Seçime 23 gün kaldı.

Geri sayım hızlanırken vatandaşın seçime ilgisinde çok önemli bir değişiklik de olmadı..

Sadece sokak değil, siyasi kulisler de 7 Haziran milletvekili genel seçimlerine eski gibi adapte olmuş değil..

Vatandaş geçim derdini önemsiyor haklı olarak..

Siyasi partiler ve adaylar ise sanki seçimin sonucu belli olmuş gibi davranıyor..

Sadece iktidardaki AKP değil, muhalefet partisi de olayın ciddiyetini tam olarak kavramış gibi görünmüyor.

Eskiden gümbür gümbür olurdu seçim meydanları..

Sadece seçim ofisleri değil, Antalya’nın her yerini parti bayrak, flama ve afişleri doldururdu..

Sokaklarda siyasetçiden geçilmezdi..

Vatandaş siyasetçilerle iletişime geçer, her önerilerini söyler, hem de eleştirisini yapardı..

O görüntüler, o heyecan artık yok..

İşte böyle bir süreçte seçmenin tercihinde iki etken öne çıkıyor..

Birincisi medya, ikincisi kamuoyu anketleri..

Eskiden televizyonlardaki siyaset içerikli programlarda kıyamet kopardı..

Siyasetçiler kıyasıya kapışır, seçmenin oyunu alabilmek adına tüm enerjilerini ortaya koyarlardı.

Liderlerin beyaz camdaki performansları seçimin kaderinde çok etkili olurdu.

Şimdi farklı bir süreç işliyor..

Medya eski medya değil..

Yandaş ve candaş olanlar AKP’nin gemisine su taşıyor..

Başta Türkiye Radyo Televizyon Kurumu(TRT) olmak üzere televizyonların önemli bir bölümü AKP’nin yayın organı gibi…

Gazeteler de farklı değil..

İktidarın nimetlerinden yararlanan gazete ve gazeteciler, gerçekleri görmezlikten gelerek AKP ve AKP’yi yönetenlere, hükümete ve rant çevrelerine methiye düzüyorlar..

Gazeteciliği gazeteci gibi yapanlar ile gazeteciliği silah olarak kullanmayı asla düşünmeyenler ise, halkın haber alma hakkını kullandırmak için özveride bulunuyor, her türlü baskı, tehdit ve şantaja pabuç bırakmadan işlerini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor.

Seçimin kaderini etkiledikleri tecrübelerle sabit olan kamuoyu anket firmalarının durumu da medyadan farklı değil..

‘Parayı veren anketten çıkar’ parolasını benimseyen firmalar seçim öncesi mantar gibi ortaya çıkıyor..

Antalya’da da örnekleri bulunan ve sadece seçim zamanları çıkan gazeteler gibi bu anket firmaları da para aldıkları siyasi parti ya da adayı seçimi kazandığına inandıracak kadar laf cambazı kişilerce kuruluyor.

Antalya’da 2009 yerel seçimleri öncesinde MHP’nin Muratpaşa Belediye Başkan Adayı İsmail Erten,  anlaştığı anket firmasının tuzağına düşerek seçimi yüzde 68 oyla kazandığına inanmış, bunun televizyonda açıklamak için de partisinin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kemal Çelik’le programa çıkma tartışması yaşamıştı..

Bunları niçin mi yazdım ?

Seçim yaklaştıkça fırsatçı anketçiler ile seçim öncesi ortaya çıkan kimi gazeteci bozuntuları, siyasi partiler ile milletvekili adaylarına yanaşıp, anket yapmaya, paralı haber kotarmaya çalışıyorlar..

Gerçek şu ki övgüyü herkes sever..

Siyasetçiler daha çok sever..

Çabuk dolduruşa gelirler, doğruları söyleyen ve yazanları da sevmezler..

Biz yine de görevimizi yapalım, seçim anketçileri ile seçim gazetecileri için uyarıda bulunalım.,.

Gerisi partiler ise adaylara kalmış.

Kendi düşen ağlamaz..