
İbrahim Akkaya
Patlamaya hazır bomba gibiyi
Hiçbir dönemde böyle gerginlik yaşamadık.
Vatandaş diken üstünde.
Herkeste bir korku ve endişe hakim.
Kötü bir şey olacakmış hissi hepimizin ruh yapısını bozdu.
Böylesine kritik bir süreçte 24 gün sonra sandık başına gideceğiz.
Yerel seçimler yaklaştıkça sinirlerin iyice gerilmesi kaygı verici.
Nazik ortamı sakinleştirmesi, vatandaşa güven vermesi gerekenler ise tersini yapmaya başladı.
Başbakan giderek sesini yükseltiyor.
Bağırıyor, çağırıyor, tehdit ediyor.
Hızını alamıyor küfür ediyor.
Muhalefeti halka şikayet ederek hedef gösteriyor.
İktidarda kalma adına her yöntemi deniyor.
Başbakan ortamı gerdikçe muhalefet liderleri de yanıt veriyor, tansiyon her geçen dakika daha da yükseliyor.
Bu gerginlik doğal olarak Antalya’ya da yansıyor.
Seçim güvenliğini tehdit eden olaylar meydana gelmeye başladı.
Kavgadan, gerilimden medet umanlar önce MHP Konyaaltı Belediye Başkan Adayı Serhat Kamaç’ın seçim araçlarına boyalı bir saldırıda bulundular.
Ardından AKP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Menderes Türel ile Muratpaşa Belediye Başkan Adayı Cihan Bulut’un seçim afişlerine ‘hırsız var’ diye yazıldı.
Son olarak da Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP Adayı Mustafa Akaydın’ın seçim afişleri boyalı, spreyli saldırıdan nasibini aldı.
Antalya’da bilboard ve megaliht diye isimlendirilen reklam materyallerinin sahibi konumundaki Clear Channel firması son günlerde mesaisini siyasetçilerin saldırıya uğrayan afişlerini söküp, yenilerini takmakla geçiriyor.
Bununla da bitmiyor seçimi sabote etme çabaları.
Adayların ve siyasi partilerin bayrak, poster, afiş, flama ve benzeri seçim materyallerini birilerini karalıyor, yırtıyor, ahlaki olmayan yazı ve işaretlerle kirletiyor.
Bu çirkinliği kimlerin yaptığını şimdilik bilmiyoruz.
Ancak polisin saptaması çok kolay.
Antalya’nın önemli bölgelerinde güvenlik kameraları ile donatılmış durumda.
Yani hepimizi 24 saat gözetliyor polis.
Kim nerede ne yapıyor, kimlerle görüşüyor ve konuşuyor biliniyor ve arşivleniyor.
Demem o ki siyasetçilerin afişlerine yönelik saldırıları yapanları bulup çıkarmak mesele değil.
2009 seçimlerinde de yaşanmıştı bu tür olaylar.
Polis, muhalefet partilerine gönül vermiş gençleri kameralar marifetiyle kısa sürede saptamış, gece yarısı evlerinden almıştı.
Şimdilik ses seda yok.
Polisin mi tutumu değişti, kameralar da iş yapamaz hale geldi kestirmek güç.
Gerçek şu ki bu tür olaylar sadece siyasi partiler ve adaylar arasında sıkıntı yaratmaz, toplumsal barışı da tehlikeye sokar.
Antalya’da balon patlasa Avrupa’da bombalı saldırı haberi olarak servise konulur.
Seçime çeyrek kala Antalya’da bu tür yakışıksız işlerin meydana geliyor olması, 30 Mart yerel seçimleri için tehlike çanlarının çaldığı anlamına gelir.
Burada öncelikle siyasi partilerin yönetimleri ile adaylarının duyarlı olması, yandaşlarını ve sempatizanlarını frenleyecek mesajlar vermesi önem taşıyor.
Birilerinin siyasi ikbali, sandıktan önce çıkma hevesi adına Antalya’nın huzurunu bozmaya kimsenin hakkı ve hadi olamaz.
Antalyalılar gerilim yaşıyor, barış bozulacak endişesi ile diken üstünde oturuyor, ortamı germek, kavgaya zemin hazırlamak, halkı kin ve nefret duyguları ile kışkırtmak kimseye bir şey kazandırmaz, başta kavgadan nemalanmak isteyenler olmak üzere herkese, Antalya’ya ve yaşayanlarına zarar verir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.