı ile Devletin , Başbakanlık örtülü ödenek ve parti kaynaklarını denetimsiz ve kuralsız kullanan Başbakan ile diğer adaylar arasında büyük bir haksız rekabet oluşmaz mı?

Dünyanın en zengin şahısları arasında bulunduğu ve Dolar milyarderi olduğu iddia edilen Başbakanın seçim sırasında bağış yolu ile elde edeceği önemli kaynak nereye aktarılacaktır.

17 Aralıkta ortaya çıkan yolsuzluk iddialarına karşı yapılan savunmada belirtildiği gibi bu paralar İmam hatip ve Camii işlerinde mi kullanılacak. Denetimi yapılmayan para kara para sayılmaz mı?

Ülke nasıl bu hale gelebildi?

 İktidarı ve muhalefeti ile tüm toplum bu anormallikleri neden tepki vermiyor?

Ülke yargısı bu yapılanlar karşısında nasıl sessiz kalabiliyor?

Savcılar neden harekete geçmiyor? 

Bu soruların cevabı 12 Eylül 2010 referandumu altındaki AKP darbesi ve devamında gelen yasal düzenleme ve uygulamalardır. Bu kadar net bir durumu göremeyenlere Başbakanın izahı komik olmaktan ötedir.

İktidara geldikleri andan itibaren Devletin başta yargı olmak üzere Emniyet ve Bürokrasi ye yerleştirdiği ve bu yolla Atatürk ün kurduğu Cumhuriyeti ve Kurumlarını bir bir ele geçirdikleri insanları menfaatleri çelişince paralel adı altında suçlayarak savaş ilan edenlerin mübarek 17 Aralık operasyonundan önce kahraman ilan edildiklerini her birine 475 maaş ikramiye  verdiklerini  destan yazan polislere ve Türkiye’nin bağırsaklarını temizlediğini söylediği savcı ve hakimlere zırhlı makam otolarını tahsis eden zatın bugün söylediklerine hala inananlara acımak ve tebessüm etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor.

Ülkeyi askeri vesayetten ve darbelerden kurtarıyorum ileri demokrasiye geçiriyoruz diye açıklama yapanların Türkiye Cumhuriyeti Devletini Parti Devleti ve daha doğrusu AKP Devleti yaptığını görmemek için kör sağır ve dilsiz olmak gerekir.

Bu zihniyetteki bir kimseyi destekleyen nitelikleri yukarda belirttiğimiz insanların bağışları ile Cumhurbaşkanı seçmeni nasıl sonuçlar doğuracağını ve ülkede yaratacağı zararları görmek gerekir. Ortaya çıkacak zararlardan bağış veya başka yolla destek verenlerin müterafık kusuru bulunmaktadır.

Olanlardan destekleyenlerde müşterek ve müteselsilen sorumludur.

                                                                            Saygılarımla AV.CENGİZHAN GÖKÖZ.