Başlıktaki deyim, bir hikâyeden esinlenerek ortaya çıkmış ve halk arasında yaygın bir şekilde kullana gelinmiştir.

Çoğumuzun bildiği gibi hikâye şöyledir:

Geçmişte, bir kral soytarısına yönelik olarak “bana karşı öyle bir kabahat işle ki, dilediğin özür kabahatinden büyük olsun.”

Kral bu iş için soytarıya bir de süre vermiş.

Soytarı, verilen süre dolmadan aklına gelen uygulamayı hayata geçirmeye karar vermiş ve gece sarayda kralın geçeceği bir yere saklanmış.

Kral gece tuvalete giderken tam soytarının önünden geçtiğinde soytarı kralın poposuna bir şaplak vurmuş.

Kral hiddetle soytarıya doğru döndüğünde;

“Affedin kralım, sizi kraliçem zannettim.”

Bugünlerde yaşanan yolsuzluk olaylarında adı yolsuzluğa karışanların ve onları ne pahasına olursa olsun korumaya alanların ve “yedirtmeyenler”in açıklamaları nerede ise bire bir bu hikâyeye uygun.

Yolsuzlukları kabahat olarak uyarlarsak;

‘Evlerde bulunan para kasaları,’

‘Para sayma makineleri,’

‘Ayakkabı kutuları içinde milyonlarca dolarlar ve eurolar,’

‘Telefon konuşmalarında geçen sözler…’

Bunlara karşın, muhatapların özürleri…

“Bunlar dış güçlerin ve içerideki ortaklarının oyunları.”

“Devlet içerisinde kirli güçler var.”

“Bunları paralel devlet gerçekleştiriyor.”

“Biz onları inlerinden çıkartacağız.”

“Yargı içinde çete var, yargı kendi içindeki pislikleri temizlesin.”

“Bu paralar, cami- imam hatip okulu yaptırmak üzere evlerde saklanan hayır paralarıdır.”

“Bu paralar, nasıl alındığı anlaşılamayan villaların satışından alınan paralar olup ipotek nedeni ile evde tutulmaktadır.”

“Beddualar, dualar ve birtakım Arapça sözcükler…”

Özrün kabahatten büyük olması böyle bir şey.

Kabahat sahipleri özürlerine devam ediyor.

Anayasaya ve özellikle bağlı bulunduğu CMK 157, 160 ve devamı maddelere aykırı olarak Adli Kolluk Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler…

Gizlilik kuralının açıkça ihlali anlamına gelen, Savcının Başsavcı’ya kolluğun kolluk amirine soruşturma hakkında bilgi vermesi zorunluluğuna yönelik düzenleme.

Güçler ayrılığı prensibinin yerle bir edilmesi..

8 gün geç gelen İçişleri Bakanı istifası,

Bu arada 100’ün üzerinde Adli Kolluk Amiri ve Emniyet Müdürü’nün soruşturmadan alınması,

Sonucunda Savcının emrini yerine getirmeyen kolluk…

Nihayet soruşturması hükümetin en başına uzanacak Savcı’ nın elinden soruşturma dosyasının alınması..

Deyim ne kadar yerinde hayata geçirilmiş değil mi?

Saygılarımla…

  Av. Cengizhan GÖKÖZ